Erdoğan-Çipras görüşmesi sonrası flaş açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında; Lozan, Fethiye Camii, Kıbrıs, FETÖ'cülerin iadesi ve Batı Trakya konuşuldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Atina'daki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan ile Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos arasındaki görüşmeye damga vuran 'Lozan' konusu bu basın toplantısında da gündeme geldi. Erdoğan, "Bu anlaşmanın yeniden yapılandırılması, güncellenmesi söz konusu olamaz" diyen Çipras'a yanıt verdi. Görüşmede Yunanistan'a kaçan FETÖ'cü askerler de gündeme geldi.
Resmi ziyaret için Yunanistan'a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Sözü ilk olarak Çipras aldı: "Karşılıklı olarak saygı çerçevesinde kışkırtmalarda bulunmadan konuşabiliriz. Bizim ilişkilerimiz tabii ki modernleşecek. Bu ilişkiler halklarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye çıkacaklar mı? Bu modernleştirme sadece Lozan anlaşmasına kati saygı çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Bu anlaşmanın yeniden yapılandırılması söz konusu olamaz. Bunu açık ve net söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı ile açık ve net bir şekilde konuştuk. Biz anlaşmazlıkların arkasına gizlenmiyoruz. Bölge ile ilgili Ege ile ilgili konuları konuştuk. Ege'deki gerginlikten bahsettik. Türkiye'nin bölgedeki ihlallerinin sona ermesini söyledim.
Mümkün olduğu düzeyde Ege'deki gerginliklerin azaltılması için bizim gözetimimizde güven artırıcı önlemlerin artırılamasında mutabık kaldık. Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte Kıbrıs sorununa adil bir çözüm bulunmasının önemini görüştük. Bu çerçevede yabancı askerlerin olmayacağı bir Kıbrıs Cumhuriyeti'nin olmaması gerektiğini söyledim. Göçmen krizi konusu da bizleri yakından ilgilendiriyor. Göçmen krizi anlaşmasıyla Ege'de ölümlerin önüne geçtik. Avrupa'ya yönelen demokratik bir Türkiye'yi Yunanistan'ın destekleyeceğini söyledim. Bizim ülkemizin darbecileri desteklemeyeceğini söyledim. Yunanistan yargısının kararları bağımsız bir şekilde alınır ve hepimiz tarafından saygıyla karşılanır. 2018 yılında Türk-Yunan ilişkileri arasında yeni bir dönem açılması için çağrı yapıyorum. Sizi yeni bir sayfa açmaya davet ediyorum. Bu yeni sayfa kışkırtmalara dayanmayacak, dostluk köprülerine dayanacak. Bunu başarabileceğimize inanıyoruz."
Ardından söz alan Erdoğan ise şunları söyledi: "Atmamız gereken önemli adımlar var. İkili ticaret hacmimiz 2.6 milyar dolar. Hedefimiz 10 milyar dolardı. 2014'ten sonra bir geri gidiş oldu. Temennim odur ki bunu yeniden tamamlarız. Ulaştırma projelerine önem vermeyi hedefliyoruz. İstanbul-Selanik feribot hattı gibi ulaşım projelerine hız vermeyi planlıyoruz. Türkiye uzun yıllardır PKK, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele ediyor. Bizimle en rahat empati kurabilecek ülkelerin başında Yunanistan geliyor. Yunan güvenlik ekiplerinin attığı adımları takdir ediyoruz. FETÖ militanlarının adaletle yüzleşmesi büyük önem taşıyor. Sayın Çipras ile olaydan sonra başlattığım görüşmede ve bugünkü görüşmede Yunanistan yargısına çağrım var, gecikmiş adalet adalet değildir. Bunların Türkiye'ye iadesi mümkündür.
Müslüman azınlığın durumunda iyileştirmeler yapılmasını talep ettim. Lozan Türkiye ile Yunanistan arasında bir anlaşma değildir. Lozan sadece Ege'yi mi kapsıyor. Batı Trakya'daki azınlıkların hukuku yok mu? Batı Trakya'daki Müslümanların hukukunu korumak Yunanistan hükümetinin sorumluluğundadır. Şu anda 15 bin euro kişi başına geliri var Yunanistan'ın ama Batı Trakya'da bu rakam 2 bin euro civarında. İnançlarını yaşama konusunda da sıkıntıları var. Başmüftüleri atama ile geliyor, Lozan seçim diyor. Türkiye'de patrik seçimle geliyor. Sen Sinod Meclis'i seçer. 15 yıldır bütün arkadaşlarımıza bunu söyledik ama hiçbir netice alamadık. Bu da Lozan.
