Erdoğan ABDde ecdadını korudu
Abone olErdoğan Beyaz Saray'dan sonra Hopkins Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı. Soykırım konusunda net konuştu. AKP için de dinci parti değil dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ABD Başkanı Barack Obama ile Beyaz
Saray'daki görüşmesinin ardından Johns Hopkins Üniversitesi'nde bir
konuşma yaptı ve soruları yanıtladı. Burada Ermeni iddialarına
değinen Erdoğan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Benim
ecdadım soykırım yapmamıştır, yapmaz" dedi. Başbakan,
"eksen kayması" iddialarını da haksız bulduğunu vurguladı.
Johns Hopkins Üniversitesi'nde bir konuşma yapan Erdoğan, daha
sonra dış politika konularında yöneltilen soruları yanıtladı.
BENİM ECDADIM SOYKIRIM YAPMAZ
Obama'nın, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına dair
görüşlerinin değişmediği yönündeki açıklamasını nasıl
değerlendirdiği sorulan Erdoğan, Ermeni muhatabına mektup yazıp
ortak tarih komisyonu kurmayı, arşivleri açmayı teklif ettiğini
hatırlattı.
Erdoğan, "Lobi çalışmalarıyla (Ben, böyle düşünüyorum)
demekle olmaz. Benim ecdadım soykırım yapmamıştır, yapmaz"
dedi. Tehcir konusunda açık ve net belgeler olduğunu belirten
Erdoğan, o zamanki yönetimin verdiği kararlar çerçevesinde tehcir
sırasında güvenlik önlemleri alındığını ve söz konusu belgeleri
bizzat gördüğünü söyledi.
Erdoğan, iddiaların hangi delile dayandırıldığını anlamanın mümkün
olmadığını vurguladı.
301. MADDENİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORSUN!
Türkiye'de 301'inci maddenin varlığının, ortak tarih
komisyonu kurmaya engel teşkil ettiği yönündeki bir soruya karşılık
Başbakan Erdoğan, "Bence bunu soran 301'in ne olduğunu
bilmiyor. Adalet Bakanlığı'nın tasarrufundadır, 301 kapsamına giren
suç. Adalet Bakanlığı izniyle yargıya gider. Şu ana kadar
sekiz kişi için oldu" yanıtını verdi.
YUKARI KARABAĞ SORUNU BİTERSE İKİ SORUN DA BİTER
Minsk üçlüsünün, Yukarı Karabağ sorununun çözümü sürecinde işi
daha sıkı tutmasını beklediğini belirten Erdoğan, bu
takdirde Azeri-Ermeni sorunu çözüleceği gibi,
Türkiye-Ermeni sorununun da çözüme kavuşacağını
belirtti.
Erdoğan, "Biz, bu işi bitirmenin samimi gayreti içindeyiz" dedi.
Türkiye'de 170 bin Ermeni'nin yaşadığını ve bunların hepsinin
vatandaş olmadığını belirten Erdoğan, "Biz, bunları geri
göndermiyoruz. Ermenistan'da yaşam koşulları iyi değil ki, bizim
ülkemizde yaşamak istiyorlar diyoruz. 70 bine yakın vatandaş var.
Bunların arasında benim partime mensup kişiler de var" şeklinde
konuştu.
ERMENİ ORTODOKS KİLİSESİ DİASPORADA FARKLI
Akdamar adasında Ermeni Ortodoks Kilisesi restorasyonunun
yapıldığını da hatırlatan Erdoğan, meselenin diasporada farklı
olduğunu söyledi ve "Temennim, buradaki yanlış yaklaşımın da
giderilmesi" diye konuştu.
İRAN KONUSUNDA HEMFİKİRİZ
İran ile yapılan gaz anlaşması ve bunun Obama ile görüşmede gündeme
gelip gelmediğine yönelik bir başka soruyu yanıtlayan Erdoğan,
İran'la ilişkilerin 1639 Kasr-ı Şirin Anlaşması'na dayandığını
hatırlattı.
