Erdoğan: Bir avuç insan dışında kimse buna ses çıkarmadı
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu. Erdoğan, 'Kaleminden kan ve nefret damlayan birine Nobel edebiyat ödülü verildi' diyerek bir avuç insan dışında kimsenin de buna sesini çıkarmadığına vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre
ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat
Büyük Ödülleri Töreni'nde konuştu. Erdoğan, "Bugün
adeta binlerce yılın intikamını alma hissi ile girişilen
bir saldırı ile karşı karşıyayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendine ait kültür ve sanat üretimi, birikimi olmayan toplumlar, güçlü toplumların gizli veya açık hegemonyası altında ezilmeye mahkumdur." diye konuştu.
NOBEL TEPKİSİ
Erdoğan, Nobel Edebiyat Ödülü'nün Handke'ye verilmesini eleştirerek, "Müslüman Boşnakları alçakça katledenleri göklere çıkartan, kaleminden kan ve nefret damlayan birine Nobel Edebiyat Ödülü verildi." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür
Merkezi'nde düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük
Ödülleri Töreni"nde katılımcılara hitap etti.
Bir İngiliz siyaset adamına "İngiltere sömürgelerini kaybederse yıkılır mı?" diye sorulduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Muhatap, 'güçlü bir donanmaya sahibiz. Yeniden elde ederiz' der. Karşıdaki 'ya donanmayı kaybederseniz' diye sorar. İngiliz siyasetçi, 'yeniden inşa ederiz' der. Son olarak kendisine 'peki Shakespare'i kaybederseniz ne olur?' diye sorar. Cevap çok önemlidir, 'işte o zaman İngiltere yok olur' der."
Aynı diyalogun Almanya için Goethe, Rusya için Dostoyevski, Fransa için Balzac gibi isimlerle tekrarlanabileceğini dile getiren Erdoğan, ülkelerin ve toplumların geleceğe güvenle bakabilmelerini sağlayan maddi güçlerinden ziyade medeniyet birikimlerinin gücü olduğunu vurguladı. Erdoğan, Yusuf Has Hacip'in "Yurdu kılıçla alırsınız, kalemle tutarsınız" sözleriyle, bu gerçeği hatırlattığına işaret etti.
Nizamülmülk'ün de "Mızrağı bir yere kadar atarsınız. Kelimelerin ve düşüncenin menzilinin ise sınırı yoktur." sözlerinin de günümüz kültür ve sanat iklimini anlattığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Hazreti Ömer, bir gün Herim bin Sinan'ın kızına rastlar. Kaside-i Bürde sahibi Ka'b bin Zübeyr'in babası için yazdığı şiiri kast ederek, "O şahesere övgüler için baban ne verdi' diye sorar. Herim bin Sinan'ın kızı, 'Babam ona arık bir at, cılız bir deve, solmuş bir elbise ve çokça da para verdi' diye cevaplar. Bunun üzerine Hazreti Ömer, 'Unutma kızım, sizin ona verdikleriniz yok oldu, ancak onun size verdiğini ne zaman eskitebilir, ne de asırlar yok edebilir' diye mukabelede bulunur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüzde bir sanat eserinin yeri geldiğinde bütün borsalardan, bütün yatırımlardan, rant araçlarından daha fazla kazandırabiliyorsa, sebebinin sınırları ve zamanı aşan etkiye sahiplenmesi olduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin sahip olduğu güzellikler ile bu bakımdan dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak lafa gelince "kültürel bakımdan çeşitlilik içinde birliği savunanlar"ın, kendilerininki dışında tüm renklerin yok edilişine seyirci kaldığını söyledi.
"Kadim medeniyetler yerle bir edilirken ses çıkarmadılar
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağdat, Şam, Halep gibi coğrafyaların kadim medeniyet merkezlerinin yerle bir edilirken, Paris'te, Londra'da, Roma'da, Berlin'de oturanların ses çıkarmadığını vurguladı.
