Erbakan'ı bebeğiyle uğurladı

Abone ol

Necmettin Erbakan 38 yıllık hayat arkadaşını kaybetti. Geride ise birçok anılar bıraktı. Bunlardan birisi de 12 Eylül sonrası Uzunada günleriydi.

İş dünyasında ve siyasette zor mevkilerde bulunan Erbakan'a eş olmak büyük bir sorumluluktu Nermin Hanım için. Daima Erbakan'ın yanıbaşında olan Nermin Hanım, 12 Eylül darbesinde Hoca tutuklanıp Uzunada'ya gönderildiğinde bebeğiyle onu uğurlamıştı. Eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın 38 yıllık hayat arkadaşı Nermin Erbakan ebediyete intikal etti. 38 yıl Erbakan ile aynı yastığa baş koyan Nermin Erbakan, hem iyi bir anne hem de iyi bir eş olarak milyonlarca hanıma örnek teşkil etti. Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazına katılan binlerce insan ise Nermin Erbakan'ın ne kadar çok sevilen bir insan olduğunun adeta kanıtıydı. Okulda çok başarılıydı Nermin Erbakan 1943 yılında Balıkesir'de dünyaya geldi. Nermin Erbakan'ın dedelerinin Bulgaristan'ın Vidin şehrinden gelerek Balıkesir'e yerleştiği belirtiliyor. Çocukluk yıllarına ilişkin hakkında bilgi bulunmayan Nermin Hanım, ilk ve orta öğrenimini Balıkesir'de yaptı. Nermin Erbakan'la ilgili araştırma yaparken ismine ulaştığımız ortaokul ve liseden okul arkadaşı olan Tuna Vidin "Nermin Erbakan ortaokul ve lise yıllarında çok iyi bir insandı. Derslerinde çok başarılı idi. Bizim zamanımızda iftihar diye birşey vardı. Her sene sınıfını iftiharla geçen bir öğrenci idi. Arkadaşlarına yardım etmeyi çok severdi. Arkadaş canlısı birisiydi. Daha sonra dışardan ticaret lisesini de bitirmiş" dedi. TOBB'da tanıştılar Nermin Erbakan, daha sonra Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitirdi. Bu okulu bitirmesinin ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde çalışmaya başladı. TOBB'da çalışan Necmettin Erbakan'ın sekreterliğini yapan Nermin Erbakan 1967 yılında Erbakan ile dünyaevine girdi. İstanbul'da Çınar Otelinde yapılan nikahtan önce Erbakan çifti bir gün önce İskender Paşa Camii'ne giderek, dua edip, orada bulunanların duasını almıştı. Lise ve üniversite yıllarında başını örtmeyen Nermin Erbakan, Necmettin Erbakan ile evlenmesinin ardından kısa bir süre sonra başını örtmeye başladı. Necmettin Erbakan'ın siyasi çalışmalara başlamasının ardından Nermin Erbakan da çalışma hayatında çekilerek evinin kadını oldu. Gözyaşlarını tutamamıştı Çevresinde çok sevilen Nermin Hanım, aynı zamanda SP'nin Kadın Kolları Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı görevini de yürütüyordu. Fotoğrafta Nermin Hanım İstanbul'da katıldığı bir sünnet düğününde görünüyor. Nermin Erbakan, Erbakan'ın fırtınalarla dolu siyasi yaşamında hep ona destek oldu. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından askerler Necmetin Erbakan'ı alıp götürmek için kapıya geldiklerinde küçük Fatih, Nermin Hanım'ın kucağında bir bebekti. Kucağında oğlu ile birlikte hayat arkadaşını cezaevine göndermek zorunda kalmıştı. Nermin Erbakan, oğlu ile evde tek başına kalmıştı. Evinin erkeğinin alınıp götürülmesi Nermin Hanım'ı çok üzmüştü. Askerler, Necmetin Erbakan'ı almak için geldiklerinde kapıyı Necmettin Bey açmıştı. Hemen kapıya koşturan Nermin Erbakan karşısında askerleri görünce adete şok olmuştu. Necmettin Erbakan "İhtilal iktidarlara karşı yapılır ama biz muhalefetiz" demişti. Nermin Erbakan'ın kucağındaki küçük bebeğe aldırış etmeden Necmettin Erbakan alınıp götürülmüştü. Nermin Hanım gözyaşlarını tutamazken, Necmetin Erbakan "Üzülme hanım, metin ol"diyerek eşini teselli etmişti. Uzunada günleri 12 Eylül darbesinin ardından Necmetin Erbakan, merhum Alparslan Türkeş ile birlikte İzmir Uzunada'ya gönderilmişti. Kenan Evren tarafından gönderilen mektupta Necmettin Erbakan'a "Can güvenliğiniz Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teminatı altındadır. Bu maksatla, emniyet