Erdoğan AB'ye Kürtçe sözü verdi mi
Abone olBaşbakan Tayyip Erdoğan, "İskele-Sancak" programında soruları yanıtladı. Erdoğan, Brüksel'de Türkçe'nin yanında ikinci dil sözü verdiği iddialarına bakın ne cevap verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanlığı için adayının hiç
tereddütsüz Bülent Arınç olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7'de yayımlanan,
"İskele-Sancak" programında soruları yanıtladı.
Erdoğan, "AB'ye tepkinizin arkasında ne vardı? Neden öyle bir sert
tepki gösterme ihtiyacı duydunuz?" sorusu üzerine, ifadelerinin
"tepki" olarak değerlendirilmesinin yanlış olacağını söyledi.
Erdoğan, "Biz, 'içişlerimize dokunulamaz' veya 'içişlerimize bu
noktada karışılamaz' ifadesini kullanırken, dikkat edilirse,
oradaki seçilmiş konunun üzerinde kimse durmuyor. Bu konu üzerinde
durulması gerekirdi" dedi.
AB ülkelerinin, belirlenmiş siyasi kriterler çerçevesinde
birbirleriyle ilişkilerini belli bir çerçeveye oturtabileceğini
ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun adı entegrasyondur. Ama olay asimilasyon çerçevesi içerisine
girdiği zaman, asimilasyon konusunda hiçbir AB üyesi ülkenin böyle
bir birlikteliği arama gibi bir derdi yok. Kaldı ki 'biz farklı bir
medeniyetin, farklı bir kültürün temsilcisi olarak AB içerisinde
medeniyetler uzlaşmasını ortaya koyacağız' diyoruz. Bu bir
asimilasyon olayı değildir. Bunun birbirine asla karıştırılmaması
lazım."
Türkiye'de sistematik işkence yapıldığı iddialarının asılsız
çıktığını vurgulayan Erdoğan, "Kendi milletini, kendi ülkesini
kalkıp da AB'ye ihbar eden, bu şekilde oraya yanlış bilgiler veren
başkası olamaz. Uzmanları gelerek çalışmalar yaptılar. Bu
çalışmaların sonucunda böyle bir şey olmadığını rapor ettiler" diye
konuştu.
"Böyle bir tepki göstermeseydim, bunun bedelini tarihe ödeyemezdim"
diyen Erdoğan, bunu da yeri geldiği zaman yapması gerektiğini
söyledi.
TBMM'de Türk Ceza Kanunu (TCK) görüşmelerinde yürürlük maddelerine
kadar gelindiğini anımsatan Erdoğan, TBMM'nin pazar günü
gerçekleşecek toplantısında, İstinaf Mahkemeleri ile ilgili yasayı,
Hukuk Usulü Kanunu'nu ve TCK'yı çıkaracaklarını belirtti. Erdoğan,
CMUK ve İnfaz Yasası'nın ise TBMM açıldıktan sonra çıkarılacağını
ifade etti.
Erdoğan, 17 Aralık'tan sonra, müzakere süreciyle ilgili onay
alındığında "yan gelip, yatılamayacağını" belirterek, "(AB gelecek,
dertler bitecek) gibi bir yanılgıya kapılmak doğru mudur?" sorusu
üzerine, "böyle bir romantizmi ortaya koymanın yanlış olacağını"
kaydetti. Erdoğan, müzakere sürecinin başlamasıyla "oluk oluk
paralar akmayacağını ve mucizeler yaşanmayacağını" da kaydetti.
İkinci dil sözü
Erdoğan, AB sürecinde yürütülen görüşmelere ilişkin eleştirilere de
şu yanıtı verdi:
"(Erdoğan gitti, Brüksel'de şu sözü verdi: Türkçe'nin yanında
ikinci dil sözü vermişim...) Çok ayıp... Bu edebe mugayirdir...
Sağır duymaz uydurur... Böyle bilmeden, içinde olmadan, asparagas
haberler uydurmak suretiyle kendileri için belli bir rant üretme
gayreti içinde bulunanlara söylüyorum: Bu tür şeyleri Sayın Flori
bile yalanladı. Türkçe'nin yanında ikinci bir dil, ayıp yani...
Kusura bakmasınlar, bu tür edepsizliklere prim verecek kadar
Türkiye'nin Başbakanı istikametini kaybetmemiştir. Bunu da böyle
bilsinler...
Görüşmediğim, konuşmadığım herhangi bir konuyu sen nasıl yazarsın,
söylersin, konuşursun? Bu ülkenin Başbakanı için böyle bir şey
söyleyebilir misin? İnsanın kanına dokunuyor. Burada ben Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olarak, şu anda da mesuliyeti yüklenmiş bir
Başbakan olarak onlara böyle bir kozu, primi asla veremem. Böyle
bir şey benim bugüne kadar aldığım ne terbiyede, ne ilimde, ne de
siyaset anlayışında yer bulmamıştır."
Parti içi ayrılıklar
AKP içinde AB konusunda görüş ayrılıkları yaşandığı iddialarının
anımsatılması üzerine de Erdoğan, "Benim Abdullah (Gül) Bey'e olan
bağlılığım, sadakatim aynı şekilde Abdullah Bey'in de bana
vardır... Aramızda görüş ayrılığı gibi bir şey söz konusu değildir.
Parti kuruldu ben Parlamento'ya giremedim. Daha sonra ben
milletvekili oldum. Abdullah Bey kalkıp da orada farklı bir şey
göstermedi. Bu birbirimize olan sadakatin en güzel eseridir" diye
konuştu.
"Bizi bu konuda birbirimize düşüremezler" diyen Erdoğan, şöyle
devam etti:
"Bizim birbirimize olan sevgimiz farklı. Partimizin içinde farklı
düşünceler olabilir. Önemli olan farklı düşünceyi ortaya koyduktan
sonra aynı hedefe yürümektir asıl olan. Bizim partimiz -geçmişi
itibariyle farklı siyasi partilerden gelenler olabilir- ama ortaya
konulan kriterleri benimseyenlerin bir araya geldiği bir
partidir."