Erdoğan: Böyle yapa yapa 10 yılımızı yediniz
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen eğitim şurasında Taksim'deki AKM projesini yargıya taşıyan Mimarlar Odası'nı sert sözlerle eleştirdi.
"N eyaparsanız yapın 2019 AKM'nin bittiği yıl
olacak" açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKM
projesini yargıya taşıyan Mimarlar Odası'nı eleştirerek,
"İstediğiniz kadar çırpının, yatın. Ne yaparsanız yapın.
Böyle yapa yapa 10 yılımızı yediniz. Artık daha size tahammül yok.
Bedeli neyse biz bunu yapacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Şehircilik Şurası'nda konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:
İNSAN HER ŞEYE YABANCILAŞTI
Modern dönemle birlikte gelişmeye başlayan makina, çelik
teknolojisi tahayyül edilemeyecek bir güç veriyor. Diğer varlıklara
ve canlılara saygı anlayışı, paylaşma kültürü yerini tahakküme
bıraktı. Bu güç adeta bir güç zehirlenmesine dönüştü. Beraberinde
de yabancılaşmayı getirdi. Böyle olunca da insan sadece kendine
değil, ailesinden çevresine, içinde yaşadığı toplumdan dünyadaki
diğer varlıklara kadar her şeye yabancılaştı. Tüm varlıklar
yaradılışta sınırsız güç mücadelesinde kontrol altına alınması
gereken rakiplerdir. İnsanın heveslerinin bu derece kutsandığı bir
başka dönem bu derece vaki değildir.
Yeni AKM muhteşem olacak! İşte
yeni hali ve müthiş özelliği
GÖREVİ BIRAKTIĞIMDA GECEKONDU SAYISI 110 BİNE
DÜŞTÜ
Belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak da önümde bir
tespit var. İstanbul'un şehirleşme tarihi ile alakalı, 4. yüzyıl ve
6. yüzyılda İtalyan mimarın İstanbul'a bakışını görüyorum. Kaçak
yapılaşma ve gecekondu gibi noktasal bazı durumları görüyorsunuz.
Süre geçtikçe, 94'te belediye başkanı olduğumda, göreve geldiğimde
ne yazık ki, İstanbul'daki gecekondu sayısı 640 bindi. İstanbul'un
nüfusu da o zaman 8 milyondu. Görevi bıraktığımda gecekondu sayısı
110 bine düşmüş, bunların içinde kaçak yapılaşma da ayrıca var. O
günden bugüne ne yazık ki gerek gecekondulaşma ve gerek kaçak
yapılaşma devam ediyor. Az önce şehrin mimaride ruhunu okumanın,
gönülle ilişkili olduğunu okuduk.
YEŞİLLİK SİTEMİ
"İnsan bir yere yerleşeceği zaman, önce mescidini yapar, yanına
hamamını kondurur sonra da mezarını seçerdi. Böylece toprak imana
gelirdi" diyor. Yeşillik arıyorsanız mezarlıkların olduğu yerde
bulursunuz. İstanbul'da da selviyi bulacaksan Karacaahmet
Mezarlığı'nda bulursunuz. Onun dışında bulamazsınız. Bizim
kültürümüzde şehirler böyle kurulur. Medeniyetimizin tüm şehirleri
insanı, fıtratı, aşkın olanı merkeze alan mekanları inşa
ediyor.
"ÖNÜMDE CAMİ VAR, KUŞLARIN EVİ VAR"
Önümde cami mescid, onun önünde de kuşların evi var. Acaba şu anda
kuşlara ev yapmayı düşünen var mı? Böyle bir anlayış kaldı mı? O
kuşlar nerede barınacağını, nerede yiyeceğini, nerede içeceğini
gayet iyi biliyor. Bizler başta olmak üzere tüm belediyelere çok
büyük işler düşüyor.
"MANHATTAN'IN NESİ VAR?"
Onca şatafata rağmen dünyadaki metropollerin insanı mutsuz
etmesinin nedeni budur. "Amerika'nın Manhattan'ı var." Tamam da
Manhattan'ın nesi var? Yazın o aydınlık günlerinde bile bir
karanlık dünyaya girersiniz. Aydınlık yok.
GÜNÜMÜZ ŞEHİRLERİ HUZUR VERMİYOR
Bugünkü şehirlerimiz maalesef insan fıtratını değil bireysel
hırsları merkeze alan bir bakış açısıyla inşa ediliyor. İnsan
fıtratıyla mütenasip olmayan her yer zamanla insanın zindanı haline
dönüşüyor. Bu sebeple günümüz şehirleri insana huzur vermiyor."
