Erdoğan Akdağa o gece ne dedi?
Abone olAkdağ'ın istifası bekleniyordu yemek yedi. İşte Başbakanlık'ta o gece yaşananlar ve Erdoğan'ın Akdağ'dan isteği;
Domuz gribinde aşı uygulaması tartışmayla başladı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, domuz gribi aşısı konusunda Başbakan
Tayyip Erdoğan'la yaşanan fikir ayrılığını ve yapılan görüşmeyi
canlıda değerlendirdi.
Akdağ'ın açıklamaları şöyle:
Sizin ve Başbakan'ın açıklamalarında ton farklılığı neden
kaynaklandı?
Recep Akdağ: Dün akşam sayın Başbakanımız beni
çağırdı Başbakanlık konutunda bir yemek yedik. İki şey istiyor
bizden. 'Vatandaşa aşı olma mecburiyetinin olmadığını
yüksek sesle söyleyin' dedi. Ben başından beri söylüyorum
ama demek ki, kendisini bu konuda bilgilendirme hususunda bende bir
eksiklik olmuş. Aslında basında böyle çok beyanatım var benim.
Başka olarak biz bu aşıyı hükümet olarak getirdik vatandaşımız
hizmetine ücretsiz olarak sunduk ama vatandaşımız bilsin ki bir
mecburiyet yok.
Bir sigorta olarak şu anda hükümetimiz bu aşıyı Türk halkının
istifadesine sunmuş durumdadır. Başbakanımız 'ben
aşılanmayacağım' ifadesinde de bulundu; zaten aşılanacak
grubun içinde değil. 'Hadi beni aşılayın' dese
bile bilimsel kurulumuz karar vermedikçe ben Başbakan'ı aşılayamam.
Ben aşı olurken bir anlaşmazlık oldu; ben hiç ifade etmediğim halde
Başbakan ve Cumhurbaşkanı da aşı olacak şeklinde benim
beyanatım televizyonlarda geçince Başbakanımız da grupta böyle
konuştu.
AŞININ YAN ETKİLERİNİ ANLATACAĞIZ
Başbakanımız vatandaşımıza aşının yan etkilerini açık anlatmamızı
istiyor. Normalde her sene grip aşısı oluyor. Grip aşılarının bu
aşıdan bir farkı olmadığını biliyoruz. Aşının yan etkilerini çok
daha iyi anlatacağız. Bilimsel kurulumuzun ve
bakanlığımızın kanaatine göre aşıyla hastalığın risklerini
kıyaslarsanız hastalığın riskleri aşı ile kıyaslanamayacak kadar
çok çok yüksek. Ama buna kararı vatandaşımız verir.
AŞININ YAN ETKİLERİ
100 binin üstünde sağlık çalışanı aşılandı. Yan etkileri aşağı
yukarı 20-30 civarında ve hiçbirinde de ciddi bir durum yok. Baş
ağrısı, hafif sersemlik hissi, kolda bir uyuşma kısa süreli his
değişikliği gibi belirtiler bir vakada kalp atımı ile ilgili birkaç
saat süren bir değişiklik olmuş bunlar beklenebilen olaylar.
Hamilelerimize yapacağız bu aşıyı her ay Türkiye'de
yaklaşık olarak 25 bin kişi düşük yapıyor veya kürtaj
oluyor. Peki biz bir ay içinde hamilerimizin hepsini
aşılarsak o hamilelerin bir kısmında düşük görülecek bu o düşükleri
o aşıya bağlayabilir miyiz? Geçmişte grip aşısı yapılan 10 milyon
kişi ile normalde toplumda bu hastalıklar hangi oranda görülür
arada bir fark bulunamamış araştırmalarda.
HAFİF HASTALARIN SAĞLIK OCAĞINA GİTMESİ
YETERLİ
'Hastane sayısı yeterli mi' şüphesi var? Nereye başvuracak
domuz gribi şüphesi olanlar?
Recep Akdağ: Hastaların büyük çoğunluğu hastalığı
hafif olarak geçireceği için sağlık ocaklarına aile hekimliklerine
gitmeleri yeterlidir. Onun dışında ağır hastaların hastaneye
gitmesi ve yatırılması gerekiyor.