Çok daha farklı konular da söz konusu. Bizim toprak bütünlüğüyle ilgili bir sorunumuz yok. İnanç hürriyeti deniliyor. Burada bir Fethiye Camii meselemiz var. Atina'da bir cami sorunumuz var. Ama Türkiye'de Hristiyanların kiliseleriyle ilgili bir sorun yaşamadık. Şu anda Sümela Manastırı'nı koşullar zor olsa da bitireceğiz. Tüm Hristiyanların hizmetine sunacağız. Biz inanç hürriyetinden korkmuyoruz. Ama Batı Trakya'da bu sorunu bir an önce aşalım. Artık bunlar bizim masamızda durmasın.
"ADİL VE KALICI BİR ÇÖZÜM İSTİYORUZ": Bir diğer konuda özellikle ana vatan ve garantör Türkiye olarak Kıbrıs meselesi. Ben bu konuda aktif rol aynamış bir kişiyim. O zaman Davos'ta Kofi Annan benden rica etmiştir. Ben 3 kez teşebbüs ettim, bir daha denemek istemiyorum dedi. Dördüncüsünü yapalım dedim, tamam dedi. Çalışmalarımıza başladık. Final çalışmasını İsviçre'de yaptık. Karamanlis o zaman Yunanistan Başbakanıydı. Güney Kıbrıs masadan çekilmek istedi. Türkler yüzde 60'dan fazla evet dedi. Güney Kıbrıs hayır dedi. Oradan sonra Güney Kıbrıs AB'ye girdi. O süreci de ben yaşadım. Şimdi yine İsviçre'de Cenevre'de bir araya geldiler. Sonunda masadan kim çekildi, Güney Kıbrıs çekildi. Hep beraber o süreci yaşadılar. Biz adil ve kalıcı bir çözüm istiyoruz. Ama Güney Kıbrıs'ın böyle bir sorunu yok. Hep kaçamak yollara başvurup yine olmadı diyorlar.
Ege'deki meselelerde sürekli istikşafi görüşmeler yapıyoruz. Biz bundan kaçmıyoruz. Bu görüşmeleri her zaman yapabiliriz. Ama bütün mesele adil olalım. İşin üzerine gidelim. Bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bizim zaman kaybına tahammülümüz yok. Bu işi başarmamız lazım. Adanın geçekleriyle ilgili adımları atmamız lazım.
"AB SÖZÜNÜ TUTMADI": 3 milyonu aşkın mülteci şu anda ülkemizde. 30 milyar doları aşan harcamamız oldu. AB 6 milyar euro destek verecekti, gelmedi. Sözü veren AB, yerine getirmeyen AB. Bunları acımasızca görüyoruz.
TRUMP'IN KUDÜS AÇIKLAMASI: Dün ABD Başkanı Trump tarafından yapılan Kudüs açıklamasına değinmek istiyorum. Barış adına talihsiz bir açıklamadır. Yapılan açıklama uluslararası hukukun ayaklar altına alınmasıdır. Bu talihsiz adımla bölgeyi ciddi manada sıkıntıya sokacaklarına inanıyorum. 13 Aralık'ta İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bir zirve yapacağız. Oradan bir sonuç bildirgesi çıkacak."
ÇİPRAS'DAN LOZAN AÇIKLAMASI: "Lozan Anlaşması'nın güncellenmesi için 9 diğer ülkeyi de aynı masaya toplamamız lazım. Yunanistan'ın toprak bütünlüğüyle ilgili olarak herhangi bir durum söz konusu değil. Gerçek biraz karmaşık kanaatimce. Bizim hükümetimiz Yunanistan vatandaşı Müslümanlarla ilgili hassas davranmaktadır. Azınlık konularıyla ilgili, yaşam standartlarının yükseltilmesiyle ilgili adımlar atılması gerektiğine katılıyorum. Ancak Yunanistan'daki Yunan vatandaşlarıyla ilgili konular başka ülkeleri ilgilendiren konular değil, bu bizim meselemiz. Sayın Erdoğan'ın Ege'deki ve Kıbrıs'taki fikir ayrılıklarıyla ilgili bahsettiğini duydum. 43 yaşındayım ve bu mesele sürekli tartışılıyor. Sevgili Cumhurbaşkanı bu durum 43 yıldır devam ediyor. 43 yıl önce yasadışı bir işgal olmuştu bu nedenle bu konu ortaya çıktı.
