Erdal Eren'in ailesi hesap soracak!
Abone ol12 Eylül'de idam edilen Erdal Eren, Mustafa Özenç, Ramazan Yukarıgöz ve Necati Vardar'ın aileleri mahkemeye başvurdu...
12 Eylül 1980 darbesinin ardından idam edilen Erdal
Eren, Mustafa Özenç, Ramazan Yukarıgöz ve Necati Vardar ile
işkenceyle öldürülen Zeynel Abidin Ceylan ve Behçet Dinlerer'in
aileleri, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve Hava
Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya hakkındaki davaya müdahil
olmak için mahkemeye dilekçe verdi.
6 kişinin ailelerinin avukatı İlyas Danyeli, dün Evren ve Şahinkaya
hakkında açılan davaya bakacak olan Ankara 12. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne dilekçe verdi.
"MAHKEMELER HUKUK DIŞINA ÇIKTI"
Dilekçelerde, Erdal Eren'in 13 Aralık 1980'de Ankara'da, Mustafa
Özenç'in 20 Ağustos 1981'de Adana'da, Ramazan Yukarıgöz'ün 29 Ocak
1983'te İzmit'te, Necati Vardar'ın 13 Mart 1982'de İzmir'de idam
edildiği belirtildi. Eren, Özenç, Yukarıgöz ve Vardar'ın, bağımsız
ve tarafsız bir mahkemede adil bir şekilde yargılanmadığı
kaydedilerek, "Bu askeri cunta yönetiminin en önemli hukuk
dışı organlarından biri olan cunta mahkemeleri taraflı olarak ve
intikam duygusuyla harp divanı gibi davranarak kararlar vermişler,
sanıkların dahil olduğu cunta yönetiminden aldıkları talimatları
uygulamışlardır. 4 kişi, sanıkların 'asmayıp da besleyecek miyiz'
talimatı neticesinde idam edilmek suretiyle
öldürülmüşlerdir" denildi.
ABD'DE İŞKENCE EĞİTİMİ
"Bağımsız ve tarafsız bir mahkemede adil bir şekilde
yargılanmadan sırf intikam olsun diye bir insanın ölüm kararını
onaylamak 'öldürün' emri vermektir" denilen dilekçelerde,
"Sanıklar, Eren, Özenç, Yukarıgöz ve Vardar'ın öldürün
emrini bizzat imzalamışlardır. Sanıklar darbe yapmamış olsaydı
Eren, Özenç, Yukarıgöz ve Vardar şimdi yaşıyor olacaktı"
ifadelerine yer verildi. Dilekçede, suçtan zarar görme olasılığı
nedeniyle idam edilen 4 kişinin ailelerinin davaya müdahil olma
talebinin kabulüne karar verilmesi talep edildi.
Dilekçelerde, Behçet Dinlerer ve Zeynel Abidin Ceylan'ın gözaltında
işkence gördüğü, Dinlerer'in 13 Aralık 1980'de, Ceylan'ın ise 26
Eylül 1980'de öldüğü belirtildi. "Sanıkların 12 Eylül
1980'de yaptıkları darbeyle birlikte Türkiye bir işkence ülkesine
dönüştürülmüştür" denilen dilekçede, bazı Emniyet
görevlilerinin yeni işkence tekniklerini öğrenmek için ABD'ye
gönderildiği, işkence aletlerinin devlet bütçesinden temin edildiği
öne sürüldü