Hastalığın şiddeti ile ilgili nasıl bir tablo var önümüzde,
ağır mı seyrediyor?
Recep Akdağ: Biz yaz mevsimini birçok ülkeye göre
iyi geçirdik. Halk oldukça şuurlandı başkalarına bulaştırmamak için
alınacak tedbirler açısından vatandaşımız ciddi ölçüde bir
farkındalığa sahip olduğu için çok hızlı yayılmıyor. Ne kadar
geciktirebilirsek yayılmayı o arada aşıya ulaşmış olacağız
insanları aşılayacağız. Toplumun yaklaşık olarak yüzde 30’unDan
biraz fazlası bu virüsler karşılaştıktan sonra veya aşılandıktan
sonra artık hastalık yayılma zinciri kırılıyor toplumda bir müddet
sonra da bu virüs ortadan kalkıyor. Bir şekilde Dünya Sağlık Örgütü
virüsün çok fazla değişmesi ile yeni bir aşıya ihtiyaç olmasına
karar verirse bizim aşı firmaları ile anlaşmamız gereği o antijeni
bizimle değişecekler. Şu andaki aşıların bir dozu yaklaşık olarak
5,2 Euro civarında bize mal oldu. böyle bir değişim olursa yarım
Euro civarında bize değişecekler.
HASTANEDEN GERİ ÇEVRİLİRSENİZ 184'Ü ARAYIN
Hastane masraflarının karşılanması konusunda yeterli kaynak
var mı?
Recep Akdağ: Elimizdeki mevcut mevzuata kanunlara
ve hükümlere göre bu bir bulaşıcı bir hastalık. Zaten Türkiye'de
acil durumlar için hiç bir vatandaş hastaneden geri çevrilmiyor.
Yatarak tedavi görmesi gereken herkes hiçbir hastaneden geri
çevrilemez; şu andaki hukuki mevzuat budur. Eğer geri çevrilirse
vatandaşımız 184 numaralı hattımızı çevirerek ya da il müdürlüğüne
müracaat ederek 112’ye müracaat ederek hukukunu korumalıdır.
Hayatını kaybeden 19 vatandaşımızın 9’unun altta yatan bir
hastalığının olduğunu görüyoruz. Bizim aşı gruplarımızın içinde
olan vatandaşlarımız. Geri kalan on hastanın yaşı çok enteresan
hepsi 35 yaş altında. Biz bugün aşılama yaş grubunu 24 olarak
almıştık bunu 35’e kadar çıkaralım mı diye konuştuk. Biz bunu 35
yaşa kadar çıkarmaya çalışacağız.
EN ÖNEMLİSİ ELLERİN YIKANMASI
Maske ile ilgili bir öneriniz var mı?
Recep Akdağ: Hasta kişilerin başkalarına
bulaştırmamaları için önerilen bir şey maske. En çok üstünde
durulan husus el yıkama. Çünkü hapşırdığımız zaman elimizi ağzımıza
burnumuza götürdüğümüz zaman hastaysak o virüsü elimizi
dokundurduğumuz diğer yerlere bulaştırıyoruz. Havada virüs çok uzun
müddet asılı kalmıyor. Doğrudan ben sizin yüzünüze hapşırırsam veya
belli bir mesafede olursa oradan bulaşıyor ama virüs bir yere
konduğu zaman sert bir yüzeyse havada soğuksa orada uzun müddet
yaşayabiliyor. O zaman toplum içinde yaşayan bizler okuldaki
çocuklarımız her yere dokunuyorlar; mutlaka ellerini ağızlarına
burunlarınız götürmeden önce yıkamalılar.
Son bir mesaj ne öneriyorsunuz vatandaşlara?
Recep Akdağ: Domuz gribi kuş gribine veya kırım
kongo’ya hiç benzemiyor. Bunlar hayvandan ve belli yerlerde bulaşan
bir şeydi ama şimdi çok kolay bulaşan bir hastalıkla karşı
karşıyayız. Peki o zaman bunu toplumsal salgın psikolojisi halinde
hayatımızı zehir ederek mi değerlendirelim elbette hayır.
Dinlenecek kişi bu işle birebir ilgili bilim adamlarıdır bununla
ilgili başka birileri ortalıkta konuşursa vatandaşın kafası karman
çorman oluyor.