Yunanistan sınırlarında yer alan pek çok mabedin tadilatını gerçekleştirdik. Ortadoksların dini tören düzenlemesini düşünedik. Ama böyle bir durum son dönemde Ayasofya'da söz konusu. Karşılıklı olarak hassasiyetlere saygı göstermek zorundayız.
Göçmen konusunda her ikimiz de muzdaribiz. Türkiye ve Yunanistan bu konuda bütün dünyanın yükünü üstlenmiş durumda. Türkiye 3.5 milyon Suriyeliyi misafir etmekte. Yunanistan'dan birçok yasadışı göçmen Avrupa'ya gitti. AB ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde bazı adımlar atılabileceğini söyleyebilirim. Kudüs konusunda Yunanistan'ın tavrı net. Yunanistan barış sürecine destek veriyor. İki devletli bir çözümü destekliyoruz."
SORU-CEVAP KISMI: Bu kısımda Yunan gazetecinin sorduğu bir soruya Erdoğan şu cevabı verdi: "Her şeyden önce Batı Trakya'da başmüftü meselesinin atanmış veya seçilmiş olması konusu ciddi bir yaradır. İnanıyorum ki Sayın Çipras gerekli adımı atacaktır. Bir diğer husus, bunu iç mesele olarak görülmesi hoşumuza gider ancak müsaade ederlerse ricada bulunuruz, çünkü soydaşımızdır bu insanlar. Kıbrıs konusunda da ben de 63 yaşındayım, bu işi çözmenin yollarını arayacağız. Ciddi bir tecrübem var, takip ettiğim süre var. Bu takip ettiğim sürede minderden kimin kaçtığını da biliyorum.İki de bir Kıbrıs'taki askerlerimiz konuşuluyor.Tamam da Yunanistan asker bulundurmadı mı? Eğer Kofi Annan'ın planı uygulansaydı bunlara gerek yoktu. Kim bu plana ters hareket etti, Güney Kıbrıs. Temenni ederim ki daha ortak çalışır ve birçok konuyu birlikte ele alır sorunları çözeriz."
Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları:
"FETÖ'CÜLERİN TÜRKİYE'YE İADESİ MÜMKÜN": "Atmamız gereken önemli adımlar var. İkili ticaret hacmimiz 2.6 milyar dolar. Hedefimiz 10 milyar dolardı. 2014'ten sonra bir geri gidiş oldu. Temennim odur ki bunu yeniden tamamlarız. Ulaştırma projelerine önem vermeyi hedefliyoruz. İstanbul-Selanik feribot hattı gibi ulaşım projelerine hız vermeyi planlıyoruz. Türkiye uzun yıllardır PKK, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele ediyor. Bizimle en rahat empati kurabilecek ülkelerin başında Yunanistan geliyor. Yunan güvenlik ekiplerinin attığı adımları takdir ediyoruz. FETÖ militanlarının adaletle yüzleşmesi büyük önem taşıyor. Sayın Çipras ile olaydan sonra başlattığım görüşmede ve bugünkü görüşmede Yunanistan yargısına çağrım var, gecikmiş adalet adalet değildir. Bunların Türkiye'ye iadesi mümkündür.
"BATI TRAKYA'DA BAŞ MÜFTÜ SEÇİMLE GELMELİ": Müslüman azınlığın durumunda iyileştirmeler yapılmasını talep ettim. Lozan Türkiye ile Yunanistan arasında bir anlaşma değildir. Lozan sadece Ege'yi mi kapsıyor. Batı Trakya'daki azınlıkların hukuku yok mu? Batı Trakya'daki Müslümanların hukukunu korumak Yunanistan hükümetinin sorumluluğundadır. Şu anda 15 bin euro kişi başına geliri var Yunanistan'ın ama Batı Trakya'da bu rakam 2 bin euro civarında. İnançlarını yaşama konusunda da sıkıntıları var. Başmüftüleri atama ile geliyor, Lozan seçim diyor. Türkiye'de patrik seçimle geliyor. Sen Sinod Meclis'i seçer. 15 yıldır bütün arkadaşlarımıza bunu söyledik ama hiçbir netice alamadık. Bu da Lozan.
