Erdoğan CHP ve MHP'ye çok güveniyor
Abone olAnayasa değişikliği görüşmeleri öncesinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan, milletvekillerine hitap etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Anayasa değişikliği görüşmelerinin
öncesinde AK Parti Grubu'nda milletvekillerine seslendi. Erdoğan
sözlerine Milli Egemenlik Haftası'nı kutlayarak başladı:
Milli Egemenlik haftasını kutluyorum. TBMM gazi bir meclis
olarak 90 yıl boyunca millet iradesinin tecelligahı oldu. Başta
Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Meclis'in kuruluşunda
cesaretle mücadele verenleri, meclisimizde görev yapan bugün
ahirete irtihal etmiş tüm üyeleri rahmetle anıyorum. 23 Nisan'ın
tüm dünya çocuklarına barış ve huzur getirmesi temennilerimi
iletiyorum.
ÖNCE EKONOMİK KONUŞTU
Erdoğan konuşmasının ilk bölümünü ekonomiye ayırdı. Ekonomik
göstergelerin üzerinden konuşan Başbakan iyimser bir tablo
çizdi:
Geçen hafta sonunda esnaf ve sanatkarlarımızı çok yakından
ilgilendiren önemli bir eylem planını İstanbul'da açıkladım.
Ülkemizde 1 milyon 900 bin esnaf bulunuyor. Yanlarında çalışanlarla
ve aileleriyle hesapladığınızda yaklaşık 10 milyon kişiyi
ilgilendiren bir eylem planıdır bu. Ekonomiye ilişkin olumlu
gelişmeler milletçe hepimizi sevindiren gelişmeler de devam ediyor.
Mart ayı sonunda büyüme rakamları açıklandı. Türkiye ekonomisi
yüzde 6 oranında bir büyüme kaydetti.
FELAKET TELLALLARI DEVREDE
Borsa tüm zamanların rekorunu kırdı. İşsizlik oranı düştü.
Tabi felaket tellalları işsizlik rakamlarını çarpıtmak için
kollarını sıvadılar ve çirkin yorumlar yapıldı. Ocak ayında
mevsimsel olarak işsizlik oranları her zaman yüksek çıkar. Hizmet
sektörünün ön plana çıktığı Mart ve Nisan aylarında düşmeye başlar.
Yaz aylarında yıl içindeki en düşük seviyeye geriler. İşsizlik
oranlarını sağlıklı olarak değerlendirmek için bir önceki yılın
oranlarıyla değerlendirmelisiniz.
BAZI İŞADAMLARINA YÜKLENDİ
Her kriz döneminde çareyi işçi çıkartmakta arayan bazı işadamlarına
çatan Başbakan Erdoğan isim vermeden yüklendi:
Her iş adamı 1 kişi işe alsın dedim. Bunu bile çapıttılar.
Hükümetin gösterdiği özverinin aynısını işadamlarımızdan
bekliyoruz. İşadamı örgütlerine bunu söyledim. Bazı işverenlerimiz
en ufak bir daralmada işçiyi kapının dışına koymakta buluyorlar.
Daraldığın zaman hemen yükleneceksin, rahat olduğun zaman
bakacaksın. Türkiye özel sektör odaklı bir büyüme yaklaşımı
gösteriyor. Burada devletçiliği bir kenara koyduk. Bu yüzden 7,5
yıldır özel sektöre, reel sektöre, finans sektöre her türlü desteği
veriyor, engelleri bir bir kaldırıyoruz.... İşsizlik gibi devasa
bir konu sadece hükümet ve kamu gayretiyle çözülmez. Özel sektör de
adım atmalı. Kimse bana kızmasın. Ben yaşanan trajedileri güneme
getiriyorum. Kayıt dışı istihdam sadece emek sömürüsü değildir.
Milli servete göz dikmektir. Bunu kim yapıyor?
BİZİM DERDİMİZ OY ALMAK DEĞİL
Erdoğan grup toplantısında açılımı savunarak devam etti.
