Enseye tokat ayakkabıya merak

Akşam Gazetesi'nin 'medya uzmanı' yazarlarından Yalçın Pekşen, Bab-ı Ali'de gazeteci-politikacı ilişkilerini köşesinin izin verdiği ölçüde özetlemeye kalktı. Usta gazeteci adlı yazısında  bir dönem gazetecilerin politikacılarla 'enseye tokat' mesafesinde yakınlaştığını hatırlattıktan sonra şimdilerde ise Başbakan'ın ayakkabısının altını merak eden haberciler dönemini anlattı:

- Eski kuşak gazetecilere haksızlık edildiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Bir ara politikacılarla 'enseye tokat atacak' mesafede yaşayan meslektaşlarımız haber üretme yeteneklerini tümden yitirmişlerdi. Çünkü biri hakkında objektif bilgi (haber) elde edebilmek için o kişiyle belli bir mesafeyi korumak gerekiyordu.

Kimse kendisi hakkında objektif olamaz, dolayısıyla size kendisiyle ilgili doğru haber veremez. Siz o kişiyle yanak yanağa ve aynı çanağa teşelşül ederseniz, olaylara sadece o kişinin penceresinden baktığınız için kamuoyunu yanıltırsınız.

Bu konuda geçmişte aşırı örnekler yaşandı: Gece-gündüz gazetecilerle birlikte yaşayan cumhurbaşkanları ve başbakanlar görüldü.

Bunlardan bir-ikisine Köşk yazarı veya havuz donatan gibi adlar bile takıldı.

Sonra ne oldu? Söz konusu yazarlar sayesinde ülke güllük-gülistanlık gibi görünürken birden batma noktasının eşiğine geldi.

Bu alışkanlık bazı gülünç olaylara da neden oluyordu. Gazeteci-politikacı yakınlaşması o noktaya ulaşmıştı ki, politikacı istemese bile artık yakasını bunlardan kurtaramıyordu.

Bir tarihte bir Başbakan sözlerinin çarpıtıldığı gerekçesiyle gazetecilere demeç vermemek için ağzını açmama kararı aldı ve kararını bir yurtdışı gezisinde resmen uyguladı.

Ne var ki, işlerinde son derece usta üç gazetecinin kendisinden demeç almasını yine de engelleyemedi.

Nasıl mı?

'Sessiz sinema' oyunu ile... Politikacı gerçekten ağzını açmamış, ancak el ve yüz hareketlerinden bizimkiler ne dediğini anlayıp yazmışlardı.
* * *
Sayın Ahmet Necdet Sezer, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra durum biraz değişti. Cumhurbaşkanımız da sağolsun, önceki dönemlerde yaşanan sıkı-fıkılık pespayeliğine bir tepki olarak, basınla tüm ilişkilerini kesti.

Bu tutumuyla diğerlerine de örnek oldu. Örneğin Başbakan Erdoğan artık gazetecileri yanına yaklaştırmıyor. Tabii sadece kendisine muhalif olanları...

'Bizim Başbakan'dan iyisi yok' türünden övgü ifadelerini açıkça yazabilenlerle sabaha dek 'teke tek' konuşmalar yapmakta hiçbir sakınca görmüyor.
* * *
Bu durumda politikacılara fazla yaklaşamayan gazeteciler enseyi bıraktı, ayaklara bakıyor.

Hatta ayaklara bakılsa gene iyi, artık ayakkabılara bakılıyor.

İşte son bilgiler:

Başbakan'ın ayakkabılarının altında 'R. Tayyip Erdoğan, By Jaguar, 43...' yazıyor.

43 ayak numarası, Jaguar da markası...

Marka adına bakmayın, halis-mulis Türk firması.

Diğer bakanlarla birlikte (M. Eğitim Bakanı H. Çelik'in ayakkabısının altı fotoğraflanırken de görüldü) Başbakan'a da ayakkabı armağan ederek reklam yapmak istiyor.

İyi güzel ama bunun neresi haber? Veya niye haber? Başbakan'la ilgili başka haber mi yok? Yoksa yazacak adam mı kalmadı?

Yazı: Yalçın Pekşen
Kaynak: