Erdoğan Almanya'da konuştu! İşte o konuşma
Abone olBaşbakan Erdoğan, Almanya'nın Köln kentinde beklenen konuşmasını yaptı. İşte Erdoğan'ın olay yaratacak mesajları...
İNTERNETHABER
Başbakan Erdoğan, Almanya'da beklenen
konuşmasını yaptı.
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) 10. kuruluş yıldönümünü
etkinliklerine onur konuğu olarak katılan Erdoğan, Lanxess Arena’da
20 bin gurbetçiye seslendi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı konuşmadan önce iki hafız
sahneye çıkarak ezan okudu.
Gurbetçilere Necip Fazıl Kısakürek'in ''Gurbet'' şiiriyle seslenen
Erdoğan, ''Yeni Türkiye'yi artık herkes kabullenmek
zorundadır. Hiçbir çevre bize parmağını sallayarak istikamet
çizemez, hiç kimse Türkiye'yi azarlayamaz'' dedi.
Erdoğan, konuşmasını başında Almanya'daki gurbetçilere dua etti.
Salondaki kalabalık Erdoğan'ın dualarına 'Amin'
diyerek karşılık verdi. Erdoğan'ın Soma'daki maden faciasından
bahsettiği sırada Almanya Başbakanı Angela Merkel'in adını anması
sırasında ise solandan 'Yuh' sesleri yükseldi. Erdoğan, salonu kısa
sürede susturdu.
Erdoğan'ın konuşmasının
satırbaşları şöyle:
Erdoğan konuşmasına Necip Fazıl'ın Gurbet şiiriyle başladı.
Üstad Necip Fazıl ne güzel söylemiş,
‘Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!
Titrek parmağınla tutup tığını.
Alnıma işleme kırışığını
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet
Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
İçimde dövünüp ağlama gurbet.’
Sizler çok büyük sıkıntılara maruz kaldınız, tahammül ettiniz,
sabrettiniz. Gurbeti kendiniz için sılaya tahvil ettiniz. Şunu
bilin ki millet olarak sizlere minnettarız. Millet olarak her
birinize müteşekkiriz. Milletçe her birinizle gurur
duyuyoruz.
İşte bugün bir kez daha sabrınız, ahde vefanız için sizlere
gerçekten teşekkür ediyorum. 50 yılı geride bıraktığınız, geride
onur dolu bir 50 yıl bıraktığınız için teşekür ediyorum. Rabbim,
sabrınızı arttırsın. Rabbim hasretinizi hafifletsin. Rabbim sizleri
de bizleri de muhafaza eylesin diye dua ediyorum.
Geçen salı Soma'da büyük bir acı yaşadık. O
acıyı bizlerle birlikte siz de yaşadınız. Sizlere Soma faciasının
ardından verdiğiniz destek ve dualar içien teşekkür
ediyorum.
Yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Soma'dan
10 kişilik bir heyet ziyaretime geldi. Oturduk dertleştik. Onlar da
baretleriyle geldi, madenciler... Onlarla görüşmemin ardından Sayın
Merkel ile bir telefon görüşmesi yaptım. Kendisi başsağlığı ve
destek mesajlarını iletti. Almanya hükümetine ve Merkel'e
huzurlarınızda şükranlarımı ifade ediyorum.
Burada Kur'anlar okundu. Rabbim kabul etsin,
301 şehidimizin ruhunu şad etsin. Sizleri şu sözü vermek
istiyorum:
Bu elim kazadaki ihmalleri mutlaka ortaya çıkaracak, hangi kademede
olursa olsun bunun hesabını mutlaka soracağız. Hem idari hem de
adli soruşturmalar sürüyor.
OKMEYDANI'NDAKİ
OLAYLAR
Biz orada elim faciayı yaşarken, ülkemizin içinde bu ızdırabı
duyamayanlar oldu. Ha bunlar Türkiye'nin büyük bir yekünü değildi.
Bunlar azınlık olan, nemalanmaya çalışan kesimlerdi. Bunlar illegal
örgütlerdi. Malesef anamuhalefetin bazı vekilleri de bu eylemlere
ortak oluyorlardı. Bununla da kalmadılar. İstanbul Okmeydanı'nda
bir çok illegal eylemlere girdiler. Bir gencimiz orada öldü.
Ardından bir gencimiz daha öldü.
Ölenlerden birinin kardeşi şöyle söyledi: Siz bu eylemleri
yapmasaydınız benim kardeşim ölmeyecekti.
Bir kısım medya Soma faciasını ranta dönüştürmek üzere Başbakan'a
haraketler ediyorlar. Hele bir kendini bilmez derginin attığı
başlık manidardı. Şahsımı cehennneme gönderiyordu. Nasıl biliyorsa
cehennemi?
HOPLADINIZ
OTURDUNUZ!
İş sadece bu değil. Ülkemdeki bazı medya ile bunların anında
koordine olması çok anlamlıydı. Şunu gönül rahatlığıyla
söyleyebilirim. Yarın AP seçimleri var. Tayyip Erdoğan'la
saldırarak farklı yerlere oy devşiremezsin. Türkiye'deki Gezi
olaylarında toplandınız oturdunuz, 17 Aralık'ta hopladınız
oturdunuz, 25 Aralık'ta hopladınız oturdu. Benim milletim size en
güzel dersi size 30 Mart'ta verdi.
Eğer demokrasiye inancımız varsa, sandıktan
çıkan neticeye saygımız varsa Türk milletinin verdiği karara da
saygımız olacak. Benim ülkemin halkının verdğini kararı bir
yerlerin onaylamasına ihtiyacımız yok. Biz her hangi bir ülkedeki
seçimlere müdahale noktasına gidiyor muyuz? Telefon açıp tebrik
ediyoruz. Yapmanız gereken saygı duymaktır.
BOĞAZ SULARINA BAKIN
DEMLENENLER
Soma'da 301 şehidimizle alakalı bizim içimiz yanıyor, birileri de
kalkıp buradan onu suistimal etmeye çalışıyor. Sizin bu oyunlarınız
tutmaz. Bizim derdimiz var. Benim o kömür ocaklarına giren
kardeşlerime bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam dediler. Onlar
birşey bildiklerin anlattılar.
Şuanda Tayyip Erdoğan o kömür ocaklarının havasını bilir. Ben kömür
ocağına indim, masada tanımadım. Kömür ocağının derinliklerinde 4
-5 km gittik. Kömür çıkardım. Kömür madenindeki kardeşlerimle
oturup yemeğimizi de yedik. Bunlar boğazın o güzel sularına bakarak
demlenenlerden.
Benim Enerji Bakanım Soma'da bu ocaklara girdi. O da orada
çalışanlarla beraber iftar yaptı. Siz kimlerle neyi
değerlendiriyorsunuz ya!
BAŞARAMAYACAKLAR
Batı senin bunu iyi anlaman lazım. 30 Mart'ta bunlar cevaplarını
aldı bundan sonra da alacaklar. Biz burada hangi merasimi yaptık?
Hatimler, Kur'anlarla Soma'yı andık. Ama diğerleri maalesef
ortalığı terörize etmek suretiyle kan gölüne çevirdiler. İki
gencimizi öldürdüler.
Batı hala polisimize fatura kesmeye çalışıyor. Molotof kokteyli
aracın içine düştü iki polisimiz yandı. Geçenlerde Güneydoğu'da bir
polisimize aynı şey oldu. Hala hastanede.
Bütün bu terör eylemlerine karşı ne yapacaktı bizim polisimiz?
Emniyet amirini nasıl dövüyorlar izlediniz! Bunlar illegal
örgütler. Ortada herhangi bir şey yok. O semt benim semtin çok iyi
bilirim. Orada bişey yok. Başaramayacaklar!
UETD yoğun bir şekilde çalıştı. Almanya'da yaşayan vatandaşlarımın
sosyal ve kültürel yaşamın içinde yer almasında UETD büyük rol
aldı. Biz çalışmaları takip ediyoruz.
Birlikten kuvvet doğar. Bir olacağız, diri olacağız!
ASİMİLASYONA HAYIR!
Referansımız her zaman demokrasi, hukuk, barış olacak. Nefes alıp
verdiğimiz her yerde uyumu savunduk. Asimile olmadan, özünden, öz
kültüründen, öz dilinden taviz vermeden entegrasyonu teşvik etmeyi
savunduk. Ama bunu bazı medya unsurları Almanya'da farklı yerlere
çektiler.
Entegrasyon noktasında sizler hiçbir zaman zorluk çıkarmadınız. Ama
asimilasyon dersek hayır! Ben aynısını söylüyorum. Biz dinimizden,
dilimizden, kültürümüzden taviz veremeyiz.
2014'de 1.Dünya Savaşı'nın başlangıcının 100'ncü yıl dönümünü idrak
ediyoruz. Hem Türkiye hem de Almanya için önem arzediyor.
ALMANYA'NIN DESTEĞİNİ SİZİN SAYENİZDE
ALIYORUZ
Osmanlı Almanya ile savaşın tarafı oldu. Gelibolu, Galiçya, Irak,
ve diğer yerlerde dedelerimiz savaştı. Almanya ile ağır bedeller
ödediğimiz bu savaşın ardından TC kuruldu. Biz yüzyıllar boyunca
Almanya ile kader ortağı olduk. Ekonomi mücadelesinde, kalkınmada
yoğun işbirliği yaptık hala da yapıyoruz. 1960'da yeniden inşa
edilen Almanya'ya Anadoludan Trakya'dan gelen kuşakları görüyorum
karşımda. 40 milyar Avro ciroya ulaştınız, 400 bine yakın istihdam
yarattınız, Almanya'da bakan olarak vazife yapan Türkler oldu.
Milletvekillerimiz oldu, sanatta, sporda, bilimde başarılara imza
atan insanlarımız oldu. Sizin başarılarınız Türkiye ile Almanya
arasındaki ilişkileri de başarıya ulaştırdı. Ticaret hacmimiz 30
milyar Euro'yu aştı.
AB sürecinde sizler sayesinde Almanya'nın çoğunlukla desteğini
alıyoruz.
Bizim dedelerimiz, babalarımız, bizler hep birlikte Türkiye'de çok
zor zamanlar yaşadık. Çok büyük acılara maruz kaldık.10 Yıllar
boyunca siyasi tercihlerimiz, beklentilerimiz hep yok sayıdı.
Kimliklerimiz, değerlerimiz, inançlarımız yok sayıldı.
ATIN ŞU KADINI
DIŞARI...
Laz, Boşnak, Alevi, Kürt, Sünni ... dediler değerlerimiz yok
sayıdı. Başörtülü, sakallı, namaz kılıyor oruç tutuyor dediler.
Maneviyatımızı yok saydılar. Hüngür hüngür okulların kapısında
ağlayan anne babalar bilirim. Okulların kapısından kovulan,
güvenlik güçleri tarafından başörtüleri başlarından söküp alınan
yavrular bilirim. İşçisin sen hep işçi kal dediler. Yoksulsun
yoksul kal dediler. Başörtüm var senden ancak hizmetçi olur
dediler. Doktor, öğretmen olamazsın dediler. Parlementoya
giremezsin dediler.
Parlementoda ne dediler: Atın şu kadını dışarı
dediler!
Nicelerinin varlığını dahi hiçe saydılar. Siyasete yaklaşma,
bürokrasiye yaklaşma dediler. Sandıkta kendi irademizle seçtiğimiz
menderes'i iktidardan indirim idam ettiler. Adnan Menderes
unutulmuyor.
İhmal edilmiş, inkar edimiş tüm kesimler için samimi mücadele
verdik.
Darbe senaryoları hazırladılar hepsini alt üst ettik. Çetelerle
tehdit ettiler boyun eğmedik. Tahrikler, provokasyonlar yaptılar,
terörle üzerimize geldiler geri adım atmadık. Size Cumhurbaşkanı
seçtirmeyiz dediler. Bildirilerle tehdit ettiler. Millete gittik,
güç aldık milli iradeyi Abdullah Gül kardeşimizi seçtirmek
suretiyle tecelli ettirdik.
GEZİ OLAYLARI
Ağacı, çevreyi bahane ederek Türkiye'nin ekonomisine, birliğine
kast ettiler. Onlara da eyvallah demedik. Cumhuriyet tarihinin
yeşile önem veren bizim bir iktidarı gelmedi. 3 milyarı aşan fidan
dikimiyle rekor kıran bir çevreci iktidar var.
17 Aralık'ta yolsuzluk kılıfı altında hükümete darbe yapmak
istediler. Boynumuzu eğmedik. Türkiye'yi 30 Mart'ta sağ sağlim
sandığa götürdük. O darbe meraklılarına da milletin gereken cevabı
verdi.
PENSİLVANYA...
Karşımıza bir de Pensilvanya çıktı.
Uluslararası güçlerin maşası olanlar kendi ülkelerine kast etti.
Kendisini miletin üzerinde gören, elit, seçkinci bir zümre var.
Alışmışlar millete kibirle bakmaya...Sandık yoluyla değil,
demokrais dışı yollarla rota çizmeye alışmışlar. Biz bu kibir
abidelerine dur dedik!
Bu ülkede biz de varız dedik.
Türkiye artık eski Türkiye değil...
Türkiye artık sizin bildiğiniz Türkiye değil. O köprünün altından
çok sular geçti. Batı'da Avrupa'da büyüme oranalrına bakıyoruz. En
büyüğü Almanya 0.8.. Henüz açıklanmadı ama en az 4 olacak.
Çalışıyoruz be! Durmak yok yola devam diyoruz.
Acaba Avrupa'nın hangi bölgesinde polise kurşun sıkana müsamaha
gösterilir?
Cehenneme git başlığı atıyorlar, bundan daha kötüsünü benim
ülkemdeki gazeteler de atıyor. Bunlar bu başlıkları atarekn kim
basın özgürlüğü yok diyebilir.
Tayyip Erdoğan fanidir, bir gün gelir gidecektir. Ama TC'nin
yolcuğu devam edecektir. Benim şahsım üzerinden millete saldıranlar
bilsin ki bu aziz milletin dik duruşunu karşılarında
görecekler.