Erdoğan, 350 kilometrelik bir sınır bulunduğunu, Rusya'dan sonra
doğalgaz tedariğinde İran'ın ikinci sırada geldiğini ve 10 milyar
dolarlık bir ticaret hacminin olduğunu söyledi. Erdoğan,
bölgede nükleer silahlara karşı olduklarını, sadece barışçıl
amaçla, enerji ihtiyacı için nükleer kapasitenin
kullanılabileceğini belirtti ve Obama'nın da nükleer
enerjinin barışçıl kullanımına karşı olumsuz yaklaşımı olmadığını
söyledi.
Erdoğan, Obama'nın, İran'ın nükleer meselesiyle ilgili, geleceğe
ilişkin endişeleri bulunduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, bu
meselenin aşılması için Türkiye'nin elinden gelen gayreti
göstereceğini de kaydetti.
KIBRIS'TA ADİL BİR DURUM YOK
Kıbrıs konusundaki bir soru üzerine Erdoğan,
"Kıbrıs'ta adil bir durum yok şimdi. Annan Planı çerçevesinde BM
zemininde adım attık, referandumda Rum tarafından 'hayır' çıktı.
Kuzey Kıbrıs cezalandırıldı. Bu adalet mi? Güney Kıbrıs şimdi AB
üyesi. AB'de işi gücü, Türkiye'nin AB'ye girişini engellemek" dedi.
Erdoğan, Güney Kıbrıs samimi olmadığı için Kıbrıs meselesinde sonuç
almakta zorlanıldığını kaydetti.
Nisan ayında Güney Kıbrıs'ta seçim olduğunu belirten Erdoğan, mart
ayına kadar Kıbrıs meselesinde sonuç alınmasını umduğunu söyledi.
Afganistan'a Türkiye'nin ne tür destek vereceği yönündeki soruya
karşılık Erdoğan, komutanın üçüncü defa Türkiye'de olduğuna işaret
etti ve 750 olan asker sayısının 1750'ye çıkarıldığını anlattı.
AFGANİSTAN'DA EĞİTİM TABURU KURULSUN
Erdoğan, Afganistan'da da bir eğitim merkezi kurulmasını
önerdiklerini anlattı ve bu sayede yılda 12 taburun eğitileceğini,
Afgan ordusuna katkıda bulunulacağını ifade etti. Erdoğan, 150
milyon dolara kadar altyapı desteği ve yatırımın yapıldığını
belirtti ve 50 milyon dolar daha desteğin geleceğini kaydetti.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MESELESİ
Amerikan Kongresi'nde geçen hafta Türkiye'de basın özgürlüğü
konusunun konuşulduğunu hatırlatan ve bu konuda görüşü sorulan
Erdoğan, "Ülkemde basın özgürlüğü o kadar ileri ki,
Cumhurbaşkanı, Başbakan, bizi, ailelerimizi yerden yere
vurmaya kadar her türlü hürriyetleri var" dedi.
Erdoğan, "O denli hakaretler yapılıyor. Hakaretlere basın özgürlüğü
diyorsak bir şey diyemem. Ben, eleştirilere karşı değilim. Burada
kulisler olduğu anlaşılıyor. Bu konu, Maliye Bakanlığının
bir vergi noktasındaki sıkıntıyla alakalı. ABD'de vergi konusu
hassastır. Vergi kaçakçılığı çok hassastır. Maliyenin
çalışmasına benim müdahale yetkim yok. Yakalarsa Maliye gereğini
yapar" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ABD'nin veya Amerikan Kongresi'nin basın
özgürlüğü konusunda bir tavsiyesi varsa bunu bilmek istediğini ve
gerekirse masaya yatırılabileceğini belirtti ve "Ama bu tür
lobilerle Türkiye'de basın özgürlüğü sorgulanamaz. Basın
Türkiye'de, ABD'den çok daha özgürdür" dedi. Irak'ta uzlaşmaya
ilişkin bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, Türkiye'nin her kesimle
görüştüğünü kaydetti.
