Eraslan Özkaya akrabalarını kayırmış
Abone olEski Yargıtay Başkanı Earslan Özkaya'nın görev süresince yakınlarının kurumdaki işlerini takip ettiği ortaya çıktı. İşte polisin dinleme kayıtlarından ayrıntılı konuşmalar.
Polisin dinleme kayıtları, eski Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın, Müteahhit Süha Şen'in lise öğrencisi oğlu Kerem ve arkadaşı Cihan'ın karıştığı bir kavga nedeniyle açılan soruşturmaya yönelik girişimlerde bulunduğunu da gösteriyor. Yalçınkaya devrede Kayıtlara göre Özkaya, olaya bakan nöbetçi hâkimin adını öğrenip konuyu Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya'ya devrediyor ve arkadaşı olan bir avukatı devreye sokuyor. Hakkında idari soruşturma yürütülen Yalçınkaya da Şen'e, "Ben hallederim" dedikten sonra kimseye bu müdahaleden bahsetmemesini istiyor. Konuşmalardan birkaç gün sonra Şen'in oğlu Kerem, Özkaya'yı arayıp teşekkür ediyor. Şen, ABD'deki oğlunun yakın bir arkadaşının hakkında 1 yıl kesinleşmiş hapis cezası kararı bulunan babası için de "4 aylık erteleme" konusunda yardım istiyor. 10 milyar verdi başkan 14 Mayıs 2004, Saat: 20:37 Süha Şen'in ağabeyi Reha Şen, Şen'in şoförü Nizamettin Özoğlu ile Özkaya'nın Bodrum'daki yazlığı ve oğlunun Beşiktaş'taki evlerine yapılan harcamalar hakkında konuşuyor: Reha Şen: Ya bu Süha sıkışığım falan diyor. Doğru mu söylüyor ya? Niko: Evet. Reha: Ne açıdan? Niko: Abi eve para dayanmıyor ki, Başkanın evine... Reha: Doğru söylüyorsun, almayacak mı parayı oradan, alamayacak değil mi? Niko: Dur bakalım. ..... Niko: 10 milyar para verdi Başkan, zaten Beşiktaş'taki eve gitti 4 milyar. Reha: Ya kardeşim ne o ahşap işi var orada, kaça kalkar o 20 - 30 tutar onlar. Niko: Ne 20 - 30 kâğıt mı.. 80 milyar. Reha: Allah Allah, ne olacak peki?.. Kozinoğlu'na sevgilerimi ilet 17 Nisan 2004, Saat: 14.26 Şen ile Özkaya konuşuyor: Şen: Başkanım yine kaybolduk, ulaşamıyoruz birbirimize Özkaya: Hıı... Nasılsınız, ne var ne yok? S.Ş: (...) Beni Kaşif Bey aradı, 'Yurtdışına çıkıyorum' dedi. E.Ö: Hı. S.Ş: 'Bir söyleyeceği var mı, belki bu hafta ulaşamamıştır' dedi. E.Ö: Çok çok teşekkür ederim, güle güle gitsin, güle güle gelsin. S.Ş: O mesajı veririm başkanım. E.Ö: Ona söyle, sevgilerimi ilet, iyi dileklerimi ilet lütfen. Sen de kendine iyi bak, teşekkür ediyorum her şey için... Hâkimin adını öğrenin 21 Mart 2004, Saat: 18.06 Yalçınkaya ile Şen konuşuyor: Yalçınkaya: Görüştün mü başkanla? Şen: Görüştüm, izahatları verdim, öyle bir viski içtik. E.Y: Şeyi ne yaptınız? O çocuğun işi halloldu herhalde. S.Ş: Yarın hallolacak inşallah, 10 gün rapor vermişler yani. Avukat İlhami Bey var başkanın arkadaşı, onunla görüştük dün. 'Yarın ben çıkarırım bunu' dedi. E.Y: Ben müdahale etmeyeyim o zaman, siz hallediyorsunuz. S.Ş: Ben bir şey demiyorum abi. E.Y: Yoksa ben hallederim yarın, haberiniz olsun. S.Ş: Halledeceksen aman hallet abi. E.Y: Cihan'ın soyadı Çilsal mıydı? S.Ş: Evet. E.Y: O zaman sabahleyin bana nöbetçi asliye ceza hâkiminin ismini öğreneceksiniz. Fazla karıştırmayın bu tür şeyleri, ben size o gün de söyledim, biraz sabırlı olun. S.Ş: Biliyorum abi, Allah razı olsun. Abi bir de, bizim ABD'deki oğlum Kemal'in çocukluk arkadaşının babasının başına bir iş gelmiş. Adam sanayiciydi, iflas etmişti. Hakkında kesinleşmiş bir cezası varmış bir sene... E.Y: Hı. S.Ş: Evden almışlar, bunlar 4 ay erteleme istediler. E.Y: Haaa... S.Ş: Ben başkana da dedim ama telefon geldi o sırada. Başkan, 'Yarın bakarız. Hüseyin Bey'i ararız. Onu da erteletmeye çalışırız' dedi. Daha doğrusu sizi aradı, bulamadı o arada. E.Y: Anladım. S.Ş: Yani dert çok, el âlemin derdi bizi şey etti valla ya. Yani şimdi biliyorsunuz, toplumda biraz sivri biriysen herkes sana geliyor... E.Y: Siz de kimseye hayır diyemiyorsunuz tabii... 22 Mart 2004, Saat: 09.54 Şen, Özkaya'yı arayıp istenen bilgileri veriyor: Şen: 2. Asliye Ceza nöbetçi mahkeme... Kadın Hâkim Meryem Üstünel. Özkaya: Tamam. S.Ş: İlhami Bey, şöyle dedi başkanım, size arz edeyim. 'Ben birde geleceğim, bire kadar bekleyin' dedi. E.Ö: Sen şimdi aç Ercan'ı söyle, olmazsa ben seni arattırırım. S.Ş: Tamam başkanım. 22 Mart 2004, Saat: 13.43 Avukat İlhami, Özkaya'ya Şen'in oğlunun durumuyla ilgili bilgi veriyor: İlhami: Bunların bir avukatı var, gerekçesiz itiraz etmiş. Asliye ceza hâkimi tutuklamış. Yapacağım şey hemen davayı açtırmak. E.Ö.: Tabii tabii hemen ilk günde tahliyesini istemek, o ya işte... Bir de bunlar kendi başlarına iş yapıyorlar. İlhami: Baştan bana gelseydi, tutuklanmazdı bu oğlan. Tutuklanacak bir şey yok. E.Ö: Tabii. Neyse... 24 Mart 2004 Özkaya, Şen'e oğlu Kerem'in kendisini arayarak teşekkür ettiğini anlatıyor: Özkaya: Kerem aradı beni, teşekkür için. S.Ş: Sağ ol, sağ ol.. E.Ö: Çok centilmen. Ben de ona dedim ki, seni güzel bir istikbal bekliyor. Sakın böyle bir olaya karışma, bana teşekkürün bu olsun. S.Ş: Ağzınıza sağlık. Haber: Lube Ayar Kaynak: Milliyet