Erdoğan CHP'yi çarşafla vurdu!
Abone olKadınlar Günü töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'yi çarşafla vurdu...
Başbakan Erdoğan Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı
konuşmada CHP Mersin İl Teşkilatı Kadınlar Kolu'nun çarşaf yırtma
eylemine gönderme yaparak 'Çarşafa dolandılar' dedi.
Erdoğan'ın yaptığı konuşmadan başlıklar şöyle:
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü. Dün Şanlıurfa'da çok farklı
törenlerle Dünya Kadınlar Günü'nü kutladık. Ülkemin ve dünyanın tüm
kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyor, hayırlara
vesile olmasını diliyorum. Her gün biraz daha küreselleşen bir
dünyada yaşıyoruz. Bilimde, teknolojide, sermayenin dolaşımında hak
ve özgürlüklerin gelişiminde baş döndürücü bir değişim ve dönüşüme
şahit oluyoruz. Dünyanın bir noktasında meydana gelen olay
saniyeler içinde dünyanın diğer noktasında duyuluyor, hatta aynı
anda izlenebiliyor.
İnternet sayesinde insanlar evlerinde bilgisayarların başında
dünyanın en uzak noktalarında iletişim kurabiliyor, bilgiyi
paylaşabiliyor. Aynı şekilde paranın da bu süreçte çok hızlı
seyahat ettiğini saniyeler içerisinde sermayenin binlerce kilometre
yol alabildiğine şahit oluyoruz. Küreselleşen dünya hak
mücadelesinde dayanışmayı da daha etkin bir hale getirmiş
bulunuyor. Kadınlar hak ve eşitlik için meydanlarda, salonlarda,
kürsülerde sorunların çözümü için hep birlikte seslerini
yükseltiyorlar.
DÜNYA KÜÇÜLÜYOR SORUNLAR BÜYÜYOR
Dünya küçülürken ne yazık ki, bazı sorunlar küçülmüyor. Bugün hala
savaşların, çatışmanın, terörün, kan ve göz yaşlarının belli
coğrafyalardaki yaşamın ayrı bir yaşaması olduğunu görüyoruz.
Dünyanın belli belgöleri hızla kalkınırken belli bölgelerde
yoksulluğun daha da derinleştiğini, çaresizliğin normal bir durum
gibi algılandığını görüyoruz. Bunlara çok üzülüyoruz. Bu çarpık
tablo içinde kadınların durumunun erkeklere nazaran çok daha ağır
olduğunu ifade etmek durumundayım.
Çatışmalarda kadınlaran ilk hedef olduğunu, ya da eşlerini ve
çocuklarını yitirmek gibi tarifi mümkün olmayan acılara şahit
olunduğunu biliyoruz. Ocağında tencere kaynatmak zorunda kalan
kadınların bu acıları herkesten çok daha fazla hissettiğini
görüyoruz. Ekonomik krizlerde fatura ilk olarak kadınlara
kesiliyor. İlk olarak kadınların işine son veriliyor. Çalışan
kadınlar erkeklerle aynı işi yapmalarına rağmen aynı ücreti
alamıyorlar. Tüm bunlara cinsel istismar, töreler ve işkence ve
cinayetler de eklenince kadınların nasıl bir yük taşıdıkları ortaya
çıkıyor.
KADINLARIN DERDİ BİZİM DERDİMİZ
Kuzey zenginleşirken eğer güney yoksullaşıyorsa, doğu yokluk ve
yoksulluk içindeyken batı sınırsız şekilde tüketiyorsa, dünyanın
bir kesimi hak ve özgürlükler konusunda yüksek standartlara
kavuşurken diğer kesimde her türlü ayrımcılık hüküm sürülüyorsa bu
adaletsiz tablonun ilelebed sürdürülmesi mümkün değildir.
Adalet ve eşitlik kavramı kişiden kişiye ülkeden ülkeye değişemez.
Bu sürdürebilir, katlanılır, tahammül edilir bir durum değildir.
İnsan her yerde insandır. Rengine, etnik kökenine, dinine
bakılmaksızın can her yerde candır. Bangladeş'in yoksul
kadınlarının çilesi bizim çilemizdir. Kongo'da, Uganda'da,
Kenya'da, Darfur'da acı çeken kadınlarını yüreğimizde hissetmek
durumundayız. Haiti'de, Gürcistan'daki kadınları aynı şekilde
Gazze, Saraybosna, Kosova'nın kadınlarının feryadı bizim
feryadımızdır.
BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE ÖLDÜRMEK YOK!
Biz ayrım yapamayız, görmezden gelemeyiz, gözümüzü yumamayız. Şunu
altını çizerek ifade ediyorum, bizler bir insanın ölümünü bütün bir
insanlığın ölümü olarak gören değerlendiren bir medeniyetin
mensuplarıyız. Bizim coğrafyamızda ortak medeniyetimizde cana
kıymak asla yoktur, ayrımcılık yoktur, insanlar arasında ayrım
gözetmek asla yoktur. Bizim inancımız kız çocuklarının diri diri
gömüldüğü bir atmosferde ortaya çıkmış ve ilk olarak da kız
çocuklarının katledilmesini yasaklamıştır.
Biz cennet anaların ayağı altındadır buyruğunu kendimize ilke
edinmiş bir medeniyetin ve kültürün mensuplarıyız. Anaların
ayaklarının altı öpülür, çünkü orada cennet kokusu var. Biz
soframızdaki ekmeği komşuları ile paylaşan ve muhafaza eden bir
geleneğin temsilcileriyiz. Uluslararası dayanışmayı son derece
önemli görüyoruz. Şunu da büyük bir memnuniyetle ifade etmek
istiyorum. Şu anda üzerinde bulunduğumuz toprakların adı nedin
biliyor musunuz: Anadolu...
BU TOPRAKLARDA ANNELİK KUTSAL
Bu toprakta anneler ve annelik kutsaldır. Tarihimiz boyunca
bilimde, sanatta ve edebiyatta ve en önemlisi devlet yönetimi ve
devlet işlerinde kadınlar aktif roller üstlenmiş, en ön sırada yer
almıştır. Biz Osmangazi'nin eşi Bala Hatunu da buluruz.
Orhangazi'nin muhterem eşi Nilüfer Hatun'u da biliriz. Bizim
tarihimizde Alparslan, Melikşah ne kadar yer tutuyorsa Erkan Hatun
da o kadar önemlidir.
Batıda kadın hakları tartışma konusu dahi edilmezken bizde kadınlar
1847 yılında özel haklar elde etmişlerdir. 1843 yılında kadınlar
resmi olarak çalışma hayatında yer almışlardır. Tıp Fakültelerinde
okuyarak ebe ve hemşire hakkını kazanmıştır. Kız çocukların
okutulma tarihi 1860, kadınların devlet memuriyetinde görev alma
hakkı 1913'de elde edilmiştir. Modern cumhuriyetle birlikte
kadınların sosyal ve ekonomik alanda daha aktif rol alması
gerçekleşmiştir.
KADINLAR AK PARTİ'NİN KURUCU GÜCÜ
Kadınlarımız bilimde, siyasette ve sosyal yaşamda kadınların
öncüleri oldular. Kadın hakları konusunda Türkiye'de bugün
herzamankinden çok daha kararlı cesur bir duruş sergilendiğini de
memnuniyetle ifade etmek isterim. AK Parti kurulurken biz partimizi
üç kademede oluşturduk. Bir ana kademe, ki erkek ve kadınlardan
oluşur. İki kadın kollarımız, sadece kadınlardan oluşturuldu. Üç
gençlik kollarımız yine genç, bay ve bayanlardan
oluşturulmuştur.
Gerek kadın kollarımız ve gençlik kollarımız ana kademedeki gibi
Türkiye'nin dört bir yanında örgütlenmesini tamamlamıştır. Ayrıma
ve ayrımcılığa karşı çıktığımız için bu mücadeleyi vermeye
başlamışızdır. Kadın haklarına bir ulufe mantığı ile asla
yaklaşmıyor bizzat kadınları siyasal süreçlerde destekleyerek kendi
hak mücadelelerini vermeleri için tüm kapıları ardına kadar açık
tutuyoruz.
CİNSİYET AYRIMCILIĞINI KALDIRDIK
AK Parti hareketinin kadın kardeşlerimizin omuzlarında çok daha
güçlü olduğunu görüyoruz. 7, 5 yıl geriye gittiğimizde iktidara
gelişimizden 16 ay önce yaklaşık 9 yıl ediyor. Ve bu süreç
içerisinde bizler bu dayanışma içerisinde buralara geldik.