içinde evinizden havaalanına götürülecek, oradan uçakla Uzunada'ya (İzmir) gideceksiniz. Arzu ettiğiniz takdirde ailenizi de yanınızda götürebilirsiniz. Geçici bir süre ikamet edeceğiniz adres aşağıdadır. Bir saat içinde hazırlanıp harekete hazır olduğunuzu güvenliğiniz için gelen subaya bildiriniz. Talimatı getiren subayın ikazlarına uyunuz. Bu talimat ile belirtilenler dışındaki her türlü tutum ve davranışınız suçtur" denilerek evlerinden alınmıştı. Erbakan ve Türkeş 9 Ekim 1980 tarihine kadar Uzunada'da geçici ikamete tâbi tutulmuştu. Nermin Erbakan da eşiyle birlikte Uzunada'ya gitmek istemiş ancak küçük bebeğinin olması nedeniyle eşini yalnız bırakmak zorunda kalmıştı. Necmettin Erbakan, cezaevindeyken büyük kızları Zeynep şiddetli bir ateşli hastalık atlattı. Zeynep, ateşi 41 dereceleri bulması üzerine havale bile geçirdi. Nermin Hanım Zeynep'in hastalığı ile tek başına ilgilendi. Zeynep'in havale geçirmesini ise üzülmesin diye Erbakan'a haber vermedi. Elif askerle okula gidiyordu 12 Eylülü darbesinin ardından olağanüstü günler yaşanıyordu. Küçük Elif ise darbenin hemen ardından okula başlamıştı. Küçük Elif okula askerler eşliğinde gidip geliyordu. Nermin Hanım bu durumu "Elif'in hayatında unutulmaz bir anıdır. Yıllar boyunca bu hatırasının unutmadı. Askerlerle birlikte okula gidip gelmek onun hayatında derin yaralar açmıştır" demişti. RP'nin kapanmasında ağladı Nermin Hanım, siyasi çalışmaları sırasında eşi Necmettin Erbakan'ın en büyük destekçisi oldu. Refah Partisi ve Fazilet Partisi Kadın Kolları'nın örgütlenmesinde ve çalışmalarının organize edilmesinde aktif rol oynadı. RP'nin kapatılması Nermin Erbakan'ı derinden etkilemişti. RP'nin kapatılması haberini aldığında ağlayan Nermin Hanım'ı, Fazilet Partisi'nin kapatılması ve Necmettin Erbakan'ın 'kayıp trilyon' davasında ceza alması da derinden etkilemişti. Çocuklarına çok düşkündü Necmettin-Nermin Erbakan çiftinin üç çocuğu dünyaya geldi. 1967 yılında büyük kızları Zeynep dünyaya gelirken, 1974 yılında Elif, 1979 yılında ise Fatih dünyaya geldi. Nermin Erbakan çocuklarının dünyaya gelmesinin ardından vaktinin büyük çoğunluğunu çocuk yetiştirmeye ayırdı. Necmettin Erbakan siyasi çalışmalar yürütürken Nermin Hanım da hem eşine destek oluyor, hem de evde çocuklarını yetiştirmeye çalışıyordu. Necmettin Erbakan, "Çocuklarını çok severdi. Çocuklarımızın mükemmel yetişmesinde onun payı büyüktür"diyerek Nermin'in Hanım'ın çocuklara olan sevgisini anlattı. İyi bir ev hanımıydı Nermin Erbakan iyi bir anne iyi bir eş olmasının yannıda iyi bir ev hanımıydı. Evde hizmetçi bulunmasına rağmen bazı yemekleri kendisi yapardı. Misafir geldiği zaman evde kesinlikle baş köşeye geçip oturmazdı. Çay servisini ya kendisi yapar veya büyük kızı Zeynep'e yaptırırdı. Evdeki hizmetçi kadın bile 'Bize insan olduğumuzu hissettirdi' diyerek Nermin Erbakan'a olan duygularını ifade ediyor. Ekmeğini kendi pişirirdi Dostları Nermin Erbakan'ın takva sahibi olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle şüpheli şeylerden ve haramlardan uzak durduğunu anlatıyorlar. Küp şeker yerine toz şeker kullanmayı tecrih ediyordu. Cola türü içeçekleri kesinlikle eve sokmuyordu. Necmetin Erbakan fırınlarda yapılan ekmeklerin şüpheli olabileceği düşüncesiyle ekmeği bile evde kendisinini pişirdiğini anlattı. Namazlarını kılmaya özen gösteriyor, namazı vaktinde kılmaya dikkat ediyordu. Her hafta cezaevine giderdi Necmettin Erbakan, Uzunada'da kalmasının ardından Ankara'ya getirilerek cezaevine çevrilen İstihbarat Okulu'ndaki koğuşlara konuldu. Erbakan ve arkadaşları burayı 'Kirazlıdere Hapishanesi' olarak isimlendirdi. Nermin Erbakan perşembe günleri yapılan haftalık görüşmeyi hiç aksatmıyordu. Her hafta cezaevine eşini ziyarete gidiyordu. Bu ziyaretlere küçük bebeği Fatih'i de götürüyordu. Nermin Erbakan eşini ziyarete