Edebiyatçılarla buluşmaya özel bir önem verdiğini kaydeden Erdoğan
konuşmasını şöyle sürdürdü:
Geçen hafta edebiyatçılarımızı davet ettim. Biz hiç kimseyi
aynı çizgiye çekmek niyetinde bizim gibi düşünmesini istemiyoruz.
Bizi sevsin sevmesin, oy versin vermesin, desteklesin
desteklemesin, Türkiye'nin ortak çözümünde onların ne dediğini
anlamaya çalışıyoruz. Davet edilip de gelmeyen sanatçılarımızın
canı sağolsun. Elbette ki mazaretleri vardır. Ama katılan
sanatçıların neden katıldığının medya tarafından sorgulanmasını
sorumsuzca bir tavır olarak görüyorum.
HERKES YÜREĞİNİ ORTAYA KOYUYOR!
Biz o toplantıları nasıl ederiz de gençlerin ölümünü
durdurabiliriz. Nasıl olur da acıları sızıları dindirebiliriz,
nasıl olur da Türkiye'nin birlik ve beraberliğini güçlendiririz
diye yapıyoruz. Her üç toplantıdan ben şahsen çok önemli bilgiler
edindim. Bunları not ettik. Katılamayıp mesaj gönderenler oldu.
Bunları da not ettik. O toplantılardan benim aldığım izlenim şudur:
Türkiye bu meseleleri çözer ve çözecektir. Türkiye bu arzuyu bu
hissiyatı bütün fertleriyle yüreğinde yaşıyor. Herkes de bu
meselenin çözülmesi için yüreğini ortaya koyuyor.
MUHALEFETTEN UZLAŞI GÖREMEDİK
Erdoğan'ın beklenildiği gibi konuşmasının en önemli bölümü Anayasa
değişikliği çalışmaları oluşturdu. Erdoğan bu bölümde sözlerine
muhalefete dokundurarak başladı:
Anayasa değişikliği konusu ne bugünün ne de Ak Parti'nin
gündemidir. Bu onlarca yılın bir birikimidir. AK Parti iktidara
geldiğinden bu yana bu konu üzerinde çalışmaktadır. Biz uzlaşmadan
hiçbir zaman kaçmadık ve kaçmayız. AK Parti'nin başarılarının
altında uzlaşma kültürü vardır. Milletimizle aramızda derin bağlar
vardır. Biz anayasa sürecinde samimiyetimizi ortaya koyduk.
Üniversitelerin, ilgili kurum ve kuruluşların çalışmasını
inceledik. Ama aynı uzlaşı gayretini siyasi partilerden
muhalefetten göremedik.
ERDOĞAN'I YARALAYAN SÖZ!
Erdoğan, Bahçeli'nin 'helal süt emmiş hiç kimse AKP'ye destek
olmayacaktır' sözlerine tepki göstererek şöyle konuştu:
Kimse kimseyi suçlamaya kalkmasın. Kim uzlaşmadan kaçıyor
kim uzlaşmaya geliyor bu görülüyor. Aka kara diyen karaya ak diyen,
iktidarın attığı her adıma sudan bahanelerle engeller çıkaran bir
muhalefetimiz var. Meclis çalışmalarının nasıl kilitlendiğini en
iyi sizler bilirsiniz. Karamaların, suçlamaların nasıl yapıldığını
biliyorsunuz. MHP lideri 'helal süt emmiş' hiç kimsenin AK Parti'ye
destek olmayacağını iddia etti.
MUHALEFET ŞARK KURNAZI
Bu ve buna benzer edebimin müsaade etmeyeceği çok sayıda
hakaret ve küfür tarafımıza yapıldı. Bu çirkin tavırları
milletimizin basiretine havale ederek millet için mutabakat dedik.
Randevu taleplerimize kapılar kapatıldı. Uzlaşma talebimize kamera
şartı kondu. Şimdi CHP Lideri güya uzlaşmaya yanaştığı ama bizim
kaçtığımıza dair iddialar bulunuyor. Bir kez daha iddia ediyorum
ana muhalefet partisinin niyeti uzlaşma değil şark
kurnazlığıdır.
