Erdoğan açıklamadı Baykal açıkladı!
Abone olDeniz Baykal Erdoğan'la aralarındaki polemiği devam ettirdi. O açıklayamadı, ben açıkladım dedi. Çareyi de gösterdi.
İNTERNETHABER
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuştu. Baykal Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini söyledi ve "çare millettedir" diyerek erken seçimi gösterdi.
Başbakanla aralarında gelişen "AKP'nin oy oranı" polemiği içinse "Onlar benim araştırmam değil, Erdoğan'ın açıklayamadığı rakamlar" dedi. Ve AKP'nin yüzde 30'un altına düştüğünü yineledi.
Baykal şöyle konuştu:
SİGARA FİYATLARI
Hükümet bindirin fiyatları diyor. Bindirin ki ben payımı alayım.
Milletin sırtından sen pay alacaksın diye, yabancı sigara
şirketlerinin daha fazla kazanmasını zorlamak nasıl bir sorumlu
devlet politikasıyla bağdaşlaştırılabilir? Böylece Türkiye'yi
Amerikan sigara şirketlerine teslim etti. Bu kimin hükümetidir
belli oldu.
TEKEL İŞÇİLERİNE COP, AMERİKAN TEKELLERİNE ZAM
2010 yılı hükümet tütün konusunda kendisini ortaya koydu. Tekel
işçileri konusunda en dayatmacı mücadeleyi veriyor, onlara her
türlü copu dayağı gaz sıkmayı kendisine hak biliyor, ama yabancı
tekellere daha çok zam yapın, daha çok kazanın diye garip baskılar
yapıyor.
BİLİNMEYEN GERÇEKLER
Ziraat mühendislerinin dün teknik genel kurulu vardı. Orada
gerçekleri vurguladılar gördük. Türkiye ekili alanlarının iki
milyon hektarını bu hükümetin yanlış uygulamaları sonucunda tarım
dışına çıkarılmıştır.
Yani bir rant alanı olarak, bir ticarileşme fırsatı olarak ikame
edilmesi mümkün olmayan, yerine yenisini koyamayacağız, en
bereketli iki milyon hektar tarım arazisi, bu iktidarın rant
talanının kurbanı olmuştur. Yaşanılan sıkıntılar adına bunlar
unutulmaması gereken gerçeklerdir. Ülkenin nüfusu artıyor,
hayvancılık fevkalade önemli. 2002’de Türkiye’de tarımda yaşayan
insanların yüzde 19’u yoksulluk sınırının içinde yaşarken, şimdi
maalesef yüzde 31’i yoksulluk sınırının altında yaşar noktaya
gelmiştir. Yani 7 yıllık dönemde AKP yüzde 20 olan yoksul sayısını
yüzde 31’e çıkarmıştır. Bu tablodur işte. Çiftçinin
yoksullaşması dediğimiz budur.
DENİZ FENERİ'NDE 17 MİLYON NE OLDU?
Deniz Feneri ile ilgili gelişmeleri izliyor musunuz? Gazetelerde
haber yok. Almanya bu konuyu dikkatle takip ediyor. Ve Türkiye’nin
gündemine de Almanya’nın atacağı adımlarla gelebiliyor.
Deniz Feneri dosyasıyla ilgili olarak İçişleri bile müfettişler
aracılığıyla yaptığı incelemede yolsuzlukların bulunduğunu tespit
etmiştir. 17 milyon liranın yurt dışına kaçırıldığı ve orada nerede
nasıl kullanıldığının tespit edilemediği ifade edilmiştir.
Ben hala iyimserlik kapısını açık tutmak istiyorum. Umuyorum
Almanya’nın yoksullarına yardım için bu paralar gitmiştir.
ERGENEKON'DA TÜBİTAK'IN ORTAYA ÇIKARDIĞI
SKANDAL
ERGENEKON'DA TÜBİTAK'IN ORTAYA ÇIKARDIĞI SKANDAL
Ümraniye baskınında elde edilen bir gelişme olarak
ortaya çıktı. Tübitak’ın araştırmasında ortaya çıktı ki tutanak
olay terinde değil karakolda tutulmuştur.
Tübitak demiştir ki bu tutanak sahte bir tutanaktır.
YARGITAY BAŞKANI FERYAT ETTİ
Dün Yargıtay başkanının feryadını dinledik, dedi ki “Ateş bacayı
sardı. Yangın büyüyor. Yargı artık bağımsız değildir” diyor.
Diyen kim Türkiye’nin en saygın anayasal yargı kurumunun başındaki
bir hukukçu. Yargıtay Başkanı. Bunu AKP ile çatışmak için mi diyor?
Böyle feryat ediyorsa buna saygı göstermek hepimizin görevi değil
midir? Başbakan kurumlar arası çatışmayı nereden çıkarıyorsunuz
diyor. Başbakan bunu görmüyor mu? Yetmiyor mu Başbakan’a.
Başbakan’a “yangın feryadı” da yetmemiş anlaşılan. Telekulak olayı
ortada. Dinleme için kuvvetli şüphenin bulunması gerekmiyor mu?
Hakimleri dinlemek için kuvvetli şüpheyi nereden buldun
sen.
YARGITAY ATAMASI İÇİN PAZARLIK
TİB faaliyete devam ediyor. Anayasa Mahkemesi iptal etti.
Başkanı görevine hala devam ediyor. 34 tane atama yapılaması
gerekiyor Yargıtay’a. Milyonlarca insan yargı kapısında. Vatandaşın
derdi var. Dertli.
Yargıtay’ın işi başından aşmış. Yargıtay’daki üye sayısı yetersiz.
34 üyenin ataması lazım. Bir türlü atanamıyor. Pazarlık ile üye
atanmaya çalışılıyor. Adalet Bakanlığı pazarlık yapıyor HSYK ile şu
akdarını ben yapayım diye.
ADALET BAKANI GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANIYOR
HSYK’nın gündemini belirleme sorumluluğunu taşıyan
Adalet Bakanı’nın bu yaptığı görevi kötüye kullanmaktır ve açık bir
anayasa suçudur. Böyle bir anlayış olur mu? Başbakanın esip
gürlemesine gerek yok. Boş laf onlar. Sen polemiği bırak boş
üyelikleri seç
O BELGEYE NE OLDU? UNUTULDU MU?
Genelkurmay Başkanı çıktı dedi ki “Silahlı Kuvvetlere karşı saldırı
var”. Soru şu kim yapıyor bunu? Saldırılanı anladık ama saldırıyı
kim yapıyor anlayamadık. Silahlı Kuvvetlere yönelik dava açtı
Başbakan. İrtica ile mücadele belgesi, varmış. Ne oldu peki.
Fotokopi çıktı. Sonra başka biri çıktı aslı bende ıslak imza var
dedi. Dediler ki ve inceleyeceğiz. Kim inceleyecek Adli Tıp. Adli
Tıp’ın hangi kadrolaşma anlayışı ile karar verdiğini biliyoruz.
Ankara’da da bir mahkeme var gönder bir de ben inceleyeyim diyor.
Hayır bir türlü gelmiyor. Niye inceletmiyorsunuz?
ARINÇ’A SUİKAST
Ne oldu sayın Başbakan. Bir suikast iddiası dediniz. Haftalardır
kozmik odada inceleme yapılıyor. Suikast sanıkları ne oldu? Mahkeme
yok böyle bir şey dedi. Mahkeme itibar etmiyor haftalardır arama
devam ediyor. İnsan sormak istiyor, “Gerçeklerin peşinde
miyiz, yoksa ülkeyi karıştırmak mı istiyoruz” Bu suikast
iddiası bir gerçeği değil de bir fırsatı elde etmek için mi?
TÜRK HALKI RENCİDE OLUYOR
Suikast iddiası acaba bilinçli olarak mı ortaya atıldı bu
sorular sorulması gereken sorular. Suikast iddiası geçti TSK’nın
kalbinde arama haftalardır devam ediyor. Bu ithamın muhatabı
olanlar bunu rahatlıkla karşılayabilirler ama Türk milleti
haftalardır TSK’ya yönelik süren bu ithamdan rencide
olmaktadır.
İNTİHAR EDEN KOMUTANIN VİCDAN AZABIYLA
YAŞAMAK
Herkes ciddi olacak ve yaptığı iddianın hesabını verecek.
İddiası doğru çıkarsa tamam ama doğru çıkmazsa hesabını verecek.
Dursun Çiçek’e yönelik iddialara ne oldu. Unutuldu gitti. Bunu
vicdan kabul eder mi?
Ne oldu suikast iddiası. Komutanı öldürme iddiasıyla
intihara sürüklenen Albayın vicdan azabınıyla nasıl
yaşıyorsunuz? Bir toplumda bir tek kişiye haksızlık
yapılır, geri kalan da susarsa toplumun tümü o haksızlığa layık
hale gelmiş olur. Biz bu haksızlığı görüyor ve kabul etmiyoruz
diyoruz.
SON MODA BU
Türkiye değişim yaşanıyormuş, diktaya değil demokrasiye gidiyormuş. Son moda bu!.. Bunlar demokrasiye gidişin aşamalarıymış. Demokrasiye gidişi yargı mı önlüyordu Allah aşkına! Yargıyı hedef alıp susturup demokrasinin önün açmanın mümkün olduğu nasıl iddia edilebilir?
ERDOĞAN AÇIKLAYAMADI BEN AÇIKLADIM!