giderken kendi elleriyle yaptığı börekleri de götürüyordu. Diğer eşlerin de getirdiği yemekler akşam toplanılarak birlikte yeniliyordu. SEVİNÇ ASİLTÜRK: İslam ahlakıyla ahlaklanmıştı "Kendisi 35 senedir tanıdığım liderimizin eşidir. Çok saygı ve sevgi duyduğumuz bir arkadaşımızdı. Çok hassas bir insandı. Kendisini kelimelerle tarif etmek mümkün değildir. İslam ahlakı ile ahlaklanmış müstestasna bir hanımefendi idi. Hep davasına hizmet ederek bir ömür geçirdi. Her Türk hanımına örnek olması gereken bir insandı. Eşiyle birlikte bütün sıkıntılara göğüs germişti. Diğer lider eşlerine benzemiyordu. Gözönünde görünmeyi sevmiyordu. Ama her zaman hizmetin en önünde yer almıştı. Diğer lider eşleri gibi sadece sefa sürmedi. Bu işin cefasını çekti. Kendisi bu dava yolunda hep çile çekti. Bu davaya zarar verenleri ise hiçbir zaman affetmedi. Hassas bir kalbi vardı. Bütün hayatı boyunca dinimizin kuralarına azami ölçüde riayet ediyordu. İslam ahlakı üzerine yaşadı. Mekanı cennet olsun" AYŞENİR TEKDAL: Davasını seven bir kişiydi Ayşenir Tekdal (SP Kadın Kolları Başkanı)- "Çok sevdiğimiz bir insandı. Asalet, nezaket ve güzel ahlak timsaliydi. Her gördüğümüz zaman kendisinden feyz ve ilham alırdım. Bir okul gibiydi. Davasını seven mümtaz bir şahsiyetti. 'Bir hanımı kurtarmak bir toplumu kurtarmak gibidir' diye bize nasihatta bulunurdu. İyiyi, faydalıyı ve güzeli esas alırdı. Hep bize toplumun kurtuluşu ve selameti için çalışmamızı salık verirdi. Kadın Kolları'ndaki çalışmalarımız sırasında bizleri sürekli teşvik ederdi. Yüksek İstişare Konseyi Başkanı oarak toplantılarımıza katılırdı. Hocam'ın rahatsızlığı sebebiyle eylül ayında yapılan toplantımıza katılamamıştı. Ancak haziran ayında yapılan toplantımıza katılarak bize önemli mesajlar vermişti. Milli Görüş'ü, Hocamız'la birlikte yaptıkları siyasi çalışmalari anlattı bize. Bize orada vasiyetini de açıklamıştı. Vasiyetinin çocuklarının da bu davaya hizmet etmesi olduğunu açıklamıştı. Herkese maddi ve manevi yardımda bulunmayı çok severdi. Cenaze namazı sırasında birçok kişiden kendisinin maddi yardım aldığını öğrendik. Ancak bunlardan kimsenin haberi olmadan yapıyormuş. Ne kadar çok seveni olduğu cenaze namazı sırasında ortaya çıktı. Fazilet Partisi'nin kapanmasının ardından bir grup insanın ayrılmasına çok üzülmüştü. Ev hanımı olarak da Türk örf ve adetlerini harfiyen yerine getiriyordu. Bütün ısrarlarımıza rağmen baş köşeye oturmuyor kapıya en yakın olan koltuğa oturuyordu. Ev hanımı olarak çok titiz ve zarifti. Temizliğe büyük önem veriyordu" ŞEVKET KAZAN Örnek bir annedir Adalet eski Bakanı Şevket Kazan: "Kelimenin tam anlamıyla Kur'an'a bağlı yaşayan bir insandı. Kur'an ahlakı ile ahlaklanan bir insan idi. Takva sahibiydi. Haramlardan kesinlikle uzak dururdu. Her zaman eşinin yanında oldu. Eşinin çektiği sıkıntıları birlikte çekti. Sevinçlerini de onun kadar paylaştı. Çocuklarına mükemmel bir anne oldu. Milli Görüş camiası için örnek bir hanım olarak gösterilecektir. Biz Kirazlıdere Cezaevi'nde tutuklu iken her hafta sektirmeden Hocamız'ı ziyarete gelirdi. Kendi yaptığı ev yemeklerini getirirdi. Biz de onları akşamları oturup afyetle yerdik." Demirel Erbakan'a taziyeye gelmedi Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, eşinin vefatı nedeniyle Necmettin Erbakan'a taziye ziyaretinde bulunmaması dikkat çekti. 1974'te CHP-MHP hükümetinde Erbakan'la hükümet ortaklığı yapan eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, rahatsızlığına rağmen, Erbakan'a taziyelerini bildirmişti. Aynı şekilde Erbakan'la hükümet ortaklığı yapan dönemin DYP lideri Tansu Çiller de Nermin Erbakan'ın cenaze namazına katılmıştı. Ancak İTÜ'den okul arkadaşı ve 50 yıldır birlikte siyaset yaptığı Demirel'in, Erbakan'ı ziyaret etmemesi dikkat çekti. Haber: Bilal Çetin Kaynak: www.yenisafak.com.tr

Günün Önemli Haberleri