Erbakan'ı bir teğmene dövdüreceklerdi
Abone olTRT Haber’de dün gece Rıdvan Memi’nin Kozmik Oda programına konuk olan Şükrü Karaca, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İNTERNETHABER- Türkiye O'nu Çiller'in kara
kutusu olarak biliyordu. REFAHYOL Hükümeti döneminde yaşanan
herşeye görgü tanıklığı yaptı. Bugüne dek o günlerle ilgili tek
kelime etmedi. Dün ilk kez ekran karşısına çıktı, Erbakan ve
Çiller'le ilgili yaptığı açıklamalarla milyonları ekran başına
kilitledi.
“Erbakan’ı bir teğmene
tokatlattıracaklardı”
28 Şubat sürecinde Erbakan’ı istifa etmeye ikna eden isim olan
Şükrü Karaca, bunu da “siyasi onurunun zedeleneceği
olaylara maruz kalabileceği” uyarısıyla yapmıştı. Karaca,
Kozmik Oda programında Erbakan’a söylediklerinin blöf olmadığını
söyledi. “Başbakan’ı istiskal edeceklerdi” diyen
Karaca, Rıdvan Memi’nin ısrarla bunun içeriğini sorması üzerine
şunları söyledi: “İstifa etmediği takdirde Erbakan’ı genç
bir teğmene tokatlatacaklardı örneğin. Bunu kameraların karşısında
herkesin gözü önünde yaptıracaklardı. Bunu bu açıklıkta söylemedim
Erbakan’a, ama anladı ve bu noktadan sonra istifa
etti”
“Koç Ailesi Çiller’den sübvansiyon istedi”
Karaca, Tansu Çiller’in medya patronlarını hedef alan 1997
Sultanahmet konuşmasının bir sürecin sonucu olduğunu söyledi.
Kavganın çok önce başladığını belirten Şükrü Karaca, meselenin
birilerinin istediklerini alamaması olduğunu söyledi.
Karaca bizzat Çiller’in anlatımını aktararak, Koç ailesinin
patronlarının Çiller’e Gümrük Birliği’ne girmemesi yönünde baskı
yaptığını, bunu başaramayınca da bu sefer Çiller’den bir kaç milyar
dolarlık sübvansiyon talep ettiğini anlattı. Karaca bu talepler
karşılanmayınca kavganın başladığını, Sultanahmet konuşmasının da
bunun sonucu olduğunu vurguladı.
“Dolmabahçe Mutabakatı ile Büyükanıt’ın görev süresi
uzayacaktı, Kıvrıkoğlu engelledi”
Şükrü Karaca, Başbakan Erdoğan ve Eski Genel Kurmay Başkanı Yaşar
Büyükanıt’ın Dolmabahçe görüşmesine ilişkin de ilginç
yorumlar yaptı. Söz konusu Dolmabahçe mutabakatının Abdullah Gül’ün
Cumhurbaşkanı olmasıyla sona erdiğini iddia eden Karaca,
mutabakatın birinci maddesinin Gül’ün Cumhurbaşkanı olmaması
olduğunu ayrıca Büyükanıt’ın görev süresinin uzatılmasının da diğer
bir madde olduğunu ileri sürdü.
Aslında Gül’ün köşke çıkmasıyla bu mutabakatın bozulduğunu söyleyen
Karaca, bu sırada 2002’de emekli olmuş olan Genelkurmay Başkanı
Kıvrıkoğlu’nun Büyükanıt’a ‘Protokolü biliyoruz’
mesajını göndererek Büyükanıt’ın görev süresinin uzatılmasını
istemekten vazgeçmesini sağladığını iddia etti.
“Kıyat’tan Çiller’e mesaj: Senin ne haddine böyle bir şey
söylemek”
Emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın “93-97 arası faili
meçhuller devlet politikasıydı” iddiasının sorulması
üzerine de Şükrü Karaca, “Atilla Kıyat böyle bir açıklama
yapıyorsa bunun arkasında bir şey aramak gerekir”
dedi.
Karaca, Kıyat’ın askeri çevrelerde Nato Paşası olarak
nitelendirildiğini ve Nato’nun duyarlılıklarıyla hareket eden bir
yapıya sahip olduğunu söyledi. Şükrü Karaca Kıyat’ın Brüksel’de
görev yaptığı sırada Türkiye’nin AB’ye alınmaması halinde Avrupa
Ordusu’nun NATO’ya katılımını veto etmekten söz eden Çiller’e
“Senin ne haddine böyle bir şey söylemek” şeklinde
bir mesaj gönderdiğini açıkladı.
Kıyat’ın dış projelere duyarlı birisi olduğunu söyleyen Karaca, bu
isme ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini savundu ve “Atilla
Kıyat böyle bir şey diyorsa, Türkiye’nin sorunlu bölgeleri ile
ilgili bir yerlerde bir şeyler kotarılıyor demektir. Pandoranın
kutusunu açıyor Atilla Kıyat” dedi.