BAYKAL ÇAREYİ GÖSTERDİ!
KENDİ MUHTACI HİMMET BİR DEDE NERDE VATANDAŞA HİZMET EDE
Referandum kararını geçirdiler, yakında anayasa değişikliğini gündeme getirecekler bunu altında HSYK’nın yapısını değiştirme amacı var. Bu parlamentonun beşte dördü dokunulmazlık zırhı altında yargıdan kaçan insanlardan oluşmaktadır. Kendi muhtacı himmet bir dede, nerde vatandaşa hizmet edeKendi hesabını vermemiş. Kendi itham altında. Kalpazanlıktan itham altında. Bunlar şimdi yargıcı seçecek olanları seçecek. Çocuk mu aldatıyorsunuz?
OTOSANSÜR DAHA BÜYÜK PROBLEM
Türkiye’de demokrasiye doğru gidiyormuşuz. Yargıtay Başkanı mı
engel, yargıçlar mı engel, medya mı engel demokrasiye gidişte. En
büyük baskı sansürün ötesinde otosansür. Yargıtay Başkanı konuştu
kaçı gazetelerin birinci sayfasında yer aldı? Onlar da haklı ama
bun şartlar altında koyamayız diyorlar.
Bu acı tabloyu demokrasiye gidiş olarak tanımlamak mümkün mü?
Türkiye’de demokrasiyi üniversiteler mi, sendikalar mı tehdit
ediyor her birisi susturuldu. Demokrasiyi işçiler, eczacılar,
öğrenciler mi tehdit ediyor? Hepsi yıldırıldı.
Devletin bankalarının paralarıyla gazete satın aldırılan,
yayıncılığın yüzde 70’ini mülkiyet yoluyla elde etmiş kalanını da
yıldırmış bir zihniyet hakim olmuş siz demokrasiden
bahsedeceksiniz.
ÇARE MİLLETTİR
Bu manzara karşısında çare millettir. Türkiye’nin çıkış yolunu
ortaya koyacak tek güç milletin ta kendisidir. İktidarlar her gücü
susturabilir nereye kadar, millet onlara dur, artık yeter diyene
kadar. Türkiye’nin o noktaya gelmekte olduğunu görüyorum.
ERKEN SEÇİM MİLLETİN SÖZÜ
Başbakan erken seçim nereden çıktı diyor. Seçim lafı nereden çıktı?
Bunu altında yatan partilerin söylemi değil milletin ihtiyacıdır.
Her erken seçim sözü başbakana “sen ülkeyi yönetemiyorsun”
demektir. İtham ediyorsun sonunu getiremiyorsunuz. İnsanlar intihar
ediyor. İktidara gelin o zaman hesap sorarsınız diyorlar. Hayır biz
hesap sormak değil, Türkiye’nin kardeşliğini bozulmamasını
istiyoruz.
İKTİDAR KOMPLOCU
Türkiye’nin sorunu muhalefetin darbeci değil
iktidarın komplocu olmasıdır. Komplocu bir iktidarla karşı
karşıyayız arkadaşlar. Darbe lafı bir suçlama vesilesi olarak
kullanılıyor. Bir bakıyorsun beyle suçlandığını bile bilmeden
milletin vatansever evlatları cezaevinde.
Komplocu bir iktidar tehdidine karşı Türkiye saygınlığını
koruyacaktır. Bu mücadelemizi mutlaka başarıya ulaştıracağız.
ERDOĞAN'IN AÇIKLAYAMADIĞI ANKET SONUÇLARI
Başbakan diyor ki "Baykal 'bizim için yüzde 30'un altında' diyor. Bir daha para verip araştırma yaptırmayacağım. Ama Baykal'ın söylediklerini ikiyle çarpın"
Ben para verip araştırma yaptırmıyorum. Başbakanın yaptırdığı ama açıklayamadığı araştırma sonuçlarını açıklıyorum. Araştırmalar yüzde 30'un altına düştüğünü gösteriyor.
Yüzde 47 ile başladı. 18 ayda yüzde 8,5 oy kaybetti.
Asıl oy kaybı için nedenler şimdi başladı. AKP'liler tepki
gösteriyor. Kürt açılımına destek yüzrde 20'lere inmiş. Zam
yağmuru bastırmış, Türkiye küçülmüş, kurumlar birbiriyle çatışmış,
tarımın hali ortada, Kürt açılımı dedin milleti birbirine
düşürdün.
Sana oy vermiş olan Tekel işçileri itfaiyeciler artık sana oy
vermeyecek. Sen 18 ayda yüzde 8,5 oy kaybetmişsin bu dönemde
hiçbiri yoktu. Senin söyleyemediklerini ben söylüyorum. Saklama
bildiklerini milletten.