“TOKİ VASITASIYLA 805 BİN KONUTU TAMAMLAYARAK TESLİM
ETTİK”
Milyarlarca fidan ve ağaç dikimini gerçekleştirdik. Daha da iyi
olacak. Bunları kontrollü bir şekilde sürdürüyoruz. TOKİ
vasıtasıyla 805 bin konutu tamamlayarak teslim ettik. Bu rakamın
355 binini dar ve orta gelir grubuna ürettiğimiz konutlar
oluşturuyor. Buna rağmen zaman zaman TOKİ’yi eleştirenlere de
rastlıyoruz.
TOKİ projeleriyle, mahalle kültürü yok oluyormuş, binalar çok yüksekmiş… Bunları söyleyenlerin milletten de haberi yok. Derdimiz nedir TOKİ’yle? Gecekondulaşmayı ortadan kaldırarak, onların olduğu bölgelerdeki kentsel dönüşümü gerçekleştiriyor.
Türkiye’de dünün ihtiyacı, konut üretip milletin talebine cevap vermekti. İşte TOKİ bunu yaptı. Özellikle mahalle projesi teklifi yapanlara, hak veriyorum. TOKİ’nin de bu istikamette çalışmalar geliştirdiğini biliyorum. Bugünkü ihtiyacımız da neyse TOKİ ona yönelecektir. Türkiye’nin 80 milyon kendi vatandaşı, 4 milyon misafirleri, 6 milyonu aşkın yurtdışı insan gücüyle nasıl büyük bir ülke olduğunu göremeyenlerin, ufuksuzluğundan da bıktık, usandık.
REZİDANSTA OTURUP MAHALLE KÜLTÜRÜNDEN
BAHSEDENLER
Kendileri 30-40 katlık rezidansta oturup kapı komşularının adını
dahi bilmeyenlerin mahalle kültüründen bahsetmeleri kadar boş bir
iş olabilir mi? Ömürlerinde bir kez olsun kışın ısınmak için soba
yakmamış, her yağmurda çatısı akmamış olanların gecekondu hayatının
erdeminden bahsetmeleri riyakarlıktan başka bir şey değildir.
Hayatlarında bir tek ağaç dikmediği, bir tek ağaç sulamadığı halde
dünyanın en çevreci insanı geçinenleri artık dikkate almıyorum ve
almayacağız.
SIRÇA KÖŞKLERİNDEN BİZE AHKAM KESENLERİN ASIL
DERDİ
Sırça köşklerinden bize ahkam kesenlerin asıl derdi,
büyükşehirlerin, özellikle de kurtarılmış bölge olarak gördükleri
belli muhitlerin sadece kendilerine ait olmaktan çıkmasıdır. Lafa
gelince halkçılığı kimseye bırakmayanlar, milletle aynı yollarda
yürümeyi, aynı mekanlarda oturmayı, aynı meydanları paylaşmayı
içlerine sindiremiyorlar.
“NE YAPTINIZ YA BUGÜNE KADAR ONU SÖYLEYİN”
Yol yaparsınız, baraj yaparsınız, metro yaparsınız karşınızda hep
bu çeteyi bulursunuz. İstanbul’da AKM’nin projesini takdim
edersiniz, ertesi gün mimarlar odası müracaatta bulunuyor. Ne
yaptınız ya bugüne kadar onu söyleyin. Biliniz ki inşallah 2019
Atatürk Kültür Merkezi’nin bittiği yıl olacaktır. İstediğiniz kadar
çırpının, yatın. Ne yaparsanız yapın. Böyle yapa yapa 10 yılımızı
yediniz. Artık daha size tahammül yok. Bedeli neyse biz bunu
yapacağız.
“ŞU GÖRDÜĞÜNÜZ BİNADAN BAŞKA, TÜRKİYE’NİN BİR BAŞKA
OPERA BİNASI YOKTUR”
Sırça köşklerinden bize ahkam kesenlerin asıl derdi,
büyükşehirlerin kurtarılmış bölge olarak gördükleri belli
muhitlerin sadece kendilerine ait olmaktan çıkmasıdır. Halkçılığı
kimseye bırakmayanlar, milletle aynı meydanları paylaşmayı içlerine
sindiremiyorlar. Şu gördüğünüz binadan başka, Türkiye’nin bir başka
opera binası yoktur. Bu da yarı opera binasıdır. Acaba niye
yapılmadı? Niye yapmadınız? İşte biz burayı yaptık. Külliyeyi
yaptık, ona saldırdılar. Yok kaçak dediler, şu dediler. Danıştay’a
varıncaya kadar kararlarını verdi. Oraya gitmeyeceğiz dediler,
sonra da geldiler. E niye geldiniz? Hoşgeldiniz. Buralar benim
şahsım için yapılan yerler değil ki ya. Buralar milletin evi, biz
bugün varız, yarın yokuz.