Erdoğan Bahçeli'ye hain sensin dedi
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeminde çözüm süreci, hedefinde ise Bahçeli ve Kılıçdaroğlu vardı.
Başbakan Erdoğan, çözüm sürecini eleştiren ve kendisini
ihanetle suçlayan Bahçeli ve Kılıçaroğlu'na aynı sertlikte karşılık
verdi.
Erdoğan, iki lideri "Eğer bu ülkede bu anlamda bir ihanet varsa, bu ihanetin içerisinde olan Bahçeli'dir, Kılıçdaroğlu'dur. Çünkü hiçbir zaman 'bu işi nasıl çözelim' diye bir araya gelmeye asla yanaşmamışlardır" sözleriyle eleştirdi.
AKİL İNSANLAR TAMAM
Akil insanları tespit ettiklerini belirten Erdoğan,
perşembe akşamı heyetle biraraya geleceklerini
duyurdu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında
gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. İşte o konuşmanın önemli
satır başları:
BÜYÜME ORANLARI VE NOT ARTIŞI
Yüzde 2.2'lik büyüme oranı beklentilerimizin altında dahi olsa, gelişmiş ülkeler ve Avrupa ülkelerine göre Türkiye başarılı bir performans sergilemiştir. Ama bu yeterli değil onu söyleyeyim. İflas eden bir ülkeyle ilgili 6 kat birden artış yaparken, Türkiye ile ilgili böyle bir artışı ortaya koymaları, ne bilimseldir ne adildir. Biz bilimsel, adil yaklaşım istiyoruz. İdeolojik yaklaşım istemiyoruz. Bunun düzeltilmesi lazım. Milli gelirin borç stokuna oranı yüzde 17'ye kadar geriledi. AB tanımlı borç stoku ise 2002'de yüzde 74 iken 2012 sonu itibariyle yüzde 36'ya düştü.
Kadınlar Erdoğan için böyle sloan
attı Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına bu tezahüratlar altında başladı. İzlemek için tıklayın |
DOĞUDAKI ARTIŞ ÜMİDİN GÖSTERGESİ
20 Haziran 2010 tarihinden 1 Nisan 2011'e kadar 6. bölgedeki iller için 445 adet belge alınmıştır. Aynı tarihler arasında 2011'den 2012'ye kadar bu illerde 440 bin teşvik belgesi alındı. 2012'den 1 Nisan 2013'e kadar bu bölgede 445 teşvik belgesi alındı. Yatırım miktarlarındaki değişim de son derece önemli. 2010-2011 arası bu illerde 2,2 milyar liralık yatırım teşvik belgesi alındı. 2011-2012 arasındaki yatırım miktarı 1,9 milyar liraydı. Son 1 yıl içinde ise yeni teşvik sistemiyle yatırım miktarı 5,5 milyar liraya ulaştı. İstihdama bakıyoruz 2010-2011 arası teşvik belgeleriyle öngörülen istihdam 10 bin kişiydi. 2011-2012 arası istihdam 7 bine düştü. Son 1 yıl içinde ise öngörülen istihdam 22 bin 288 kişi oldu. Son teşvik sistemiyle 6. bölgede yatırımların ve istihdamın yaklaşık 2,5 kat arttığını görüyoruz. Bu sonuçların üzerinde son derece hassas şekilde durmamız gerekiyor. 20 Haziran 2012'den 1 Nisan 2013'e kadar yatırım ve istihdamın 2,5 kat artış kaydetmesi sadece yeni teşvik sisteminin, sadece ekonomideki iyi gidişin eseri değildir. Bu artış, bu canlanma aynı zamanda istikrarın, güven ortamının, bölgede çoğalan ümidin eseridir.
SALDIRILARA TESLİM OLMADIK
Çeteler, mafya, terör yatırımların önünü kesiyordu. Devlet kendi köyüne yatırım götüremez hale gelmişti. Ankara bahanelerin arkasına sığınıp çekilirken terör de yoksulluğu istismar edip kendisine güç devşiriyor. Sadece çetelerle mücadele etmedik, sadece cuntalarla mücadele etmedik, güneydoğu'da kısır döngüyle kirli ticaretle mücadele ettik. Yol yapmak istedik, engel oldular, saldırılara teslim olmadık, okul da yaptık, havaaalanı da yaptık.
