Erdoğan cemaatten böyle şikayetçi oldu!
Abone olCemaate yakın polislere yapılan soruşturmanın ayrıntıları çıktı. Dosyada Tayyip Erdoğan'ın cemaat hakkında verdiği şikayet dilekçesi de yer alıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Emniyet
teşkilatında Gülen Cemaati'ne yakın olduğu öne sürülen polislere
yönelik yürütülen soruşturma dosyasısının içereği ortaya çıktı.
ERDOĞAN POLİS VE KILIÇDAROĞLU'NDAN
ŞİKAYETÇİ
Al Jazeera'nin haberine göre, dosyada müştekiler yani şikayetçiler
arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da var. Erdoğan hem
şüpheli polisleri hem de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu
şikayet etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 11 Şubat 2014
tarihinde TBMM Grup toplantısında 25 Aralık yolsuzluk soruşturması
kapsamında elde edilen bazı telefon görüşmelerini dinletmişti.
Bunun üzerine Erdoğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak
‘Kılıçdaroğlu ve soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek dinleme
kayıtlarını temin eden kamu görevlilerinden’ şikayetçi olmuştu.
Şikayet dilekçesini inceleyen Ankara savcılığı yetkisizlik kararı
vererek dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
İŞTE ERDOĞAN'IN 7 SAYFALIK
DİLEKÇESİ
Yetkisizlik kararının yer aldığı dosyaya, Erdoğan’ın avukatı Ali
Özkaya aracılığıyla sunduğu yedi sayfalık şikayet dilekçesi de
konuldu.
Şikayet dilekçesinin müşteki bölümünde Recep Tayyip Erdoğan,
şüpheliler bölümünde Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanısıra, soruşturmanın
gizliliğini ihlal eden kamu görevlileri de yer aldı.
SAVCININ GÖREV YETKİSİ
YOK
Erdoğan'ın şikayet dilekçesinde, Başbakan, bakan ve milletvekilleri
hakkında soruşturmanın nasıl yürütüleceğinin yasalarda yer aldığı
vurgulanırken, ‘Başbakan ve bakanlar kurulu üyeleri hakkında suç
şüphesinin öğrenilmesinden itibaren iddianamenin kabulüne kadar
geçen sürede Cumhuriyet Savcılarının hiçbir görev ve yetkisi
yoktur. Savcılar yürüttükleri soruşturmalar sırasında, Başbakan ve
Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında Anayasanın 100. Maddesi kapsamında
Meclis soruşturmasına konu edilebilecek ‘suç işlendiğini tespit
eden, ihbar alan, delillere ulaşan’ her kişi ve makam gecikmeksizin
ve derhal TBMM’ye bilgi vermek zorundadır” denildi.
TBMM’ye bilgi verilmeden soruşturmaya devam etmenin suç olduğunun
belirtildiği dilekçede, şu ifadeler yer aldı.
DELİL TOPLAMA GİRİŞİMİ
SUÇ
“Dolaylı dinleme kararları alıp tesadüfen elde edilen delilere
ulaşma çabalarının anayasal ilkelerin ve kuralların tamamını
çiğneyen ve suç teşkil eden, elde edilen deliller itibariyle
kanunsuz delil olan bilgi ve belge olacaktır. Bu itibarla
Cumhuriyet Savcılarının, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri
hakkında yaptıkları tüm delil toplama girişimleri suç teşkil
edeceğinden haklarında şikayetçiyiz.”
YOLSUZLUK DEĞİL, DARBE
Erdoğan’ın şikayet dilekçesinde, ‘yolsuzluk ve rüşvet iddiaları
üzerine yürütülen soruşturmaları’ darbe girişimi olarak
nitelendirildi:
"Yolsuzluk ve rüşvetle ilgili soruşturma iddiası altında, esasen
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini yıkma ve yargı yoluyla darbe yapma
girişim sonrası, soruşturmanın şüphelisi olan kişilerden gizli
ancak soruşturmayı yürüten savcıları canhıraş savunan medya
organlarına açık olduğu yayınlanan telefon kayıtları ve soruşturma
evraklarıyla anlaşılan, basın yayın organlarında ve medyada daha
soruşturmanın başladığı ilk dakikalardan itibaren birçok görüntü ve
bilginin servis edildiği herkesin malumudur.”
Bilgilerin sızdırıldığı soruşturmada gizlilik kararı bulunduğunun
belirtildiği dilekçede, “Müvekkilim (Cumhurbaşkanı Erdoğan) ülkenin
yürütme organı olan Bakanlar Kurulunun ve hükümetin Başbakanı
olarak bu bilgilerin gizliliği nedeniyle resmi olarak bilgilere
sahip değildir” denildi.
ERDOĞAN'I ÇEVRESİ ÜZERİNDEN
DİNLEDİLER
Cumhuriyet Savcılarının anayasayı ihlal ettiğinin vurgulandığı
şikayet dilekçesinde, ‘Başbakan Erdoğan’ın sürekli görüştüğü
kişilerin önemli bir kısmının telefonları dinlenilerek, aslında
Erdoğan’ın dinlenildiği’ ifade edildi. Dilekçede, dinleme
kayıtlarının kanuna aykırı elde edildiği, bunları imha
edilmemesinin de suç olduğu belirtildi.
Şikayet dilekçesinde, soruşturma ile ilgili bilgilerin medyaya
servis edilerek 'algı operasyonu' oluşturmak istendiği savunuldu ve
"Hükümeti devirmek için plan yapanların elbette ki bu
davranışlarının sonuçlarına katlanması gerekmektedir” denildi.
KILIÇDAROĞLU HAKARET
ETTİ
Dilekçede, soruşturmadaki görevlilerin gizli belgeleri Kemal
Kılıçdaroğlu’na verdiği, Kılıçdaroğlu’nun da bu konuşmaları
yayınladığı belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun da "Hırsız oğlunu arabayla
götürüyor" diyerek hakaret ettiği ifade edildi.
Erdoğan’ın dilekçesinde soruşturma belgelerinin yayınlanması ile
adil yargılanmanın etkilendiği, tüm şüphelilerin halk nezdinde
baştan mahkum edildiği ve masumiyet karinesinin çiğnendiği
vurgulandı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM Grup toplantısında
dinlettiği telefon konuşmaları sonrasında Erdoğan, kayıtların
‘montaj’ olduğu yönünde açıklamalar yapmıştı.