Erdoğan cemaate seslendi: Kokutmayın!
Abone olBaşbakan Erdoğan cemaate dershane konusunda kararından vazgeçmeyeceğini söyledi.
Hükümet ve cemaat arasındaki gerilimde iki taraftan da
geri adım yok. Kararlarından geri dönmeyeceklerini tekrar eden
Erdoğan, "Kokutmaya gerek yok" diyerek artık konunun kapatıp
okullaşmanın başlamasını istedi,
Ayrıca cemaate geçmişte neredeyse küfreden muhalefetin şimi
destek vermesine dikkat çeken Erdoğan, cemaate ""Yem olmayın"
dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’nın St. Petersburg kentinde
gerçekleştirilen Rusya-Türkiye Üst Düzey İşbirliği Konseyi
Toplantısı’ndan Trabzon’a dönüş yolunda Milliyet'ten Serpil
Çevikcan'a Konuştu.
Erdoğan, “Eğer cemaat olarak değerlendirilecekse, cemaatin
mensupları, en ileri gelenleri bugüne kadar Tayyip Erdoğan’a ne
getirdiler de Tayyip Erdoğan bunu geri gönderdi? Üniversitelerin
hazırlanması, üniversitelerin verilmesi ile ilgili adımlardan
tutunuz da birçok faaliyete yönelik yapabileceğimiz ne varsa
bunları yaptık. Benden geri dönen hiçbir şey yoktur. Buna Rabbim
şahittir. Artık geri adım atmamız biye bir şeyi kesinlikle, ben bu
makamda olduğum sürece kimse bizden beklemesin. Hazirana kadar
inşallah bu işi bitireceğiz. Bunu daha fazla kokutmaya gerek
yok” dedi.
Erdoğan’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
ŞAMAR YEMEK BİZİ
ÜZÜYOR
- Eğitimde bir dönüşüme ihtiyaç vardı. 1980’li, 1990’lı dönemlerde
de böyle teşebbüsler olmuştur. Ben Hüseyin Çelik’i Milli Eğitim
Bakanlığı’na atadığımda, ‘Dershanelerle ilgili hemen bir
çalışma yap’ dedim; olmadı. Aynı şeyi Nimet Hanım’a da
Ömer Bey’e de söyledim. Onlarda da olmadı. Artık Nabi Bey döneminde
bu olacak. Bu dönüşümü yaparken bizim herhangi bir art niyetimiz
olamaz. Eğer bize inanılıyorsa, güveniliyorsa o zaman bizim
aldığımız bu karara da... Dershaneleri belli bir grubun olarak
değerlendirmiyorum. Dershaneciliği sadece belli bir grup yapmıyor.
Ama nedense burada hedef tahtasına konulurken çok ağır konulduk.
Danıştay ret kararı verdiğinde bütün gazeteler şu başlıkları attı:
‘İktidar cemaatin okullarına öğrenci vermek için, parasal
kaynak aktarmak için böyle bir yasa çıkardı’. Oradan bir
şamar yedik. Şimdi de maalesef bu yönlü bir şamar yemek bizi ciddi
manada üzdü, üzüyor.
ÖĞRETMENLERİMİZE
HAKSIZLIK
Çok açık, net neler yapılabileceğini söyledim. Gelin bunu okula
dönüştürün. Ve her türlü teşviki verelim; arsa, vergi, enerji...
‘Öğretmende sıkıntım var’ diyorsan, bu
öğretmenleri yazılıya tabi tutmadan mülakatla alalım ve istihdam
edelim. Şurayı anlamakta çok çok zorlanıyorum. Bizim ülkemizde şu
anda 800 bini aşkın öğretmenimiz var. Bu öğretmenlerimize haksızlık
olmuyor mu? Onlar bu kadar emek veriyor çocuklarımıza.
Yetiştirdikten sonra dershanenin öğrenciye verdiği nedir? Sadece
test tekniğidir. ‘Hiçbir şey vermiyor’ iddiasında
değilim. Ama asıl altyapıyı hazırlayan devletin okuludur. Dikkat
edin bunlar fen liselerinden yüzde 95, Anadolu liselerinden yüzde
91 oranında seçilmektedir. Ama garip gurebanın çocuklarının gittiği
meslek liselerine, teknik liselere gelince bu oran yüzde 18’e
düşmektedir. Her öğrencinin üniversite bitirme diye bir mecburiyeti
dünyada yoktur. Ama herkesin koluna bir bilezik takma
mecburiyetimiz vardır. Hani ‘ara eleman’ deniyor
ya. Avrupa’da meslek lisesini bitiriyor, iş bulma imkanı yakalıyor.