"ATİNA'DA CAMİ SORUNU VAR, TÜRKİYE'DE KİLİSE SORUNU YOK": Çok daha farklı konular da söz konusu. Bizim toprak bütünlüğüyle ilgili bir sorunumuz yok. İnanç hürriyeti deniliyor. Burada bir Fethiye Camii meselemiz var. Atina'da bir cami sorunumuz var. Ama Türkiye'de Hristiyanların kiliseleriyle ilgili bir sorun yaşamadık. Şu anda Sümela Manastırı'nı koşullar zor olsa da bitireceğiz. Tüm Hristiyanların hizmetine sunacağız. Biz inanç hürriyetinden korkmuyoruz. Ama Batı Trakya'da bu sorunu bir an önce aşalım. Artık bunlar bizim masamızda durmasın.
"GÜNEY KIBRIS HEP KAÇAMAK YOLLARA BAŞVURUYOR": Bir diğer konuda özellikle ana vatan ve garantör Türkiye olarak Kıbrıs meselesi. Ben bu konuda aktif rol aynamış bir kişiyim. O zaman Davos'ta Kofi Annan benden rica etmiştir. Ben 3 kez teşebbüs ettim, bir daha denemek istemiyorum dedi. Dördüncüsünü yapalım dedim, tamam dedi. Çalışmalarımıza başladık. Final çalışmasını İsviçre'de yaptık. Karamanlis o zaman Yunanistan Başbakanıydı. Güney Kıbrıs masadan çekilmek istedi. Türkler yüzde 60'dan fazla evet dedi. Güney Kıbrıs hayır dedi. Oradan sonra Güney Kıbrıs AB'ye girdi. O süreci de ben yaşadım. Şimdi yine İsviçre'de Cenevre'de bir araya geldiler. Sonunda masadan kim çekildi, Güney Kıbrıs çekildi. Hep beraber o süreci yaşadılar. Biz adil ve kalıcı bir çözüm istiyoruz. Ama Güney Kıbrıs'ın böyle bir sorunu yok. Hep kaçamak yollara başvurup yine olmadı diyorlar.
"KIBRIS'TA ZAMAN KAYBINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK": Ege'deki meselelerde sürekli istikşafi görüşmeler yapıyoruz. Biz bundan kaçmıyoruz. Bu görüşmeleri her zaman yapabiliriz. Ama bütün mesele adil olalım. İşin üzerine gidelim. Bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım. Bizim zaman kaybına tahammülümüz yok. Bu işi başarmamız lazım. Adanın geçekleriyle ilgili adımları atmamız lazım.
"TRUMP'IN AÇIKLAMASI ULUSLARARASI HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALDI": 3 milyonu aşkın mülteci şu anda ülkemizde. 30 milyar doları aşan harcamamız oldu. AB 6 milyar euro destek verecekti, gelmedi. Sözü veren AB, yerine getirmeyen AB. Bunları acımasızca görüyoruz. Dün ABD Başkanı Trump tarafından yapılan Kudüsaçıklamasına değinmek istiyorum. Barış adına talihsiz bir açıklamadır. Yapılan açıklama uluslararası hukukun ayaklar altına alınmasıdır."
Aleksis Çipras'ın açıklamaları:
"DEMOKRATİK REFORMLARA DESTEĞİMİZİ İLETTİK": "Aramızdaki diyalog kanallarını güçlendirmeliyiz. Aramızda bir güven ilişkisi oluşturabilmeliyiz. Biz anlaşmazlıkların arkasına gizlenmeyi değil bunları çözmeyi düşündük. Ege ile ilgili konuları konuştuk. Ege'deki gerginlikten bahsettik. Yunanistan'ın hava ihlali bizim ilişkilerimiz açısından bir risk teşkil ettiğini söyledim. Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasının hem Kıbrıs halkı hem bölge halkı için önemli olduğunu görüştük. Yabancı askerlerin olmayacağı bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasından yana olduğumu söyledim. Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşmayı konuştuk. İki ülke yetkili makamlarının daha yakın işbirliğini konuştuk. Cumhurbaşkanı ile AB-Türkiye arasındaki ilişkilerin önemini konuştuk. Demokratik reformlara desteğimizi ilettim. Avrupa'ya yönelen demokratik bir Türkiye'yi Yunanistan'ın her zaman destekleyeceğini söyledim. Güvenlik konusundaki işbirliğimizin daha derinleştirilmesini konuştuk."