BAHÇELİ'NİN İHANET SÜRECİ SÖZÜNÜ AYNEN KENDİSİNE İADE EDİYORUM
Yeni bir ilkbahara hamdolsun hep birlikte ulaştık. Kılıçdaroğlu'na rağmen ulaştık, öbür tarafta Bahçeli'ye rağmen ulaştık. Sayın Bahçeli'nin, bu süreçle ilgili olarak 'ihanet süreci' ifadesini aynen kendisine iade ediyorum. Çünkü onlar bugüne kadar hep bu ihanetlerle bu ülkeyi küçülttüler. Hep bu ihanetlerle, bu ülkedeki emperyalist yapılara maalesef alt yapı oluşturdular. Bizden önce 3,5 yıl iktidar oldular. Bu iktidarlarında devletin bankalarını malum şebekelere peşkeş çektiler. Faizi bir gecede yüzde 7500'lere çıkaran bu şebekeydi. Onlara yataklık yapan da ve bu ülkenin maalesef adeta ihaneti içinde olan başta Sayın Bahçeli'dir.
Erdoğan karate elbisesi giydi Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, güreş ve karate şampiyonalarında madalya kazanan milli takım sporcuları ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç da milli sporculara eşlik etti. Fotoğraflar için tıklayın |
SÜREKLİ OLARAK ÜLKEYİ NASIL KARIŞTIRIRIZ
Bunlar, bunu yaptılar. Bütün bu adımları atarken şimdi sıkılmadan, bu ülkede ciddi bir sıçramayı meydana getirelim, güven, istikrar, yatırım, üretim ortamını artıralım derken onların bu çözüm, barış, milli birlik sürecine ihanet süreci demelerini anlamak mümkün değil. Eğer bu ülkede, bu anlamda bir ihanet varsa bu ihanetin içinde olan Bahçeli'dir, Kılıçdaroğlu'dur. Bunlardır. Çünkü hiçbir zaman bu işi nasıl çözelim diye bir araya gelmeye asla yanaşmamışlardır. Sürekli olarak nasıl karıştırırız.
İKİ YÜZLÜ İKİ DİLLİ
İşte okullar, üniversiteler karışmaya başladı. Niye; bunlar ikiyüzlü, bunların iki dili var, bir de görünmeyen dilleri üç. Bu iki dil, 'Biz ülkücüleri sokağa dökmeyeceğiz'... Peki Bursa'da 'vur de vuralım, öl de ölelim' dediklerinde, 'Onun da zamanı gelecek, onun da zamanı geldiğinde talimatı vereceğim' diyen Bahçeli'nin kendisi. Bu açıklamadan sonra şimdi buyurun Bahçeli'nin gençleri Erciyes Üniversitesi'nde ellerinde 'vur de vuralım, öl de ölelim' pankartlarıyla, saldırılarıyla, Muğla Üniversitesi'nde orada karşıt görüşlü gençlerle vuruşmaya başladılar. O karşıt görüşlü gençler de malum. Onlar da zaten bugüne kadar böyle bir zemini arayan aşırı sonuçlar. İstedikleri bu.
SAYIN BAHÇELİ BİZ SENİ TANIYORUZ
Yapmak istedikleri bu. Bunların derdi ilim değil, bunların derdi terör. Bunların milliyetçiliğinin tanımında da bu var. Sayın Bahçeli zaman zaman bize de bu meydanları okumadı mı, okudu. Gördüğün zaman, böyle ikili olduğunda melek yüzlü zannedersin ama arkasında başka şeyler var. Sayın Bahçeli, biz seni tanıyoruz. Sen bizden önceki iktidarın borçlusu durumundasın. Siz bu ülkeyi adeta çöküşe götürdünüz, bu ülkeyi adeta bitiriyordunuz. Ama milletimiz bunun farkına vardı, sizi parlamentonun dışına bıraktı, bizi de tek başına iktidar yaptı. O günden bugüne milletimiz AK Parti'yi devamlı yükseltti, yüceltti. Şimdi ne yapalım da yeniden toparlanalım diye bu yanlış yollara başvurmaya başladılar. Ne demek vur de vuralım, öl de ölelim.''
PİŞKİN KILIÇDAROĞLU
Aynı şey Kılıçdaroğlu'nda da var. Akşam başka sabah başka. Ne dediğinin farkında değil. Dün söylediğini pişkin şekilde inkar eder.
ÇOCUK SESLERİ OLSUN
Şanlıurfa neden dünyanın tarım erkezi olmasın. Hakkari Üniversitesi neden uluslararası üniversite olmasın. Ağrı'nın eteklerinde neden turist olmasın? anneler dağ yolunu gözetleyeceklerine okul yolu gözlesini istiyoruz. Bırakın kepenk kapatmayı dükkanların kapıları dahi açık kalsın. Silah seslerinin yerine çocuk sesleri olsun. Bunlar hayal değil bizim hedeflerimiz.