Olaya bu şekilde geniş perspektiften bakmamız lazım.
ETÜT MERKEZLERİ OKUMA SALONLARI
KAPANMIYOR
Bir konuda daha saptırma yapıyorlar. Ona da üzülüyoruz ki çok büyük
yalandır. Etüt merkezlerini, okuma salonlarını kapatmıyoruz. Etüt
merkezlerinde ağırlık SODES’indir. (Sosyal Destek Programı)
Buradaki öğretmenlerin birçoğu da cemaatteki kardeşlerimizden
gelmektedir. Oradan projelerle geliyorlar, projeleri uygun
görülüyor. O öğretmenlerin ücretini de devlet olarak bir ödüyoruz.
Çocuğunu kursa göndermek için hayvanını, kolundaki bileziğini satan
ailelerimizi bu yükten kurtarmak istiyoruz. Bu
sorumluluğumuzun gereğidir. 2 bin lira ile 20 bin liranın üzerinde
dershane ücreti ile bu işler yapılıyor. Bunlar ciddi rakamlar.
Asgari ücret 860 lira. 860 lira ile bir aile çocuğunu nasıl
dershaneye gönderecek? Bin 500 lira alsa nasıl gönderecek? Evin
kirası, dershane ücreti... Bunu çözmeye dönük bir adımdır.
‘Bir gece baskını ile düzenleme yapılacak’ ifadesi hakikaten hiç şık değildir. Bir tasarıyı parlamentoya getirirsiniz veya bir önerge verilir, bu başlığı atarsın. Ama hiç böyle bir şey gündemde yokken, kalkıp da bu söylenirse bu bir iftira olur. Böyle bir fitneye niye fırsat veriyoruz? Bize yakışmaz. Dört dörtlük bir iftira, yalan. Eğer cemaat olarak değerlendirilecekse, cemaatin mensupları, en ileri gelenleri bugüne kadar Tayyip Erdoğan’a ne getirdiler de Tayyip Erdoğan bunu geri gönderdi? Üniversitelerin hazırlanması, üniversitelerin verilmesi ile ilgili adımlardan tutunuz da birçok faaliyete yönelik yapabileceğimiz ne varsa bunları yaptık. Benden geri dönen hiçbir şey yoktur. Buna Rabbim şahittir.
PUSLU HAVAYI SEVENLER
VAR
Daha düne kadar bir tek küfretmedikleri kalmıştı. Okyanus ötesi,
bilmem ne, filan falan... MHP’nin, CHP’nin neler söylediklerine
bakın. Biliyorsunuz puslu havayı sevenler vardır. Ama onlara yem
olanlara sormak lazım. Siz niye onlara böyle zemin hazırladınız ki
bunu aramızda birçok kez konuştuk, görüştük. Böyle bir başlığı
atanların gelip de acaba bizimle, ilgili arkadaşlarımızla
görüşmeleri daha isabetli olmaz mıydı? Daha önce görüştüler,
gereken kendilerine söylendi. Tekrar oturup görüşülebilir.
KOKUTMAYA GEREK
YOK!
Ayrıca olayı sadece cemaat olarak kaşımayalım. Dershaneler
konusunda fitneye, fesada fırsat vermeyelim. Bizim bir birliğimiz,
beraberliğimiz var. Bu ülkeye ve millete hizmet aşkımız var. Bu
hizmet aşkımızı böyle bir tefrikaya kurban etmeyelim. Bütün
dershane sahiplerine söylüyorum. Hemen süratle okullaşmaya gidin.
Her türlü desteği biz verelim. Artık geri adım atmamızı kesinlikle,
yani ben bu makamda olduğum sürece kimse bizden beklemesin.
Hazirana kadar inşallah bu işi bitireceğiz. Bunu daha fazla
kokutmaya gerek yok. İlk Bakanlar Kurulu’nda arkadaşlarımızdan
tekrar bir sunum alacağız. O sunumdan sonra da hayırlısıyla
tasarımızı getireceğiz.