Erdoğan: çok açık çok kirli çok sinsi
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye diz çöktürmek için son yıllarda oynanan sinsi oyunları sıraladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi çok açık, çok kirli, çok sinsi
bir dizi oyunla diz çöktürmeye çalıştıklarını söyleyerek,
"Şundan emin olunuz, Türkiye şayet Gezi olaylarını,
FETÖ'nün 17-25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe
girişimlerini, PKK ve DEAŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamamış
olsaydı, bugün çok başka bir noktada bulunacaktı."
dedi.
Bazılarınının döviz kurunun artmasının arkasındaki gerçekleri, oyunları görmek istemediğini belirten Erdoğan, "Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız, bir başka ülkenin ekonomisi aleyhine bir faaliyet asla değildir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Etkinliği'nde konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:
ÜZERİMİZDEKİ YÜK AĞIRDIR
Türkiye ayağa kalkmadan, bölgemizin de medeniyetimizin de ayağa kalkmayacağını, kalkamayacağını her vesileyle bir kez daha görüyoruz ve anlıyoruz. Üzerimizdeki yük ve sorumluluk ağırdır ama bir o kadar da şereflidir. İnovatif, yenilikçi çalışmalar yürüten firmalarımız, TİM gibi çatı kuruluşlarımız, kamunun ilgili tüm birimleri, tempolarını ve hedeflerini bu bilinçle sürekli ileriye taşımak mecburiyetindedirler.
2023 HEDEFLERİ YENİLİKÇİ ANLAYIŞIN ÜZERİNE İNŞA EDİLEBİLİR
Türkiye'nin 2023 hedefleri ancak yenilikçi bir anlayışın üzerine inşa edilebilir. Her alanda büyük bir değişim ve dönüşüm geçiren Türkiye'nin inovasyon konusunda da aynı performansı ortaya koyacağına inanıyorum. Bu konuda ümit verici gelişmeler görmekle birlikte, henüz katetmemiz gereken büyük bir mesafenin bulunduğu açıktır. İnovasyon hayatımızın bir parçası haline gelmezse, eğer bunu başaramazsak, işin asıl kaymağını başkalarına bırakıp sadece hamallığını yüklenmekten kurtulamayız.
AR-GE HARCAMALARINDA HEDEF YÜZDE 3
2001'de 76 bin olan Ar-Ge insan kaynağı sayımız 2016 itibarıyla 224 bini geçti. Yine 2001'de yüzde 0,54 olan Ar-Ge harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılamız içindeki payı 2016'da yıllık 20 milyar lirayı aşarak yüzde 1,06 seviyesine yükseldi. Yeterli değil. Hedef yüzde 3. Bunu başarmamız lazım.
OYNANAN OYUNLAR
Finans sektörü denilince tabii olarak aklımıza hemen son günlerdeki kur dalgalanmaları geliyor. Bazıları döviz kurunun artmasının arkasındaki gerçekleri, oynanan oyunları, kimlerin bunu niye yaptığını görmek istemiyor. Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız, bir başka ülkenin ekonomisi aleyhine bir faaliyet asla değildir. Biz, kendi ülkemizle birlikte dünyanın her köşesindeki insanların da refah ve huzur içinde yaşamalarını istiyoruz.
PATENT BAŞVURULARI
2002-2015 arasındaki yerli patent başvuru sayısı 37 bini geride bıraktı. Geçtiğimiz yıl itibarıyla imalat sanayindeki girişimlerin yüzde 55'i, hizmet sektörünün ise yüzde 47'si yenilikçi faaliyetler yürütür hale geldi. Küresel inovasyon endeksinde 128 ülke içinde 42'nci sıraya yükselmiş bulunuyoruz. Ama endüstriyel tasarım alt başlığında Çin, İtalya ve Kore ile birlikte ilk sırada bulunuyoruz.
Biz tüm dünyada reel sektörün hasmı olarak gördüğümüz kurun da faizlerin de yükselmesine karşıyız. Çünkü biz yatırım istiyoruz. Biz istihdamın artmasını istiyoruz. Biz üretim istiyoruz. Biz ülkemizdeki yatırımcının, girişimcinin dünya ile rekabette gücünün artmasını istiyoruz.
ŞUNDAN EMİN OLUNUZ
Şundan emin olunuz, Türkiye şayet Gezi olaylarını, FETÖ'nün 17-25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe girişimlerini, PKK ve DEAŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamamış olsaydı, bugün çok başka bir noktada bulunacaktı. 800 milyar doları aşan milli gelirimiz, trilyon dolara dayanmış olacaktı. 410 milyar doları bulan dış ticaretimiz 600 milyar dolarlara yaklaşacaktı. Düşen petrol fiyatlarının etkisiyle dış yatırım açığımız azalacak, yatırım imkanlarımız artacaktı. Büyüme oranımız yüzde 6-7'lerden aşağı düşmeyecekti. Faiz oranları biliyorsunuz 4,6'ya kadar düşmüştü, yüzde 3'lere gerileyecekti. Enflasyon bu rakamın da altına inecekti. Bu verilerin sağladığı güç ve imkanla Suriye ve Irak'ta çok daha etkin bir politika izleme imkanına sahip olacaktık. Fakat çok açık, çok kirli, çok sinsi bir dizi oyunla elimizi kolumuzu bağlamaya, bize diz çöktürmeye çalıştılar.
BUNLAR VATANA İHANET EDİYOR
Göreve geldiğimizde bizim IMF'ye borcumuz 22,5 milyar dolardı, Merkez Bankasının döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. IMF sıfırlandı, hamdolsun Merkez Bankamız da artık çok daha güçlü bir şekilde ayakları üzerinde rahat rahat duruyor. Aradan 3,5 yıldan fazla zaman geçmiş, birileri hala 'IMF ile anlaşma yapın, borç alın, ekonomik ve siyasi bakımdan yeniden bu kurumun kontrolüne girin' diye bas bas bağırabiliyor. Bunlar vatana ihanet ediyorlar. Niye biz IMF'den borç alacağız ki? Bizim böyle bir derdimiz yok. Türkiye artık ayakları üzerinde duran bir ülkedir.
BEN BUNA SİYASİ İNAVOSYON DİYORUM
AB siyasetçileri kendi ilke ve değerlerine sırt dönme pahasına Türkiye'ye ayar vermeye çalışıyor. Asla öne sürülmeyen kriterler sıra bize gelince ortaya koyuluyor. Türkiye'nin geldiği noktadan rahatsız olanlar bu duygudan kendilerini alıkoymuyor. Daha önceki başarılarımızı nasıl elde ettiğimizi unutmuş değiliz. Hedeflerimize yürüyüşümüze devam edeceğiz.
Gençler ben buna siyasi inovasyon diyorum. Üstesinden gelemeyeceğimiz meselemiz yok. Komşumuz 400 milyar euro destek alıyor. Biz hamdolsun böyle kapı çalmadık böyle duruma düşmedik. Bugün kendi param için her şeyimi seferber ediyorum. Gençler bu millet büyük bir millet.
KANAL İSTANBUL İHALESİ 2017'DE
Bütün engellemeleri yaptılar Yavuz Sultan Selim'i açtık. Şimdi 20 Aralık'ta Avrasya Tüneli'ni açıyoruz. Marmaray raylı sistem. Yolcu sayısı 2 milyona ulaştı. Şimdi Avrasya Tüneli çift katlı, oradan da otomobillerimizle karşıdan karşıya geçeceğiz. 18 Mart'ta Çanakkale Köprüsü temelini atıyoruz. 2017'de Kanal İstanbul'un ihalesini yapacağız.