Irak'taki huzursuzluğun Türkiye'yi de huzursuz ettiğini belirten
Erdoğan, Türkiye'nin üzerine düşeni yapacağını kaydetti. Erdoğan,
Kuzey Irak'ın, terör örgütünün konuşlandığı yer olduğunu belirtti
ve Irak'ın merkez yönetiminin bu konuda adımlar atması gerektiğini
söyledi.
TC İÇİNDE YENİ OSMANLICILIK YOK
Türkiye'nin dış politikada "Neo Osmanlıcılık" veya "Yeni
Osmanlıcılık" politikası izleyip, izlemediğine yönelik bir soruya
Erdoğan, "Böyle bir yakıştırmayı kabul etmiyoruz"
diye yanıt verdi. Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti içinde Yeni
Osmanlıcılık akımı yok. Yakıştırmadır. Eksen kayması gibi
yakıştırmalar yapanlar, şu andaki iktidarı gölgeleme çabasındadır"
dedi.
2023'TE İLK 10 EKONOMİ İÇİNDE YER ALACAĞIZ
Türkiye'nin 2023'te, Cumhuriyetin 100'üncü yılında çok farklı
bir konumda olacağını belirten Erdoğan, dünyanın ilk on
ekonomisi arasında yer alarak, Türkiye'nin kendini ispatlayacağını
kaydetti. İsrail-Suriye sürecinde Türkiye'nin arabuluculuk
rolüne ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, İsrail'de Başbakan ve
Başbakan Yardımcısının farklı bakış sergilediği bir ortam olduğunu
belirtti ve bu ortamda sağlıklı adım atmanın mümkün olmadığını
söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin, taraflar talep ettiği takdirde
üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu kaydetti.
DİNCİ BİR PARTİ DEĞİLİZ
İran'da seçimlerin ardından protesto göstericilerinin sokaklara
döküldüğünü hatırlatan ve Türkiye'nin, İran Cumhurbaşkanı Mahmud
Ahmedinejad'ı tebrik etmekte çabuk davrandığını savunan bir soru
üzerine ise Erdoğan, "Seçimlerde kazananlar tebrik edilir.
Daha önce de birlikte çalıştığımız bir meslektaşımızı tebrik
etmekten daha doğal ne olabilir? Kaybedene geçmiş olsun
diye arayacak değildik" dedi.
Dünyada İslami nitelikli partilerle Ak Parti'nin ilişkilerinin
nasıl olduğu, Fas'taki bir partinin Ak Parti gibi "Adalet ve
Kalkınma Partisi" adını taşıdığı sorusu üzerine Erdoğan, "Dünyada
hangi parti görüşmeyi arzu ederse kapımız açıktır. Bizim
parti, asla İslamcı bir parti değildir. Parti, dinci
olamaz. Mensubu olduğunuz dini lekelersiniz. Biz, dinimize
böyle saygısızlık yapmayız" dedi. Erdoğan sözlerini, "Biz, kimliği
muhafazakar, demokrat bir partiyiz. Böyle de sürdürmeye kararlıyız"
diye tamamladı.
DOĞU-BATI İLİŞKİLERİ:
Herkesle iletişim ve işbirliği içinde olmanın doğal olduğunu
belirten Erdoğan, "Batı ittifakının bir üyesi olarak bölgede
herkesle konuşmamız bir imkandır, fırsattır. Kıskananlar yanlış
yapıyor. Türkiye'nin görüşmelerini fırsat kapısı olarak düşünün"
dedi.
Türkiye'nin ayrılıkları birlikteliğe dönüştürebileceğini belirten
Erdoğan, "Doğu, batıyı anlasın, önyargılar
kalksın, önyargılardan kaynaklanan eylemler son bulsun
istiyoruz" diye konuştu.
