Erdoğan CHP'ye neden öfkeli?
Abone olGeçtiğimiz hafta sonu Milli Eğitim Komisyonu'nda yaşanan kavga yeni anayasa çalışmalarına darbe vurur mu?
Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Yumruklar sıkılı, savaş
baltaları topraktan çıkmış vaziyette. Milli Eğitim Komisyonu'nda
yaşanan kavga, geleceğe ilişkin bazı veriler içeriyor.
Yeni anayasa çalışmalarında balayı sona mı eriyor? Başbakan Erdoğan’ın AK Parti grup toplantısındaki sözleri, iktidar muhalefet ilişkisinin gelecekteki seyrini göstermesi açısından önem taşıyor.
ANAYASA SÜRECİNE NE KADAR YANSIR?
Cemil Çiçek öncülüğünde, önde gelen 13 sivil toplum kuruluşunun girişimi ile oluşturulan Anayasa Platformu alkışı alacak çalışmalara imza atıyor. Ancak yaşananlar bu platformun çabasını gölgeler nitelikte. AK Parti'nin "ak" dediğine CHP, "kara" diyor. İktidar kanadında ise CHP ne derse "tersi doğrudur", "proje yok, engelleme var" anlayışı hakim. Anayasa sürecinin bu kavgayla doğrudan ilgisi olmasa da dolaylı olarak var. "Sert" ve "kırıcı" geçen son 4 gün, yol haritasına döşenen yeni mayınlardan farksız.
RAKİPSİZLİĞİN VERDİĞİ RAHATLIK
Erdoğan gücünün zirvesinde. Kimseden çekindiği filan yok. Sözünü esirgemiyor. Rakipsizliğini konuşmalarına yansıtıyor. Tezlerine karşı muhalefetin alternatif sunmadığını düşünüyor. "Beceriksiz" ve "yetersiz" gördüğü muhalefeti sadece bağırıp çağırmakla eleştiriyor. Her fırsatta CHP'nin tarihini gündeme getiriyor. Nefrete varabilecek söylemlerle bu partiyi hedef alıyor.
ASKER KIŞLASINA ÇEKİNCE
Ana muhalefetin alternatif olamayışı, askerin kışlasına çekilmesi, devlet içinde AK Parti’ye "diş bileyen" kurumların törpülenmesi, ekonomideki olumlu sinyaller geminin kaptan köşkünde oturan Erdoğan'ın moralini yükseltmiş. En azından kendi penceresinden yansıyanlar bu şekilde.
ERDOĞAN HEDEFE KİLİTMENMİŞ
Erdoğan'ın cesareti, kendine güveni tavan yapmış halde.
Kılıçdaroğlu’nun "gel-git" politikasından memnun
olduğu kuşkusuz. Dünkü konuşmasında, "CHP kimi çağırırsa
çağırsın, kimi neye davet ederse etsin, Meclis görevini bihakkın
yerine getirecektir" sözleri, gemilerini yakmış hedefe
kilitlenen komutanı andırıyor. Dahası
"hesaplaşacağız" diyen CHP'li vekile
"hangi dilden anlıyorsanız o dilden" cevabını
veriyor.
ANA MUHALEFETİ CİDDİYE ALMIYOR
Sadece bu değildi elbette CHP'ye yönelik eleştirileri.
"Yeni CHP"nin fikir üretememesini alaya vurarak
ele alıyor. "Güncellenmeyen" CHP’nin eksik
taraflarını bulup eğleniyor. Küçümser bakışla ciddi meseleyi hafif
tarafından yaklaşabiliyor. CHP’nin "sokağa gelin"
çağrısına "Hiç olmazsa kış mevsiminde yapma bunu. Bahar
gelsin de ondan sonra" diyerek karşılık veriyor.
ÖNEMSEMEDİĞİ MUHALEFETİN DİRENİŞİ KIZDIRDI
Peki Erdoğan'ı "öfkelendiren neydi?" diye sorulacak olursa cevabını CHP'nin komisyondaki "sert muhalefeti" demek yanlış olmaz. Baykal dönemini sollayan bu direniş AK Parti'yi telaşlandırdı. 6 günde 6 maddenin oylanması iktidarın "gücünü" zayıflatan bir gelişmeye doğru götürüyordu. Görüşmeler sırasında komisyon üyesi olan ve olmayan toplam 124 CHP'nin söz alması ve süreyi uzattıkça uzatması Erdoğan'ı çıldırtmaya yetti.
Hal böyle olunca Başbakan'ın sazı eline almasıyla, pazar günü iktidar partisi 20 maddeyi 30 dakikada geçirdi. Bir anlamda CHP'nin diliyle karşılık verdiler. CHP'liler ise bazı ifadelerin tutanaklara yansımamış olabileceğini iddia ediyor.
Gözler TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in komisyon teklifiyle ilgili vereceği kararda. Çiçek, "Yeni bir anayasa, yumrukların sıkıldığı bir ortamda değil, insanların birbirinin elini sıktığı bir ortamda yapılabilir." diyordu. Sürecin başındaki kaptan bu sıkılı yumrukları nasıl açacak?