Erdoğan Bakanlar Kurulu'na başkanlık yaptı!

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Kurulu'nu Beştepe'teki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda topladı.

İlk kez başkanlık yaptığı Bakanlar Kurulu'nda Erdoğan, 2014 yılındaki gelişmelerle ilgili bakanlar ve bürokratlardan bilgi aldı.

Arınç 'Bu tür toplantıların periyodik olarak yapılması gündeme gelmemiştir. Müteakip Bakanlar Kurulu toplantımız 26'sında Başbakanlık'ta yapılacaktır.' dedi

Arınç, Erdoğan'ın halkın oyuyla cumhurbaşkanı seçildiğini hatırlattı ve Bakanlar Kurulu'na başkanlık yetkisinin kaynağının anayasa olduğunu söyledi. İşte Arınç'ın açıklamaları;

Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Beştepe'teki Bakanlar Kurulu sonrası açıklama yaptı. Kurul'da 2014 yılının genel bir değerlendirmesinin yapıldığını söyleyen Arınç, güvenlik ve asayiş konularının, üç başlıkta değerlendirildiğini anlattı. Çözüm süreci ve Paralel Yapı ile mücadelenin de ayrı başlıklarda ele alındığını ifade eden Arınç, kurulda MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve kurumdaki bazı daire başkanlarının sunum yaptıklarını söyledi. İşte Arınç'ın açıklamalarından bazı satır başları;

"Bugünkü toplantımız Sayın Cumhurbaşkanımızın bir açılış konuşmasıyla başladı. Sayın Cumhurbaşkanımız, açış konuşmasında, Sayın Başbakanımızın ve hükümetinin ve kendilerinin sadece millete hizmet amacıyla çalıştığını, başbakanlığı döneminde de cumhurbaşkanlığı döneminde de başka bir gayesinin bulunmadığını, millete hizmet yolunda çalışmak için de Cumhurbaşkanlığının görev ve yetkilerinin, olabildiğince daha çok koşarak, daha çok çalışacak, daha çok hükümetle uyum içerisinde bir gayret göstererek gerçekleştirilebileceğini söyledi. Bu uyumu bozmaya çalışan veya Cumhurbaşkanı ile Başbakan ve hükümeti arasında bir çekişme varmış diye göstermeye gayret edenlerin yanlış iş yaptığını söyledi. Herkesin kendi görev ve sorumlulukları çerçevesinde çalışmalarını yürüteceğini ifade etti. Sayın Cumhurbaşkanımızın Anayasa'da tanınan yetkileri çok açık biçimde yazılıdır. Sayın Başbakanımızın da hükümetin, yürütmenin başı yani Bakanlar Kurulunun başı olarak yapacağı çalışmalar da anayasal çerçevesi içerisinde çok açık biçimde yazılmıştır. 
 
Ülkenin yönetilmesi, Bakanlar Kurulu ve hükümetimize ait bir görevdir. Uyum içerisinde çalışmanın halkımıza daha bereketli, daha mutlu bir hayat getirme konusunda faydası olacağını ifade etti. Sayın Başbakanımıza bugüne kadar gösterdiği performans, gayretli çalışmaları ve hükümetimizin başarısı noktasında teşekkürlerini, takdirlerini ifade etti. "
 
"MİT MÜSTEŞARI SUNUM YAPTI"
 
İkinci bölümde, dış politika açısından 2014 yılının değerlendirildiğini, Suriye, Filistin ve Irak'taki gelişmelerin, küresel terörizm faaliyetlerinin ele alındığını, son haftalarda Türkiye, Fransa, Nijerya, Suudi Arabistan ve Yemen'deki saldırılar konusunda MİT Müsteşarlığının kapsamlı bir değerlendirmesi oldu.

KATILIM BANKASININ KURULMASI 
 
Halkbankın, Ziraat Bankasının ve Vakıfbankın genel müdürleri, 2002 yılından bugüne kadar bankalarının gösterdiği gelişmeleri grafiklerle ayrıntılı biçimde ortaya koydular. Bu bankaların artık, katılım bankası kurması da mümkün oldu. Kendilerinin kuracağı katılım bankalarıyla ilgili bilgi sunmuş oldular. 
 
CİZRE'DEKİ OLAYLAR
 
Bu sadece asayişsizlik olayı değil aynı zamanda Çözüm Süreci'ni de yakından ilgilendiriyor. Yine Cizre konusu gündeme geldiğinde, bunun bir siyasi boyutunun da olabileceği düşünülüyor. Yani orada ölen sadece 12 yaşındaki masum bir yavrumuz değil veya daha önceki olaylarda hayatını kaybedenler değil şu anda sayının 8 civarında olduğunu biliyorum. Hepsi bizim için çok değerli insanlarımızdır. Maalesef bu şiddet olayları sırasında hayatlarını kaybetmişlerdir.
 
Bir adli soruşturma sürecimiz var, başsavcılık tarafından yürütülen, mülkiye müfettişlerimiz ve polis başmüfettişlerimiz tarafından götürülen bir de idari soruşturmamız var. Cizre, nüfusu çok yoğun olan ilçemiz ve geçmişten bu yana bu tür olaylara zemin hazırlanması için bazı çalışmaların yapıldığını da biliyoruz.
 
