Erbakan Demirel'in rolünü anlattı
Abone ol28 Şubat soruşturması Demirel'e uzanır mı? Erbakan 2 yıl önce bakın eski cumhurbaşkanı hakkında neler söylemiş?
Darbenin 13. yıl dönümünde konuşan dönemin Başbakanı
Necmettin Erbakan'a göre, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
askerlerin takım oyuncusuydu.
Esnaf ve Sanatklarlar Derneği tarafından 28 Şubat 2010 tarihinde
düzenlenen '28 Şubat ve Ticari Hayata Etkileri' konulu konferansta
konuşan Erbakan'a göre, 28 Şubat bu milleti aslından, özünden
uzaklaştırma hareketi. 28 Şubat'ın başarılı olamadığını vurgulayan
Erbakan, "Bakın daha o zaman başarılı olamamıştır. Biz 28
Şubat'tan dolayı hükümetten çekilmedik. Ortağımız içinde 50 küsür
milletvekili çekildiği için çekildik." ifadelerini
kullanmıştı. 28 Şubat dönemindeki Batı Çalışma Grubu'nun başında
bulunan emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın tutuklanmasına ilişkin
soruya ise Erbakan, "Kendilerine sorun, onlar benden daha
iyi yorumlarlar." karşılığını vermişti.
300'ler meclisinin, Refah Partisi yeni dünya düzenine karşı olduğu
gerekçesiyle ABD Başkanı'nın Savunma Başdanışmanı Markovski'nin 28
Şubat'ta partilerini engellediğini ileri süren Erbakan,
Markovski'nin 300'ler meclisinde okuduğu planın sonradan kendi
ellerine geçtiğini ve planın içeriğinin Genelkurmay'ın hükümete
yaptığı tavsiyeyle aynı olduğunu belirtmişti.
"BİR DAHA MÜSAADE ETMEZLERSE ASKERİ
EĞİTECEĞİZ"
"Şimdi tekrar iş başına geldiğiniz zaman tekrar size müsaade
etmezlerse ne yapacaksınız?" diyen Erbakan, "Bunun için askerimizi
eğiteceğiz. Bunların hiçbir fayda getirmediğini, askerlerimiz de bu
vatanın evladı, gözleriyle görüyorlar. Kendilerine milli görüşü
anlatacağız, tanıtacağız. Ben vaktiyle kendilerine pek çok
konferanslar verdim. Böylece devlet-millet kaynaşmasıyla
ecdadımızın yaptığı gibi yeniden büyük Türkiye'yi kuracağız, yeni
bir dünya kuracağız." diye konuşmuştu.
12 Eylül'ün ardından hükümetleri karşısında 28 Şubat'ın yapıldığını
dile getiren Erbakan, 28 Şubat'ın dış güçlerin bir tertibi olduğunu
savunmuştu.
Erbakan, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısını ise şöyle
anlatmıştı: "Milli Güvenlik Kurulu toplantısı 9 saat sürdü. İlk
başta ev sahibi adına onlar konuştular. Toplantıda kimse sesini
çıkarmadı. Ne hükümet, ne ben. 5 saat konuştular, yoruldular şimdi
sıra bize geldi. Benim ne yapacağımı merakla bekliyorlardı. Kapının
önünde uzun boylu bir yaver oturuyor. Ben gayet serinkanlılıkla
yavere 'gelir misin Sayın Cumhurbaşkanımızın güzel bir adedi
vardır, anayasayı masasının üzerinde bulundurur, onu bana verir
misin' dedim. 'Buyurun efendim' dedi ve anayasayı bana verdi.
Anayasanın ikinci maddesini açtım, dedim ki 'beyler 5 saat
konuştunuz, ne konuştunuz; konunuz ne anayasayı koruma. Anayasayı
korumak için bizim anayasayı çiğneme hakkımız var mı? Anayasa
çiğnenerek korunur mu? Bir takım teklifler getiriyorsunuz; imam
hatipleri kapatalım, çarşaflıları, sakallıları yasaklayalım.
Bunların hepsi insan haklarına aykırı. İşte anayasa, bunun birinci
paragrafını okuyorsunuz niye ikinci paragrafını okumuyorsunuz?
İkinci paragrafta bunların hepsinin anayasaya aykırı olduğu
yazıyor. Anayasayı çiğneyeceğiz, sonra da koruyoruz diyeceğiz.
Böyle şey olmaz; ne olacak. Bunlar anayasaya aykırı mı değil mi,
onu belirleyeceğiz. Demirel takım oyuncusu, onların takımının
oyuncusu. Hemen atıldı dedi ki 'Sayın Başbakan gecenin bu saatinden
sonra bunlar anayasaya uygun mu değil mi, bunun münakaşasını nasıl
yaparız?' Doğru söylüyorsunuz, genel sekretere verelim, uzmanları
toplasın incelesin, bunlar anayasa aykırı mı değil mi rapor
getirsin. Anayasayı yıkarak anayasa korunmaz. Demirel tekrar
atıldı, 'böyle bir uygulama genel sekreterlikte yok bunu sizde
biliyorsunuz. Bunlar olsa olsa hükümette var.' Doğru söylediniz, o
halde bunu hükümete havale edelim. Hükümet, bunlar anayasaya uygun
mu değil mi kontrol etsin. İşte benim altına imza attığım belge
budur. Böylece bunu hükümete havale ettik, hükümet de bakanlara
havale etti ve bakanlar içerisinde uyudu gitti. Ne zaman 28
Şubat'ta."
İHTİLALİ YAPANLAR YASSIADA'YI GÖSTERİP ORTAĞIMIZDAN 40
KİŞİYİ AYARTTILAR
Hükümetten 1 Temmuz'da ayrıldıklarını ve arada 4 ay zaman
bulunduğunu dile getiren Erbakan, 28 Şubat’ı hazırlayanların
ortakları DYP'den 40 kişiyi ayarttıklarını söylemişti. Onlara
Yassıada'daki odalarının gösterildiğini ve bu kişilerin de
korktuğunu ifade eden Erbakan, Oğuzhan Asiltürk'ü şahit olarak
göstermişti.
Demirel'i ziyaret ettiklerini anlatan Erbakan, şunları söylemişti:
"Demirel'e gidip dedik ki falan gün Meclis'e gidelim, çoğunluk
olsun, kanun çıkartmamız lazım. 'Yahu hoca bunun için buraya kadar
zahmet etmenize lüzum var mı? Sen benim bu kadarlık sıra
arkadaşımsın. Bir telefon edersin kâfidir. Bak sana bir şey
söyleyeyim mi; şu Ankara'da hangi meydanı istersen göster, hangi
dükkânı gösterirsen göster şu camı taşlayacaksın de taşlamazsan
namerdim.'"
Tansu Çiller'e Demirel'in başbakanlığı vermeyeceğini söylediğini
aktaran Erbakan, Çiller'in 'Hayır verecek' dediğini ifade etmişti.
Erken seçime gitmeye karar verdiklerini ve 291 imza topladıklarını
anlatan Erbakan, ondan sonra istifa mektubunu verdiğini ancak
imzalara rağmen Demirel'in görevi Mesut Yılmaz'a verdiğini ifade
etmişti.