Erdoğan darbecilere verdi veriştirdi!
Abone olYalova'da toplu tesis açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, anayasa değişikliğine karşı çıkanlara şu soruları yöneltti:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bize diyorlar ki 'Siz
12 Eylül'de ne gördünüz, ne yaşadınız?' Bunu bize söyleyenler önce
aynaya baksınlar. Biz 12 Eylül'ün öncesinin acılarını da yaşadık,
biz 12 Eylül zulmünü de yaşadık, biz 12 Eylül sonrasının
baskılarını da bütün ruhumuzda, bedenimizde hissettik. Geldiler
burda Yalova'da 12 Eylül'ün astığı gençleri, 27 Mayıs'ın
astığı başbakanı burda size anlattılar. Vicdanınız sızlamıyor mu
dediler. Evet, ben de soruyorum vicdanınız sızlamıyor mu?"
dedi.
Yalova Marina'da toplu açılış törenine katılan Başbakan Erdoğan,
burada yaptığı konuşmada, devlet-millet kaynaşmasını tesis
ettiklerini belirterek, buyurgan, hükümran bir devlet yapısını
ellerinin tersiyle ittiklerini vurguladı.
Milletle bütünleşen, milletle kucaklaşan, millete hizmetkarlık
yapan bir devlet anlayışını ülkeye kazandırdıklarını ifade eden
Erdoğan, şöyle konuştu:
BU ÜLKEDE SÖZ MİLLETİN DEĞİLSE, ÜLKE
BÜYÜMEZ
''Bir ülkede demokrasi yoksa, demokrasi eksikse, demokrasi modern
standartlarda değilse o ülkede yatırım olmaz, üretim olmaz,
istihdam olmaz. Bunu biz çok uzun yıllarca yaşadık. Bir ülkede
hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku hakimse orada yoksulun
derdine çare bulunmaz, fakir-fukaranın sorunu çözülmez,
yetim-öksüzün feryadı duyulmaz. On yıllar boyunca hukuk
sistemindeki sorunlar nedeniyle biz bunu iliklerimize kadar
yaşadık. Bir ülkede söz milletin değilse, karar milletin değilse,
siyaset vesayet altındaysa, çeteler siyasete yön veriyorsa o ülke
büyümez, kalkınmaz, ilerlemez.
SİZ 12 EYLÜL'DE NE GÖRDÜNÜZ NE
YAŞADINIZ?
Biz ülke olarak ne yazık ki bunu da yaşadık. Çetelerin
provokasyonlarında nice gençlerimizi yitirdik. Askeri darbelerde
nice delikanlılarımız dar ağacında sallandırıldı, asıldı. Siyasete
yapılan müdahalelerle Türkiye her 10 yılda bir geriye gitti, tüm
kazanımlarını heba etti. Şimdi bize diyorlar ki
'Siz 12 Eylül'de ne gördünüz, ne yaşadınız?
Bunu bize söyleyenler önce aynaya baksınlar. Biz 12 Eylül'ün
öncesinin acılarını da yaşadık, biz 12 Eylül zulmünü de yaşadık,
biz 12 Eylül sonrasının baskılarını da bütün ruhumuzda, bedenimizde
hissettik. Bizi sadece 12 Eylül vurmadı. 27 Mayıs'ı da biz yaşadık,
28 Şubat'ı da biz yaşadık, 27 Nisan'ı da biz yaşadık. Bunlarda da
biz hedef olduk.''
27 Mayıs'a çanak tutanların kendilerinin neler yaşadığını
anlayamayacaklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
BİZ DARBELERDEN NEMALANMADIK
''28 Şubat'a alkış tutanlar bizim neler yaşadığımızı anlayamazlar,
27 Nisan'da dut yemiş bülbüle dönenler bizim neler yaşadığımız
bilmezler. Ama bizim bir farkımız var. Biz onların 12
Eylül'den sonra yaptıkları gibi mağduriyet edebiyatına sığınmadık.
Darbeleri kendimiz için, şahsi çıkarlarımız için ranta çevirmedik,
darbelerden nemalanmadık. Biz bütün darbelere karşı nasıl onurlu,
nasıl dik bir duruş sergilediysek, bugün de yeniden müdahaleler
yaşanmaması için dik ve onurlu bir duruş sergiliyoruz.
GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEYENLER AYDINLIK BİR GELECEK İNŞA
EDEMEZLER
Bizi samimiyet testine tabi tutanlara ben Yalova'dan sesleniyorum.
Madem 12 Eylül'ün acısını yaşadığınızı, bedelini
ödediğinizi söylüyorsunuz, neden 12 Eylül öncesi meydanları kan
gölüne çeviren çetelerle, mafyayla, hukuk dışı örgütlenmelerle,
onların benzerleriyle, onların uzantılarıyla mücadeleyi bugün
desteklemiyorsunuz? Neden o çetelerin avukatlığını
yapıyorsunuz? İşte 12 Eylül 2010 iki seçenek önümüze
koyuyor. Ya darbecilerin anayasasından yana olacağız, ya milletten
yana olacağız. Onun için diyoruz ki, sevdamız millet, kararımız
evet. Bizim derdimiz bu. Bugün tek tek ortaya çıkan o kirli
senaryoların üzerine neden bizim kadar gitmiyorsunuz? Hadi
bu kirli senaryoların üzerine gitmiyorsunuz, hadi bu cesareti
gösteremiyorsunuz, neden yargıya bu konuda yardımcı
olmuyorsunuz?
12 Eylül'de acı çekmiş bir insan, bedel ödemiş, fatura ödemiş, o
acıyı yüreğinde hisseden bir insan kalkar da Danıştay
saldırganlarının yargılandığı davada avukatların bölümüne oturur
mu? 12 Eylül'den gerçekten rahatsız olanlar kalkıp da Ergenekon'a
avukatlık yapar mı? Madem 12 Eylül'ün acısını yaşadınız neden bugün
12 Eylül ile hesaplaşmıyorsunuz? Niçin askeri vesayet yerine milli
iradenin üstünlüğüne vurgu yapmıyorsunuz? Niçin her
sıkıştığınızda askere davetiye çıkaran yorumlar yapıyorsunuz? Madem
12 Eylül'de bedeller ödediniz, neden bugün yeniden 12 Eylül'lerin
yaşanmaması için Anayasa değişikliğine 'Evet' demiyorsunuz? Çünkü
siz rantını yersiniz, rantını yediniz. Siz istismar edersiniz, siz
edebiyatını yaparsınız, ama biz samimi bir şekilde mücadele ediyor,
acılarla yüzleşiyor, tekrar bu acıların yaşanmaması için samimi bir
irade ortaya koyuyoruz. Geçmişle yüzleşmeyenler aydınlık bir
gelecek inşa edemezler.'