Birinci ve İkinci Körfez Savaşı'nda Irak'ın tarihi ve kültürel mirası ya yağmalandığını ya da tahrip edildiğini hatırlatan Erdoğan, benzer vandallıkların Afganistan'da da sergilendiğini, bunların hepsinin, hatta çoğunun kendi medeniyetlerinin, kültürlerinin eserleri olduğunu belirtti.
Erdoğan, Suriye'de benzer bir vahşetin yaşandığına işaret ederek, sadece insanların değil, binlerce yıllık bir tarih ve kültürün de yok edilmeye çalışıldığının altını çizdi.
Bu coğrafyada yaşamış tüm medeniyetlerin ortak özelliğinin,
Batıya karşı üstünlük sağlamaları olduğuna işaret eden Erdoğan,
şöyle devam etti:
"Bugün adeta, binlerce yılın intikamını alma hissiyle girişilen bir
saldırıyla karşı karşıyayız. Müslüman Boşnakları alçakça
katledenleri göklere çıkartan, kaleminden kan ve nefret damlayan
birine Nobel edebiyat ödülü verildi ve maalesef bir avuç insan
dışında kimse buna ses çıkarmadı. Acaba aynı sessiz tasdik, mesela
100 bin İngilizi, Almanı, Fransızı, İtalyanı, Norveçliyi katleden
birini öven kişiye Nobel verilse yine tekrarlanır mıydı? Hiç
sanmıyorum. Bu gerçekler bize, kültür sanat alanında dünya çapında
söz sahibi olmadan, hayat hakkımızı bile savunabilmemizin mümkün
olmadığını gösteriyor." Erdoğan, yeni bin hamlenin eşiğinde
olduklarını, Kültür Sanat Politikaları Kurulunun, inşa edilen
kütüphanelerin, opera binalar ile destek verdikleri projelerin
bunun işaretleri olduğunu söyledi.
"Siyaseti bir sanat olarak görüyoruz"
Önümüzdeki yılları eğitim öğretimdeki ve kültürdeki eksikleri tamamlama dönemi ilan ettiklerini belirten Erdoğan, hep birlikte, daha çok çalışarak, üreterek, daha çok mücadele ederek, bu konudaki hedeflere ulaşacaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanatın marifet olduğunu, marifetin de iltifata tabi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Sanatçı eseriyle bizi ödüllendirmiştir. Bize düşen de ona iltifat etmektir, takdir etmektir, teşekkür etmektir. Münevverlerimiz, sanatçılarımız, yazarlarımız, şairlerimiz her türlü iltifatı fazlasıyla hak ediyor. Kültür ve sanat hayatımıza çok önemli katkılarda bulunan, özgün eserleri veya hizmetleriyle öne çıkan değerlerimiz için ne yapsak azdır. Kültüre, sanata, edebiyata yapılan yatırım, geleceğe yapılan yatırım demektir. Biz de bu anlayışla büyüyen, gelişen Türkiye'nin büyük iddialarına ve ideallerine yakışır bir kültür sanat ikliminin tesisine katkıda bulunabilmek için çalışıyoruz. Sanat ile siyaset, ne yazık ki her zaman bir araya gelemeyen, iki ayrı uçta alanlar olarak görülür. Halbuki biz siyaseti, aynı zamanda bir sanat olarak görüyoruz. Çünkü bize göre gönülle üretilen, sabırla üretilen her şey sanattır.
Sanat, tutkunun, aşkın, sevdanın, adanmışlığın, sabır ve estetik imbiğinden süzülmesidir. İnsanlara hizmet için yüreğini ortaya koymuş, ömrünü adamış, aşkla ve sevdayla çalışmış herkesin, ortaya bir sanat eseri koyduğuna, sanatçı ruhunu teneffüs ettiğine inanıyorum. Tabii asıl olan yapılan işin en iyisini ortaya koyabilmektir. Gençlerimize tavsiyemiz, her biri kendi alanlarının üstadları olan kültür ve sanat insanlarımızı örnek alarak, yeni değerler, yeni eserler üretmenin peşinde koşmalarıdır."