Türkiye-Suriye ilişkilerinin bölge sorunlarına olumlu
yansımalarının olduğunu belirten Erdoğan, Suriye-ABD arasında da
yumuşamanın görüldüğünü söyledi. Erdoğan, İran'ın nükleer problemi,
Suriye-İsrail süreci, Filistin-İsrail sorunu gibi konularda
Türkiye'nin aktif rol oynadığına da işaret etti. Erdoğan, "Biz
gizli gündemi olan, takiyye yapan, içerde başka, dışarda başka
konuşan yaklaşımı doğru bulmuyoruz" dedi.
ORTADOĞU'DA ŞİDDET:
Adaleti gözardı ederek, milletlerin vicdanını
yaralayarak güvenliğin sağlanamayacağını söyleyen Erdoğan,
"Gazze'ye saldırı terörle mücadeleyle açıklanamaz. TV'de ölü
çocuklar gördük. Ben de babayım. Emzikli çocuklar, yaşlı insanlar,
kadınlar, erkekler. Sayı 1500'ü aşkın. Trajedi yaşandı. Gazze'de
insanlık yara almıştır. Bana hep (Niye sürekli Gazze'yi
konuşuyorsun) diyorlar. Ben, Gürcistan'ı da konuşuyorum. Bunları,
bir Müslüman olduğum için değil insan olduğum için söylüyorum" diye
konuştu.
Gazze'nin bir "açık hava hapishanesine döndüğünü" belirten Erdoğan,
burada altyapı hizmetlerinin, okul, hastanenin olmadığını kaydetti.
Erdoğan, "Bu dil bu bedende varsa konuşmak zorundayım. Haksızlığı
nerede görüyorsam söylemem lazım. Şu dinden, bu dinden olması
gerekmiyor, insan olması yeterli" dedi.
İSRAİL'DE NÜKLEER SİLAH VAR
İslam'da da asla kitle katliamına yer olmadığını belirten Erdoğan,
kitle imha silahlarıyla İslam inancını kimsenin yan yana
getiremeyeceğini söyledi.
Erdoğan, "Ne bölgemizde, ne de farklı bir yerde nükleer
silahlar istiyoruz. Nükleer silahları ülkelerimizden atalım,
temizleyelim. Bir başkasına nükleer silah yapma derken,
sende varsa, söylediğinin tesiri olur mu? Bal, demekle ağız
tatlanmaz. Önce kendi ülkenizde uygulayacaksınız. Biz, İran'ın da
nükleer silah elde etmesine karşıyız ama çevre ülkelerde de
karşıyız. Adalet anlayışı çerçevesinde bunu ifade ediyoruz. Öbür
tarafta İsrail'de nükleer silah var. Fosfor bombası atıldı. O
çocuklar gelip benim ülkemde tedavi oldu. Gittim, gördüm. Ben
babayım, yüreğim dağlandı. Sessiz mi kalacağız?" diye konuştu.
Nükleer enerjiden faydalanma hakkını herkesin kabul ettiğini
belirten Erdoğan, batının, doğuya bakarken çifte standart
uygulamaması gerektiğine işaret etti.
İSVİÇRE'DEKİ MİNARE YASAĞI:
İsviçre'de minarelerin yasaklanması konusuna değinen
Erdoğan, inanç özgürlüğü konusunun referanduma götürülmesini
eleştirdi.
Erdoğan, "Yaradılıştan kazanılan bazı haklar var. Bunlara
asla referandum getiremezsiniz. Yoksa otoriter veya totaliter yapı
var demektir. Yaptıktan sonra özür diliyorum demenin de
anlamı yok. O inancı yaşayan çok etkileniyor. Önyargıların arttığı
yerde de hiç kimse güvende olmuyor" dedi.
Erdoğan, bu çerçevede eksen kayması tartışmasının da "yapay"
olduğunu söyledi.
