Engin Ardıç yine şaka yaptı
Abone olDünkü yazısında darbe heveslilerinden şahsi ricalarda bulunan Engin Ardıç, bugünkü yazısında 'şaka' yaptığını dile getirdi.
Dünkü yazısında darbecilerden şahsi ricalarda bulunan Engin
Ardıç, bugünkü yazısında şaka yaptığını yazdı. İşte Ardıç'ın ilgi
çekici yazısı:
Yazı: Engin Ardıç
Kaynak:
Şaka yaptık canım, çanta hazırlayıp içine diş fırçası koyacak,
sabaha karşı kapı zili bekleyecek adam değiliz. Darbeden
korkmuyoruz çünkü darbe olabilemez.
Bunu gerçi Hadi Uluengin çok güzel özetledi ama, herkesin okumuş
olmayacağını varsayıp çorbaya iki tutam tuz da biz atalım.
Amerika’nın desteklemediği, en azından hoşgörmediği bir darbe,
yapılamaz.
“Darbe Amerika’ya karşı yapıldı” sananlar, her zaman darbenin ilk
darbesini yiyen “sol Kemalist” salaklar olmuşlardır!... 1971
yılında Nihat Erim hükümetini alkışlayıp sonra da kendilerini
kodeste bulanların şaşkınlığını ve zavallılığını gençler bilemezler
ama biz çok iyi hatırlarız... Erim’in “Atatürk devrimlerini
yürürlüğe koyacağını” sanıyorlardı saf saf, çünkü “muhtırada” öyle
yazıyordu...
Amerika, 1960 darbesine “Menderes Moskova’yla daha sıcak ilişkiler
kuracağını hissettirdiği” için sıcak bakmıştır. 1971 darbesinin
asıl esbab-ı mucibesi de, gene Moskova’yla yakınlaşan, fakat haşhaş
ekimine izin veren, yani “uyuşturucuyla mücadeleye boşveren” bir
yönetimden kurtulmaktı.
Yani, Ecevit’in sandığı gibi “yükselmekte olan ortanın solunu
dizginlemek” falan hiç değildi! Çünkü ortanın solunun yükseldiği
falan yoktu.
1980 yılında da, hem Kıbrıs’ta diklenmenin bedeli ödetildi bize,
hem Yunanistan’ın yeniden NATO’ya dönmesini veto etmeyecek bir Türk
yönetimine ihtiyaçları vardı, hem de Kızılordu Afganistan’a girmiş
ve İran’da da devrim olmuş olduğu için “hiç olmazsa burayı sağlama
almak” gerekiyordu... Moskova’nın Polonya’da Polonya ordusuna darbe
yaptırmış olması da bizimkini tetikleyiverdi.
ABD, BUGÜN BİR TÜRK DARBESİNE ANCAK ŞU ŞARTLARLA İZİN VEREBİLİR:
YENİ GELECEK OLAN YÖNETİM KUZEY IRAK’TA KÜRT DEVLETİ KURULMASINA
KARIŞMAYACAK, KIBRIS’TAN DA HEMEN ÇEKİLECEK!
Hangi babayiğit verecek bu güvenceyi? Dahası, iç tepkilere rağmen
nasıl uygulayacak?
Böyle bir güç bugün Türkiye’de yoktur. Atatürk’ü Anıtkabir’den
kaldırsanız, bunu yapamaz.
Çünkü meselelere “Osmanlı refleksiyle” yaklaşıyoruz ve Kıbrıs’ı
“almaktan” ya da “vermekten” sözediyoruz, sanki Eflak’ı alır
Boğdan’ı verirmişiz gibi...
Öyleyse güneydoğuyu “verecek” birini, herhangi bir Osmanlı
padişahını türbesinden çıkarıp getirseniz bile bulamazsınız.
EEE? ABD, TAM TERSİNE KIBRIS’TA VE GÜNEYDOĞUDA DİRENMEYE KARARLI
“ULUSALCILARI” MI İKTİDARA GETİRECEK? Bile bile kendi kalesine gol
mu atacak?
Böyle bir yönetim bir anda hem Amerika hem Avrupa tarafından nasıl
dışlanır, nasıl yapayalnız kalır, biliyor musunuz?
Çünkü o zaman hem Avrupa Birliği kapısını bize kapatmak zorunda
kalacak, hem de Büyük Ortadoğu Projesi ve “ılımlı demokratik İslam”
modeli iki seksen yatacaktır...
Vallahi isterseniz bir deneyin “o zaman biz de Hindistan ve Çin’le
ittifak kurarız” diyen egzantrik mütefekkirlerin parlak fikirlerini
de, başınıza gelecekleri seyredin...
Kendini dünyadan bu kadar koparmış bir Türkiye’ye gerek el
altından, gerek açıkça ödetilecek faturaları tasavvur etmek bile
istemiyorum. Yetmişli yılların sonlarını mumla ararız! Ölü sayısı
da bu kez yüzbinleri bulur.
Bütün yetersizliğiyle, bütün “tezkere kazalarıyla” falan, bugünkü
Türk iktidarı ABD açısından gene de en iyi çözümdür.