CUMHURBAŞKANI'NI ÇEKMEK İSTEDİLER
Atılan her adımda Anayasa Mahkemesi'nin kapısına koştular.
Yüce meclisin aldığı kararları sürekli mahkemeye getirdiler. Yüksek
yargı yüzünden milli egemenliğin tecelli yeri olan Meclis'i
işlevsiz kıldılar. Anayasa değişikliğine toptan karşı çıktılar.
Taslağı dahi okumadan Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz dediler.
Cumhurbaşkanı 3 maddeyi referanduma sunsun dediler. Cumhurbaşkanını
istiyorlar ki bu sürecin içerisinde mindere çekip orada vurup
yıpratmak.
MUHALEFET SUÇ ÜSTÜ YAKALANDI
Bu işin muhatabı neresi, burası. Bu müracaat Meclis
Başkanlığı'na yapılır Çankaya'ya değil. Biz bunu söyleyince o zaman
akıllarına gerdi. Mektup yazarak 3 maddeyi 3 konuya çevirdiler.
Yani 14 maddeye çıkardılar. Bu arada bu iş seçim sonrasına kalsın
dediler. Sabahtan akşama değişen, yazdığı başka söylediği başka
olan kendisi farklı ekibi farklı konuşan başka bir siyasi parti
lideri bulak çok daha zordur arkadaşlar. Bir taraftan anlaşalım
diyeceksin, bir taraftan kabul etmediğiniz takdirde Anayasa
Mahkemesi'ne götüreceksin. O zaman niye götürüyorsun, suç üstü
yakalandılar.
EİNSTEİN CHP GÖRSEYDİ...
CHP Lideri Baykal'ın ünlü matematikçi Albert Einstin'den verdiği
örneğe değinen Erdoğan, muhalefet liderine şöyle seslendi:
CHP lideri haftalardır Einstein gelse bu işin içinden
çıkamaz diyor. Ben de diyorum ki Einstein , Türkiye ışık hızında
ilerlerken sizin 1940'ların yavaşlığıyla gittiğini görse inanın
izafiyet teorisini rafa kaldırır. Tutarlı ve net bir tavır
takanamıyorsunzu. Bakın şimdi yeni bir adım daha atılıyor.
Tartışmalara, müzakarelere katılıp oylamalarda mecliste
bulunmayacağını ifade ediyor. Ne oldu parti içindeki demokrasiniz?
Parlamentoda milletvekillerinin iradesine ipotek koyma değil de
nedir? Bunu daha önce yaşadık biliyorsunuz. O gruplar burada değil
şimdi, tarihe karıştılar.
MUHALEFET TABANI SICAK BAKIYOR
Başbakan Erdoğan'ın muhalefet tabanıyla ilgili iddialı sözler
geldi. Erdoğan muhalefet tabanının anayasa değişikliği paketine
sıcak baktığını şu sözlerle dile getirdi:
Müzakarelere katılıyorsan gelsin, bütün grubun katılsın.
İradelerini samimiyetiyle ortaya koysunlar. Bu yapılan şark
kurnazlığıdır. Engelleme taktiği, yavaşlatma taktiği, suyu
bulandırma taktiğidir. Ne biz ne de aziz milletimiz bu ayak
oyunlarına aldanmaz ve aldanmayacak. Ben CHP ve MHP tabanının bunun
yanında BDP tabanının bu anayasa değişikliğine çok sıcak baktığını
ve destek vereceğini biliyorum ve görüyorum. Çünkü ülkeyi
dolaşıyorum. Aziz milletimiz bu değişiminin ertelenemez olduğunu
görüyor.
SİYASALLAŞAN YARGININ NORMALLEŞMESİ
Erdoğan'ın eleştiri oklarından yüksek yargı da nasibini aldı.
