Erdoğan AK Parti'nin kuruluş yıl dönümünde konuştu
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin kuruluş yıl dönümü etkinliklerinde konuştu. Erdoğan, AK Parti'nin milletin ve ümmetin umudu haline geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin mayasını
milletin yoğurduğunu söyleyerek Gezi olaylarını ve 15 Temmuz'u
hatırlatarak "Bugüne kadar oynanan oyunları aklımızda tutmalıyız"
diye konuştu. Türkiye'nin dünyanın en büyük 13'üncü ekonomisi
olduğunu belirten Erdoğan, salgın sonrasının Türkiye'nin şahlanma
dönemi olacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin kuruluşunun 19. Yıl dönümü etkinliklerinde konuştu. 2002 seçimlerinden itibaren girdiği her seçimde AK Parti'nin birinci parti olarak çıktığını söyleyen Erdoğan, 19 yaşın gücü temsil ettiğini ifade etti.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
"Birlikte yürüdüğümüz kardeşlerimizden ebediyete gitmişlere Allah'tan rahmet diliyorum. Hep söylediğimiz gibi bu partinin kurucusu bizahiti milletimizin ta kendisidir. Şahsım başta olmak üzere, partimizin tüm kademelerinde görev üstlenen herkes sorumluluğun millete karşı olduğunu bilir ona göre davranır. Bu parti Allah'ın rızasını, insanlığın sevgisini hedefleyerek kuruldu ve aynı anlayışla geldi.
Şahsi emellerinin peşine düşenler oldu ve onlar siyaset
tarihinin tozlu raflarında yer aldı. Ülkemizin ve milletimizin
geleceği konusunda AK Parti'den başka vizyon proje siyasi
teşekkül bulunmuyor. Tek AK Parti'ye saldırmak, Recep Tayyip
Erdoğan'ı indirmek.
"AK Parti'nin mayasını milletimiz
yoğurmuştur"
19 yıl önce ne söylüyorsak bugün de
aynısını söylüyoruz. AK Parti milletimizin özleminden ve
taleplerinden doğmuştur. AK Parti'nin mayasını milletimiz
yoğurmuştur. AK Parti'nin kumaşını millet dokumuştur. Bu yüzden tüm
çabalarımız semeresi ülkemize ve milletimize aittir. Bizler
dua ile çıktık yola ve aynı şekilde devam ediyoruz. Bizim için asıl
olan bu kutlu yolda milletimizle el ele yürümektir.
"Oynanan oyunları hep aklımızda
tutmalıyız"
Türkiye'nin 14 Ağustos 2001 tarihinden
bugüne neler yaşadığını asla unutmamalıyız. Özellikle 3 Kasım
seçimlerinden itibaren oynanan oyunları hep aklımızda
tutmalıyız. Kendilerini milletin üstünde gören, ve ülkeninde
sahibi sanan bir avuç azgın azınlığın nasıl bürokrasiden medyada
ilişkilendiği bize nasıl tuzaklar kurduğunu hatırlıyoruz. Her
yerden nasıl sürekli krizlere muhatap bırakıldığımızı biz
biliyoruz. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde iyice ayyuka
çıkan hukuksuz ahlaksız pervasız girişimlerin hiçbirine eyvallah
demedik. Bunun bedelini de kapatma davasıyla
ödedik. Provakatif cinayetlerle nasıl köşeye sıkıştırılmaya
çalışıldığımız gözlerimizin önündedir.
Gezi olayları ve 15 Temmuz
Önümüze kurulan
tuzakları, maruz kaldığımız saldırılan bitmedi. Dört bir yandan
ellerine geçirdikleri her malzeme ile yüklendiler. Suriye'deki iç
karışıklıklarla birlikte ülkemizde oynanan oyunlar yeni bir boyuta
taşındı. Artık içeride ve dışarıda çok daha sert çok daha sinsi yer
yer de kanlı bir mücadele sürecinin içerisine girdik. Gezi
olaylarıyla sokakları işgale, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbesiyle
milli iradeyi gasp etmeye, çukur eylemleriyle mahalleleri
hatırlayın bölmeye çalıştılar. PKK'ından DEAŞ'ına kadar tüm terör
örgütlerini en azgın şekilde üzerime saldılar. Bunlar da yetmeyince
15 Temmuz'da darbe girişimine kalkıştılar.
"Biz Türkiye'yiz"
Karar merci kim? Onu tabi
konuşan söyleyen yok. Orada mühür kimdeyse sultanı odur. Ve bu
adımlar böyle atıldı. Ve faiz oranlarının yüzde 63 olduğu dönemde
bu faiz inecek dediğimizde direnenler bizim "inecek" dememiz
karşısında daha fazla direnemelerdir. Ve indirdik indirdik faizi %
6.3'e kadar çektik. Ve direniyorlardı. IMF konusunda belli güçleri
dirayetleri yoktu. Enteresan olan şuydu. Davos'a gittiğimizde malum
Fransız görüşme yapıyoruz. Sen IMF başısın. Ben de Türkiye'nin
başıyım. Dolayısıyla Türkiye'nin her borcuyla ilgili takip
yapabilirsin onlar ayrı. Ama siyasi noktada bize bir emir
veremezsin o bize ait. Taksitleri alıyor musun? Alıyorsun. Siyasi
yön verme asla yön verme mümkün değil. Biz Türkiye'yiz. O zaman
IMF'ye borcumuz 22 milyar dolardı. Mayıs 2013'e geldik. Biz IMF'ye
borcumuzu sıfırladık. IMF'ye borcumuz kalmadı. Nasıl oldu. Faiz
noktasında koyduğumuz adımlarla oldu. Ana muhalefet çıkmış IMF'den
borç alın. O sizin işiniz. Bizim IMF ile işimiz yok. Biz diyoruz ki
"biz bize yeteriz" Bundan sonrada yetmeye devam edeceğiz.
"Dünyanın 13. büyük ekonomisiyiz"
2013'ten
günümüze kadar olan dönemi mücadele dönemi olarak adlandırıyorum,
ülkemize ağır bedelleri oldu. Attığımız kararlı adımlarla
ekonomimizin daha güçlü hareket etmesini sağladık. Milli gelirimiz
236 milyardan 754 milyar dolara ulaştı. Bugün dünyanın 13. büyük
ekonomisiyiz. Turizm'de 2019'da 52 milyon turist sayısına ulaştık.
En ciddi kaybımız koronavirüs sebebiyle burada oldu.
Dünyada en çok turist sağlayan 6. ülke olduk. 2002'den itibaren
ülkemize gelen doğrudan yatırımlar 2019 sonu itibariyle 217 milyar
dolar seviyesini aştı. Enflasyonu yüzde geçen sene 11,8'e
indirdik. Ayrıca bugün itibariyle organize sanayi bölgesine sahip
olmayan hiçbir ilimiz kalmadı. Muhalefet diyor ya tarımda
çiftçimiz şöyle battı diye. Hiç merak etmeyin. Ellerinizi de fazla
ovuşturmayın. Türkiye tarımda Allah'ın izniyle patlama yapacak.
Dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline gelecek. Uluslararası
endeksler ise başarı elde ettiğimiz bir başka alan oldu.
"Ekonomide yeni bir döneme
gireceğiz"
İnşallah salgının ve etkilerinin geçmesiyle
ekonomide yeni bir döneme gireceğiz. Bu döneminde şahlanma dönemi
olacağına inanıyorum. Ülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisine
dahil edeceğiz bu dönemde, 2023 hedeflerimize yürüyeceğiz. Çünkü AK
Parti'nin bu millete daha söyleyeceği çok sözü ve yapacağı çok işi
var. İnşallah 25 Ağustos akşamı Ahlat'ta olacağız. Sultan Alpaslan
geceyi orada geçirmişti. Biz de orada olacağız. Cumhurbaşkanlığı
konutu yaptık. 26 Ağustos sabahı da Malazgirt'e geçeceğiz. Her yıl
yapmış olduğumuz bu kutlamayı da böyle gerçekleştireceğiz. Biz
hiçbir zaman sadece seçim başarısını hedefleyen ve bunun üzerinden
siyaset yapan bir parti olmadık. Toplumun değişim taleplerine cevap
vermeyi ilke olarak kabul ettik. AK Parti hareketini milletimizin
daha çok sahiplenmesinin sebebi budur. Her kademede vazife üstlenen
arkadaşlarımızın tek amacı aziz milletimize ve ülkemize hizmet
etmek olmuştur. Türkiye'de bu kadar uzun süre iktidarda kalan bir
başka parti yoktur. Biz millete efendi olmak için değil, hizmetkar
olmak için katıldı. AK Parti bu bilinci kaybetmediği için bu
günlere gelmiştir. Bizim davamızın bir önemli özelliği de
istişareye verdiği önemdir. Hukuktan siyasete ekonomiden
diplomasiye milletimize pusu kuranları unutmayacağız."