Engin Ardıç dayak mağduru mu?
Abone olKadınlarla ilgili kaleme aldığı yazısının ardından şimşekleri üzerine çeken Engin Ardıç'a tepkiler büyüyor...
Sabah Gazetesi Yazarı Emre Aköz’e bir konferansa katılmak üzere gittiği Dokuz Eylül Üniversitesi’nde bir grup kız öğrenci yumurta attı. Aköz kendisine yumurta atanları ve o anı köşesinde şöyle anlattı: “Saat 16.00 sularında rektörlük binasının önünde otomobilden indik. Hocayla birlikte kapıya doğru yürürken, cırtlak bir ses yükseldi. Necdet Şen’in 1980’lerde tartışmalara yol açan ‘Bacı’ adlı çizgi romanından fırlamış birkaç kara kuru kız bize doğru slogan atarak koşturmaya başladı. Yumurta tutan bir elin, havaya kalktığını fark ettim.” Aynı gazetenin yazarı Engin Ardıç, Aköz’ün tepki toplayan “Bacı romanından fırlamış kara kuru kız” tasvirine çok daha ağır bir ilave yaptı ve “Keşke o kızı tutup şap diye öpseydin Emre... Belli ki kimse öpmemiş... Belki de ossaat liberal kesilirdi!” diye yazdı. Böyle yazı olur mu, bir gazetecinin buna hakkı var mı?
İşte Habertürk'ten Gülin Yıldırımkaya'nın derlediği o görüşler...
'Ardıç’ın mizahi bir üslubu var, kırıcı ama hoşgörü göstermek gerekir’
Sabah Gazetesi Yazarı NAZLI ILICAK:
Engin Ardıç’ın mizahi bir üslubu var. Bir anlamda karikatür gibi... Bu açıdan da bir değerlendirme yapılabilir diye düşünüyorum. Bu sözleri ben söylemiş olsam tepki daha fazla ve haklı olurdu. Ama mizahi üslup içinde ifade ediyor Engin Ardıç ve tüm yazılarında da buna benzer bir üslup kullanıyor. Onun için, insanlar kırılabilir ama hoşgörü göstermeleri gerekir diye düşünüyorum.
‘Ya anneden kötü muamele gördü ya da gündeme gelmek istiyor’
Hürriyet Yazarı MEHTAP EREL:
Bir erkek kadınlara karşı bu kadar öfkeli ve hırçınsa bence; a) Çocukken annesi tarafından çok kötü muamele görmüş ve bu yüzden kadınlardan nefret etmiş olabilir, b) dikkat çekmek istiyor olabilir, “Ah bi yazı yazsam da Hıncal gibi beni de protestolayıp gündeme taşısalar, yoksa bu yeni yazarlar yüzünden işssiz kalacağız” diye endişe edip planlı hareket ediyor olabilir. Bunların dışında başka birtakım sebepler de geliyor aklıma.... Engin Ardıç için yazmadığım seçenekler dahil, yukarıdakilerin hepsi demek isterdim. Ama bir kadın olarak -Engin Ardıç’ınki dahi olsakimsenin annesini bu şekilde gündeme getirmek istemem. Kendisi diğer şıklardan birini seçsin.
MERVE'NİN ÇIPLAK AYAKLARINI GÖRÜNCE... |
'Merve'nin çıplak ayaklarını görünce, dedim ki içimden, kim bilir kaç aksakallı muhterem gece rüyasında, onun çıplak ayaklarının hayalini kurup asılmıştır...' ?? Nagehan Alçı'nın yazısını okumak için |
‘Bu edepsizlik midemi bulandırıyor, onlar gazeteciyse ben değilim’ Habertürk Yazarı BALÇİÇEK İLTER:
Olmuyor işte... Ne yazsak, ne söylesek, o maço, o hastalıklı erkek bakış açısından kurtulamıyoruz bir türlü. Üstelik o maço tavır müptezelliğin son boyutunda... Genç kadınların öpülerek kendilerine getirilmesi, akıllarının başına gelmesinin sağlanmasını savunuyorlar köşelerinde... Daha da ağırını söylemeyi hedefliyorlar aslında. Öylesine edepsizler. Ölen bir genç kadının arkasından “Su testisi su yolunda kırılır” diye yazıp, başroldeki erkeğe “kerata” diye sesleniyorlar. Ve biz hâlâ bu zihniyetlere iyi kalem, kıvrak zekâ, duayen gazeteci payeleri veriyoruz... Ve maalesef bu saldırgan, kadını düşük gören, seksist, ırkçı tavır başköşelerde... Midem bulanıyor. Öylesine midem bulanıyor ki, onlara gazeteci denilen bir alanda “Gazeteci“ olarak anılmaktan büyük utanç duyuyorum.
‘Öpersin düzelir, açarsın d.zülür’
Milliyet Gazetesi Yazarı MEHVEŞ EVİN:
Engin Ardıç, hızını alamayıp “bacı”ları öpmeye çağırmış meslektaşını. Belki böylelikle “ossaat liberal” kesilebilirmiş çirkin kızcağızlar! Acaba kadınların fiziksel özellikleri üzerinden ahkâm kesen, onları yola getirmeye yeltenen bu adamlar... Hiç aynaya bakıyorlar mı? Bakıyorlarsa, içlerindeki nefretin yansımasını görmeye dayanabiliyorlar mı? Sorarım, bu anlayışın dekolte yorumu yapan sözüm ona ilahiyatçıdan farkı ne? Kadınlar, onların gözünde, “erkeklikleri” kullanılarak şekillendirebilecekleri birer nesne. Mantık şu: “Öpersin düzelir, açarsın d.zülür.” Çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Eğer bu dilin sürmesine izin verirsek, kadına karşı şiddet bitmeyecek. Yarın öbür gün bu dil, sizin de kızınızı, sevgilinizi, arkadaşınızı, annenizi veya kardeşinizi zehirleyecek. Örtülü, örtüsüz... Solcu, liberal... Hiç fark etmez.