Erdoğan amaçlarının yargının siyasallaşması değil siyasallaşan
yargının normalleşmesi olduğunu şu sözlerle savundu:
Bu değişimin artık kaçınılmaz bir hal aldığını milletimiz
engin ferasetiyle görüyor. Bütün bu olanlar, sayın Toptan'ın
döneminden alalım. O dönemdeki davete ana muhalefet partisinin
katılmadığını söyledim. Bu süreci sadece MHP ve BDP'nin
paylaştığını ifade ediyorum. Bu süreçte yeni bir şey daha
görüyoruz. Haftalardır yargının siyasallaştırmak gerektiğini
söylüyorlar. Yapılan yargının siyasallaştırılması değil,
siyasallaşmış yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının
sağlanmasıdır.
Tüm gelişmiş ülkelerde Anayasa Mahkemesi üyeleri
meclislerce atanmakta. Şimdi bazıları Türkiye'nin özel şartları var
deniyor. O özel şartlar hakimiyetin milletin olduğunu istemiyor.
Türkiye'nin gelişmesini istemiyor. Olay bu. Seçim sonrası Mecis
anayasa değişikliğini yapsın diyenler önce kendilerini sonra da
alenen millet hakimiyetini inkar ediyor. Yargı mensubu suç işlediği
zaman, Yargıtay Kurulu müsaade etmeden yargılanabilir mi? Aynı
şekilde TSK müsaade etmeden yargılanabilir mi? Yargılanamaz.
Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan bir siyasi partinin
kapatılması gibi bir konu parlamentonun izni olmadan diğer bir
erkin iki dudağının arasına mı bırakılacak?
MUHALEFET MİLLETTEN KAÇIYOR
Konuşmasında döne döne muhalefete yüklenen Erdoğan
konuşmasının bu bölümünde şu ifadelere yer verdi:
Biz burada o kadar samimiyiz ki, şu anda parlamentonun
yüzde 65'in sahip olan bir parti, 336 üye iktidar partisine ait.
200 civarında üye muhalefetin tamamına ait. Ve 15 üye onlardan
oluşacak 5 üye iktidardan oluşacak. Bundan daha büyük bir samimiyet
olur mu? Sadece parlamento üyelerin üçte ikisi diyebilirdik.
İstiyoruz ki işin ortasını bulalım. Burada da bir gerilim olmasın.
E biz müzakarelere gireriz ama oylamaya gelmeyiz. Eee niye? Çünkü
gizli oylama, kulubede bir şeyler olabilir. Bu milletten
kaçmaktır.
MEŞAKKATLİ BİR MARATON BAŞLIYOR
Son sözlerini AK Partili vekillere mesaja ayıran Erdoğan şöyle
seslendi:
Bu meclis anayasayı değiştirecek birikime ziyadesiyle
sahiptir. İnanıyorum ki sadece AK Partili vekilleri değil
muhalefetin vekillere de milletin emanetin hakkını verecek ve
anayasa değişecektir. Muhalefet bu görevi yerine getirmekten imtina
ederse o zaman milli egemenliğinin asıl sahibi olan millettir. Aziz
milletimiz engin sağduyusuyla en doğru kararı verecektir. Bizi
zorlu süreç ve meşakkatli bir maraton bekliyor. Bugün genel kururda
görüşülecek olan anayasa değişiklikleri muhalefetin oyalama,
engelleme, yaşatma ve germe girişimlerine sahne olacaktır,
olabilir.
ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN
Erdoğan konuşmasınının son bölümünde savaşa çıkan komutan edasıyla
sözlerini şöyle noktaladı:
Biz gerilim tarafı olmayacağız. Sağduyuyu elden
bırakmayacağız. Biz milletimiz için varız, milletimiz için
çalışıyoruz. Öyleyse sabırla çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz.
Milletimizin kimin samimiyetli kimin samimiyetsiz, kinin nazik
kimin kaba olduğunu görecektir. Vakar içinde AK Parti'nin
büyüklüğüne ve şanına yaraşır bir şekilde süreci götüreceğiz.
Şimdiden başarılar diliyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun. Bir
kez daha tarih yazacak bu kadroyu sevgi ve selamlıyor, kalın
sağlıcakla derken kapalı oturuma geçiyoruz.