Gelişimizin hemen ardından anayasada yaptığımız değişiklik
çerçevesinde kadın erkek ilişkilerini güçlendirdik. Anayasa'da
kadın ve erkekler eşittir, devlet bu eşitliği sağlamakta yükümlüdür
ifadesini koyduk.
İşyerlerinde cinsiyet ayrımcılığını kaldırmaya yönelik güçlü bir
adım attık. Kadına yönelik şiddeti önlemeye dönük genelge çıkararak
şiddet olayların önüne büyük ölçüde geçtik. Kadın ve çocuklar için
kendilerini güvende hissedecekleri tesisler oluşturduk. Sığınma
evleri deniyor ama bunun ismini değiştirmek lazım biz kadını
sığıntı olarak görmüyoruz. Onun için sığınma evi değil, artık
huzurevi mi olur, çok daha farklı bir isimde onların şanına yakışır
şekilde değiştirilmesini istiyoruz, bu konuda talimatı verdik.
KAMPANYALARIMIZ DEVAM EDECEK
Eşimin de başını çektiği 'Haydi kızlar okul', 'Ana kız okuldayız'
projelerini bahsettik. Kadın girişimciliğini teşvik ettik. Esnaf
sanatkara sağladığımız kredide kadını da dahil ettik. TBMM'de Kadın
Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nu kurduk. Bunlar yaptıklarımızın
yalnızca bir kısmı. Elbette sıkıntıları biliyorum, bunları aşmak
için mücadelemiz devam edecek.
Bugün AK Parti sayesinde belediye meclisinde görev yapan kadınların
sayısında Cumhuriyet tarihnde görülmemiş bir artış vardır. TBMM'de
kadın milletvekillerimizin sayısında hamdolsun büyük bir artış
oldu. Kadınlarımız her alanda daha çok iş ve katma değer
üretiyorlar. Yıllarca kadın haklarından bahsedenler, kadın erkek
eşitliğinden bahsedenler şu günlerde bir defa samimiyet testinden
geçiyorlar. Anaların yüreklerini yangın yerine çeviren terör
meselesinin çözümünde nasıl engel çıkardıklarını ve yan
çizdiklerini üzüntüyle görüyoruz.
DÜRÜST OLAMADILAR ÇARŞAFA DOLANDILAR
Dersim'in annelerini hafife alacak 'Tabi ki anneler ağlayacak'
diyecek kadar izanlarını kaybedenleri gördünüz. Çarşafları
parçalayarak, öfkeyle bu ülkenin geleneksel kıyafetini çiğnemek
oldu. Dürüst ve samimi olun, bir şeyi yaparken dürüstçe olun.
Bunlar dürüst olmadılar hiçbir zaman. Akşam yattılar farklı, sabah
kalktılar farklı. Biz diyoruz ki insanın şekli neyse uğraşmayın,
bırakın onlar o şekille devam etmesin.
Yunus Emre'nin güzel bir ifadesi var. Dervişlik olaydı tac ile
hırka, biz dahi alırdık 30'a 40'a... İşte olay bu. Bunu
değiştirebilir misin? Bırakın insanlar nasıl giyinirse giyinsin,
hepsine saygı duyalım, hepsini düzenleme altına alalım. İnsanı
yıkmak Kabe'yi yıkmakla bile mukayese edilmez. Bu kadar önemli.
Ülkenin her meselesinde olduğu gibi kadın meselesinde samimiyet
yerine başka şeyi tercih edenler işte gördünüz çarşafa
dolandılar....
ŞANLIURFA'DA MİTİNG GİBİ TOPLANTI
Biz her zaman samimiyetle konuştuk, gönüller yapmanın mücadelesini
verdik. Teveccühüne mazhar olduk, biz kadınlarımız üzerinden değil
kadınlar için siyaset ürettik. O şekilde yolumuza devam edeceğiz.
Dün Şanlıurfa'da onbinleri o meydanda gördük. Bu bir seçim
propagandası değil, sadece açılışlar manzumesiydi. Milli birlik ve
kardeşlik adı altında yeni bir süreç başlattık.
Biz artık 8 Mart'ları buruk yaşamak istemiyoruz. Ülkemizdeki tüm
kadınların sürece el koymalarını ve bu acıların dinmesi için öne
çıkmalarını istiyoruz dedik. Bizim her bir kadın vatandaşımıza
ulaşarak bu süreci sabırla anlatmamız gerekiyor. Bu süreçten en çok
kadınların fayda göreceğini anlatmak gerekiyor.