"POLİS VE ARAÇ TAKVİYESİ YAPILDI"
 
Bunun dışında olaylara süratle müdahale edebilecek zırhlı iş makinesi ve araçları da bölgeye gönderilmiştir. Bildiğiniz gibi orada hendekler kazılmış olması sebebiyle mahallelerde çıkan olaylara belediyenin de imkanlarını vermemesi suretiyle müdahalede belki zorlanmış oldu. Bunun karşılığında bu yolların düzeltilmesi ve mukabil yapılabilecek hareketlerin de önlenmesi amacıyla araç, insan ve iş makineleri takviyesi yapıldı.
 
Ayrıca olaylar bütün boyutlarıyla inceleniyor. Çünkü orada HDP'li milletvekillerinin de gitmesi ve bazı talimatların verilmesini takiben bunun geriye 12 yaşındaki bir çocuğun cansız cesedi olarak dönmesi, hepimizi fevkalade üzdü. Bunların hepsi bir mesaj olabilir. Yani, 'biz silahı elden bırakmayız, şiddeti elden bırakmayız, burası bizimdir, kimseye vermeyiz, burada ancak biz olabiliriz, başkasının burada yaşama hakkı yoktur' diyen bir eşkıya grubu varsa bunlarla mücadele etmek, bunların sesini kesmek, bunları o bölgeden artık ilişiğinin kalmayacak şekilde uzaklaştırmak, şüphesiz hükümetimizin görevidir.
 
RUTİN OLARAK BU TOPLANTILAR YAPILMAYACAK
 
Müteakip, Bakanlar Kurulu toplantımız Allah izin verirse 26'sında. Her zaman pazartesi yaptığımız gibi, Başbakanlıkta yapılacaktır. Bu tür toplantıların periyodik olarak yapılması gündeme gelmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız, ilerleyen süreç içerisinde tekrar bir toplantıya başkanlık etme isteğini ileri sürerse Sayın Başbakanımızla birlikte buna karar verirler ama sizin ifade ettiğiniz gibi rutin olarak bu toplantılar yapılmayacaktır, ne ayda bir ne iki ayda bir. Bu konu görüşülmemiştir. 
 
YÜCE DİVAN OYLAMASI
 
Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında bu konu kesinlikle gündeme gelmedi. Esasen işin özelliği vardır, biliyorsunuz burada gruplarda toplantı yapılamaz ve karar alınamaz. Kaldı ki burası bir Bakanlar Kurulu toplantısıdır. Burada da gündemin içerisinde, bu konuya bir kelimeyle bile girilmemiştir. Yarın eğer yapılacaksa sanıyorum, bir danışma kurulu kararı alınması lazım, galiba yarın bu işe karar vereceklerdir. Bunun Anayasamızın 100. maddesi, İç Tüzüğün galiba 110. maddesinde, sonraki hükümlerinde, milletvekillerinin konuşması, komisyon raporunun görüşülmesi ve eğer bir önerge verilirse onun da her bakan için gizli oylamasının yapılması gerekecektir.
 
CHP SÖZCÜLERİNE YÜKLENDİ
 
Tabii parti sözcülerinin ağzı pek çok şeye de müsait, hakaretleri arka arkaya sıralıyorlar, Sayın Başbakanımızı hedefe koyuyorlar. Bunlar bir siyasetçiye yakışmaz. Cumhurbaşkanımız halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanıdır. 2007 Ekim ayında yapılan referandumla 7 sene sonra böyle bir seçim yapılmıştır. Ancak cumhurbaşkanının görev ve yetkileri 1982 Anayasası'ndaki gibidir. 'Bu bir çelişki midir' diye soranlara, o zaman 2007'de cumhurbaşkanı adayı Sayın Abdullah Gül, Meclis'te seçilebilmiş olsaydı, 367'nin arkasına sığınıp da Meclis'i kilitleyenler eğer insafa gelmiş olsalardı, anayasa değişikliği yapılmayacak ve yine cumhurbaşkanları Meclis tarafından seçilmeye devam edecekti. Meclis'te cumhurbaşkanlığı seçimini kilitleyip de halkın seçmesine yol açanların şimdi bundan şikayet etmeye hakları yoktur. Evet, doğrudur, halk seçmiştir, yüzde 52 oyla birinci turda. Ancak yetkileri Anayasa'da belirtilen yetkilerdir. Yani parlamenter demokratik sistem bugün Türkiye'de yürümektedir, şu veya bu şekilde. Peki ileride seçimler oldu, büyük bir çoğunlukla yeni anayasanın yapılması gündeme geldi. Anayasa yapılırken de bir başkanlık sistemi benzeri Türkiye için uygun görüldü. Halk da referandumda buna 'evet' dediyse söylediklerinizin hepsi o seçimlerden ve o yeni anayasadan sonra mümkün olabilecek. Yoksa 82 Anayasası, yarısından fazlası değişmiş, arada akordu bile kalmamış bir anayasa olarak yürürlükte kaldığı müddetçe bunların konuşmanın hiç faydası yok.
 
"HERKESİN BAŞINA KAVUK KOYMUŞLAR"
 
Bir gazetede herkesin başına bir kavuk koymuşlar, eski tabirlerle kimimizi sadrazam yapmışlar, kimisini insaf vekili yapmışlar, böyle saçmalıklarla uğraşacaklarına yani basın yayın ilkelerine uygun, halkı bilgilendirme noktasında, halkın gözü, kulağı, dili olma noktasında daha ciddi işler yapsalar belki faydalı olacak diye düşünüyorum".
Günün Önemli Haberleri