“BU BÖLGEDE BU COĞRAFYADA BİZ DE
VARIZ”
“Büyüme rakamlarımız henüz açıklanmadı ama yüzde 4 gibi olacak. Çalışıyoruz be, durmak yok yola devam dedik, devam ediyoruz. Bu bölgede, bu coğrafyada biz de varız. Unutmayın sene 2002, Türkiye’nin IMF’ye borcu neydi, 23,5 milyar dolar. O Gezi olayları oldu ya, 14 Mayıs’ta biz ne yaptık. Bu borcu sıfırladık, bitti. Merkez Bankamız’ın kasasında ne vardı, 27,5 milyar dolar vardı. Şimdi 130 milyar dolar var. Gezi eylemlerinin olduğunda adeta tavan yapmıştı, 134 milyar dolara çıkmıştı. Düştü, tekrar toparlanmaya başladı. Sevgili kardeşlerim bu kararlı yolculuğumuz devam edecek. Demokrasi, özgürlükler, hukuk bizim de hakkımız. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var. Kardeşlerim yeni Türkiye’yi artık herkes kabullenmek ve hazmetmek zorundadır. Hiç kimse, hiçbir uluslararası güç bize parmağını sallayarak istikamet çizemez, Türkiye’yi azarlayamaz, kendisine hak gördüğünü Türkiye’den esirgeyemez. Bütün engellemelere rağmen AB üyelik sürecinde reformlarını kararlılıkla yapan bir ülkeyiz. Türkiye içinde millete kibirle bakanlar ile kibirle bakanlar maalesef çok kirli bir ittifakın içindeler. Algı operasyonlarıyla iktidarı ve demokrasiyi zayıflatmak ve geçmişte olduğu gibi millete tahakküm etmek istiyorlar. Dikkat edin içeridekiler ne söylüyorsa dışarıdakiler de aynı şeyi söylüyor. İçeride çıkarları zedelendiği için yalan, iftira atan medya ile dışarıdaki işbirlikçileri aynı dili kullanıyor. Polis öldürmek, bekçi öldürmek, askere kurşun sıkmak, evrakta sahtecilik yapmak, terör örgütlerine üye olmak basın özgürlüğü müdür? Türkiye’de basın özgür değil söylemi üzerinden teröre katkı sağlıyorlar. Avrupa’nın neresinde bunlara müsamaha gösteriliyor.
ELİMDE HEPSİNİN BELGELERİ
VAR
Elimde hepsinin belgeleri var, resimli
belgeleri var, videoları var. Vakti geldiğinde onları da
gösteririz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin kongresinde ana
muhalefetin başkanı karşımdaydı, sen Türkiye Cumhuriyeti’nin
başbakanına diktatör diyeceksin, sonra da konuşmaya devam
edebileceksin. Ya diktatörün olduğu bir ülkede sen böyle
konuşabilir misin? Recep Tayyip Erdoğan fanidir, vakti geldiğinde
bir an bile erken ya da geç değil ölümü mutlaka tadacaktır. Ama
Türkiye Cumhuriyeti kutlu yolculuğuna mutlaka devam edecek ve
hedefleriyle buluşacaktır. Benim şahsın üzerinden millete operasyon
çekmek isteyenler milletin kararlı duruşunu karşılarında
bulacaklardır.”
MANŞETLE GELMEDİK MANŞETLE
GİTMEYİZ
“Biz iktidara manşetlerle gelmedik. İçeride ve dışarıda atılan manşetler de bize istikamet çizemeyecek, Türkiye’ye rota çizemeyecektir. Az önce TOBB demişim, Barolar Birliği olacaktı. Barolar Birliği de beni çok sever biliyorsunuz. Geçen onlarla da bir muhabbetimiz yok. Medyayla, sosyal medyayla ilgili uygulamalarımızı eleştirenlerin kendi yaptıklarına bakmalarını istiyoruz. Mısır’da darbeye darbe diyemeyenlerin Türkiye’de bir kısım emniyet ve yargı mensupları yoluyla yapılmak istenen darbe girişimini iyi okumalarını istiyorum. Mısır’daki idamlara niye susuyorsunuz? Bak hamile hanımlara bile idam kararı verdiler ya, Esma kızımızı kurşunlayarak şehit ettiler ya. Türkiye’de olanlarla ilgili ey Batı sesin çıkıyor da Mısır’da olanlarla ilgili niye sesin çıkmıyor? Hak neredeyse biz oradayız. Kim ne senaryo yazarsa yazsın, hangi provokasyonu hazırlarsa hazırlasın biz yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Tüm tuzakların önünde iki önemli tuzak vardır, bir halkın tuzağı, iki hakkın tuzağı. Kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.”
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Biz henüz adayımızı açıklamadık, istişarelerimiz
devam ediyor, en kısa sürede Cumhurbaşkanı adayımızı
açıklayacağız.''