Allah aşkına benim milletim neden başka ülkelere gıptayla baksın? Benim milletim neden başka milletlerin gerisinde kalsın. Benim ülkem neden özlem, hasret içinde yaşasın? Bizim neyimiz eksik? Bizim tarihimiz var, zengin bir medeniyetimiz var. Bizim bir medeniyet tasavvurumuz var. Genç nüfusumuz, dinamik nüfusumuz var. Biz neden başka diyarlara bakıp iç geçirelim? Biz dünyaya nizam vermiş, dünyada sistem kurmuş bir milletiz, biz camiler, köprüler, hanlar, kervansaraylar kadar çarşı pazarlar kurmuş, o çarşı pazarlara, ticarete, ekonomiye yön vermiş bir medeniyetin mensuplarıyız.
10 yıl öncesi ile bugünkü bölge çok değişik. Bir değişim yaşanıyor o bölgede. Çözüm süreci daha özgür daha huzurlu bir Türkiye'nin adımıdır. Çözüm süreci adını verdiğimiz bu yeni süreç, daha güçlü, daha özgür, daha demokratik, daha huzurlu bir Türkiye hedefinin ileri bir adımıdır. Kimse bunu provoke etmeye gayret etmesin. Bunu ne Kılıçdaroğlu ne Bahçeli provoke edebilir. Yeter ki milletim desteğini bizden esirgemesin. Biz artık silah tüccürlarının değil milletin kazanmasını istiyoruz.
ÜNİVERSİTEDE ÇATIŞAN GENÇLERE SESLENDİ
Biz çatışma kültürü değil çocukların kazanmasını istiyoruz. 1. sınıf demokrasinin önünde tek engel kalmıştır. O da çatışmacı zihniyettir. Bu çatışmaların içerisinde yer alanlar bilsinler ki kendileri kazanmıyor. Tam aksine onlar bu vatana ihanet etmenin içerisindedirler. Böyle bir gayretin içerisindedirler. Ben bu genç evlatlarıma söylüyorum. Biz 1980 öncesinde bunun belalarını çok ağır ödedik. Aynı belayı siz de ödemeyin. Aynı faturayı siz de ödemeyin. Bu yanlış yollardan vazgeçin Okullarınızı zamanında bitirin ve bu ülkey katkınız olsun.
GENÇLER ASILDI DA KİM KAZANDI?
Vur de vuralım diyerek kan üzerinden istismar üretmek artık son bulmalıdır. Ben bu kürsüden 12 Eylül döneminde idam edilen gencecik insanları anlattım. Birileri vurun dedi, birileri öldürün dedi, genceci fidanları söndürdüler. Gençler asıldı da kim kazandı. Hiçbir günahı olmayanlar düşman edildi de kim kazandı? Kimin kazandığını bugün çok net görüyoruz. Çatışma kültüründen beslenenler kazandı.
ÇÖZÜM SÜRECİYLE İLGİLİ NELER DEDİ? AKİL İNSANLAR NASIL ÇALIŞACAK? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
HERKES GÖNLÜNÜ FERAH TUTSUN
Kan tutkunlarına rağmen bu meseleyi çözmek zorundayız. 3 tane oy almak için gençleri tahrik etmelerine rağmen biz bu meseleyi çözmek zorundayız. Buradan aziz milletime sesleniyorum; AK Parti'ye oy versin ya da vermesin her bir kardeşime sesleniyorum. CHP, MHP ve BDP'ye oy veren kardeşlerime de sesleniyorum. Herkes ama herkes gönlünü ferah tutsun. Hiç kimse tedirgin olmasın. Hiç kimse yersiz endişelere kapılmasın. Çatışma kültüründen beslenen siyasi partilerin yaydıkları korkulara hiç kimse aldanmasın, prim vermesin. Öyle bir Türkiye yükseliyor ki bu Türkiye'de inşallah acılar bitecek, gözyaşları dinecektir.