TERÖRLE MÜCADELE:
Başbakan Erdoğan, konuşmasını yaptığı 7 aralık
tarihinin, ABD'ye karşı düzenlenen Pearl Harbor baskınının 68'inci
yıldönümüne denk geldiğine işaret etti ve bu baskında hayatını
kaybedenleri saygıyla andığını söyledi.
Erdoğan, ABD'nin yaşadığı 11 Eylül ve Pearl Harbor saldırılarına
işaret ederek, Türkiye'nin 30 yıldır fazlasıyla enerji ve
kaynaklarını Kuzey Irak'tan gelen terörist saldırılara harcadığını
hatırlattı ve "Amerikan halkının bu konudaki hislerini çok
iyi anlıyor ve paylaşıyoruz" dedi.
Erdoğan, "Türkiye, risklerin, tehditlerin olduğu bir coğrafyada
bulunuyor. Bu risk ve tehditlere rağmen Türkiye bölgede,
demokratik, laik, sosyal bir ülke olma ayrıcalığını yaşıyor" diye
konuştu.
Başbakan Erdoğan, Ortadoğu'nun klasik bir bakışla
anlaşılamayacağını, ittifaklar, düşmanlar, tehditler ve sınırların
değişebileceğini belirterek, bu bakımdan Türkiye'nin aktif ve esnek
bir politika yürütmek zorunda olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin bu politikalarıyla hem kendisi hem de çevresi için
başarılı sonuçlar elde ettiğini belirten Erdoğan, "Türkiye, hiçbir
art niyete, zarar verici bir projeye sahip değildir. Tek arzu,
barış, istikrar ve huzurun tesisidir" dedi. AB ile katılım
müzakerelerini sürdüren, demokratik, laik yapısıyla Türkiye'nin
yönünün, doğuya olduğu kadar batıya da dönük olduğunu belirten
Erdoğan, Türkiye'nin, bazılarının iddia ettiği gibi "eksen kayması"
yaşamadığını söyledi.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ:
Türkiye'nin "gündem belirleyen ülke" konumuna
geçtiğini belirten Erdoğan, doğuyla çok kolay iletişim kurabilme
özelliğinin Türkiye'yi aracı ülke yaptığını da söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin bu özelliğinin medeniyetler arası saplantı ve
önyargıların aşılmasında önemli olduğunu belirtti ve Türkiye'nin AB
üyeliğinin de bu bakımdan önemli olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin, İslam dünyasıyla batı arasında köprü olacak vasıflara
sahip olduğunu belirten Erdoğan, "Türkiye'nin, AB'ye üyeliğiyle AB
fırsat elde edecek, doğuyla uçurumları kapatma imkanı edinecek.
Türkiye, AB'ye yük olmaya değil, AB'nin yükünü almaya geliyor"
dedi.
Türkiye'nin, AB yolunda katettiği mesafenin İslam dünyasında da
yakından izlendiğini belirten Erdoğan, "Türkiye, etkisi sadece
kendisiyle sınırlı bir ülke değil" diye konuştu.
AB üyeliğinin, Türkiye'nin stratejik bir hedefi olduğunu belirten
Erdoğan, "Hedefimize aynı kararlılıkla devam ediyoruz. Üzerimize
düşeni eksiksiz yapacağız. Ancak karşı taraf da üzerine düşeni
yapmalı. Farklı modeller koymaya çalışanlar var. Bakıyorsunuz,
imtiyazlı ortaklık diyorlar. Nereden çıktı bu? Oyun esnasında yeni
bir kural" şeklinde konuştu.
Nasreddin Hoca hesabıyla, "ya tutarsa" mantığıyla bu
yaklaşımların ortaya konulduğunu söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin,
AB'ye üyeliğini kabul etmeyecekseniz açıklayın. Gizlemeye
gerek yok. Ne siz zaman kaybedin, ne de bize kaybettirin. Türkiye
için tam üyelik dışında seçenek seslendirmek abesle iştigaldir"
dedi.