ÖYLE BİR TÜRKİYE YÜKSELİYOR Kİ
Öyle bir Türkiye yükseliyor ki bu Türkiye'nin ayağında artık prangalar olmayacak. Öyle bir Türkiye yükseliyor ki 76 milyonun daha güçlü bir şekilde bir olduğu, beraber olduğu, kardeş olduğu, çalıştığı, ürettiği ve büyüdükçe büyüdüğü bir Türkiye olacak. Ekonomisiyle daha güçlü bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Dış politikasıyla çok daha aktif, itibarlı, etkili, güçlü bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Demokrasisiyle örnek bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Bütün planlara, senaryolara, tezgahlara rağmen birbirine sıkı sıkıya kenetlenmiş bir ve beraber olmuş Türkiye'yi inşa ediyoruz. 76 milyonun kendisini ifade edebileceği, yaşam tarzıyla, kimliğiyle, kültürüyle, gelenekleriyle varlığını idame ettireceği, kimsenin kimseye zulmetmeyeceği, hakkına tecavüz etmeyeceği Türkiye'nin özlemiyle yürüyoruz.
NORMALLEŞEN TÜRKİYE
Açık söylüyorum; Bu Türkiye yeni bir Türkiye değil; normalleşmiş, aslına rücu etmiş, tabi mecrasında akan bir Türkiye'dir. Bu Türkiye 23 Nisan 1920'de TBMM açılırken tasavvur edilen, tahayyül edilen bir Türkiye'dir. Bu Türkiye, Selçuklu'nun, Osmanlı'nın ruhuna, onların adaletine, özgürlük anlayışına, onların muhafaza ettiği kardeşlik ruhuna sahip bir Türkiye'dir. Bu Türkiye'de dışlama, horlama olmayacak, artık ayrı gayrı olmayacak.
KORKAKLAR VE KORKUTANLAR KAYBEDECEK
Bu Türkiye'de ikinci, üçüncü sınıf vatandaş olmayacak, çatışma kültüründen beslenenler kazanamayacak, işte biz sadece ve sadece böyle bir Türkiye inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Bir tarafı yaparken bir tarafı bozmanın değil, 76 milyon için yaşanılabilir bir Türkiye'yi imar etmenin mücadelesi içindeyiz. İşte onun için milletim rahat olsun, gönül rahatlığı ve ferahlığı içinde olsun. Milletim söylenene değil, yapılana, sonuca baksın. 10 yıldır milletimize korku salanlar nasıl mahcup oldularsa, inanın şu anda ağızlarından köpükler saçarak nefretin diline teslim olanlar da mahcup olacaklar. Korkaklar ve korkutanlar kaybedeceklerdir. Göreceksiniz, milletimiz kazanacak, Türkiye kazanacak.''
AKİL İNSANLARLA PERŞEMBE AKŞAMI BİRARAYA GELİNECEK
Akil insanları tespit ettik. Bir havuz oluşturduk. 7 ayrı coğrafi bölgeye göre planlama yaptık. Kısa süre içinde bu isimleri kamuoyuna duyuracağız. Bu heyetle büyük ihtimalle Perşembe akşamı bir araya gelerek, istişarelerimizi yapacağız.
1 AYLIK SÜRE İÇİNDE RAPORLARINI
SUNSUNLAR
Hem onların görüş ve önerilerini dinleyeceğiz hem de onlara bir kısım etkinlikler. gerçekleştirerek halkımızla bir araya gelecekler. Konferanslar düzenleyebilirler, bire bir görüşmeler yapabilirler, medyayla görüşebilirler. Yeter ki bir aylık süre içinde bize çalışmalarını yapıp raporlarını sunsunlar.
AKİL İNSAN ELEŞTİRİLERİNE
CEVAP
Süreci bozmaya yönelik girişimlere karşı herkesin gücü nispetinde sürece dahil olmalarını istiyorum. Bakıyorsunuz birileri yazıyor çiziyor, oburdu değildi falan. Siz bir şey çözmenin gayretindesiniz, onlar da kendilerine göre Arapça bilim dilinde çok başarılı insanlar, medya da buradan yaklaşarak değerlendirme içine giriyor.
BİZİM YANAĞIMIZA VURAN KARŞILIĞINI BULUR
Birileri bağcıyı dövmeye gayret edecek. O dövülen bağcı bizsek, bir yere kadar sabrederiz. Ondan sonra da biz, 'Bir yanağına vur, öbür yanağına uzat', o anlayışta değiliz. Bizim bir yanağımıza vuran karşılığını bulur
Bazı sanatçılar korkuyor, lafa gelince demokratız. Ne demokrasisi ya. Bunların düşünce dünyalarına bağlı olmadığın zaman afaroz ederler.
Türkiye bu meseleyi rafa kaldırarak emin adamlarla hatta koşar adımlarla yoluna devam edecektir.