Enflasyon hedefine ince ayar yolda
Abone olMerkez Bankası'nın 21 Haziran 2012 tarihli Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti, Merkez Bankası'nın web sitesinde yayımlandı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, önümüzdeki
aylarda enflasyonun Nisan Enflasyon Raporu'na kıyasla daha olumlu
bir seyir izlemesinin beklendiğini bildirdi.
Özetin para politikası ve riskler bölümünde, Kurul, 2010 yılının
sonlarından itibaren uygulanan para politikası çerçevesinin,
ekonomide dengelenmeyi sağlayarak makro finansal riskleri azaltma
konusunda oldukça etkili olduğu değerlendirmesinde bulunurken,
özellikle tüketici kredilerinde gözlenen yavaşlama ile cari
işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin sürmesinin bu
değerlendirmeyi desteklediği, iktisadi faaliyetin ılımlı seyri ve
emtia fiyatlarındaki düşüşün de süregelen dengelenmeye katkıda
bulunduğu vurgulandı.
Enerji ve işlenmemiş gıda fiyatlarının Nisan Enflasyon Raporu'ndaki
varsayımlara kıyasla daha olumlu seyretmesinin enflasyon görünümünü
iyileştirdiğine işaret edilen özette, bu doğrultuda enflasyonda
Haziran ayında beklenen baz etkisi kaynaklı yükselişin tahmin
edilenden çok daha sınırlı olacağının not edildiği, ayrıca, küresel
büyüme görünümündeki zayıflamaya paralel olarak toplam talep
koşullarının da enflasyondaki düşüşe destek verdiği, bu çerçevede,
önümüzdeki aylarda enflasyonun Nisan Enflasyon Raporu'na kıyasla
daha olumlu bir seyir izlemesinin beklendiği bildirildi.
''Ek parasal sıkılaştırmaya gidilebilecektir''
Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nde şunlar kaydedildi:
''Bununla birlikte, enflasyonun bir süre daha hedefin üzerinde
seyredecek olması fiyatlama davranışlarına dair temkinli bir duruş
gerektirmektedir. Mevcut durumda orta vadeli beklentiler göreli
olarak istikrarlı bir seyir izlese de, Kurul üyeleri yıl sonu
enflasyon beklentilerinin hedefin belirgin olarak üzerinde olduğuna
dikkat çekmiştir. Dolayısıyla, gerekli görülen günlerde Nisan ve
Mayıs Kurul kararlarında ifade edilen ek parasal sıkılaştırmaya
gidilebilecektir.
Kurul, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle
para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını
belirtmiştir. Bu çerçevede, mevcut konjonktürde süregelen yukarı ve
aşağı yönlü risklere karşı, geniş faiz koridoru uygulaması ile
etkin likidite yönetiminin sağladığı hareket alanına sahip olmanın
önemi tekrar vurgulanmıştır. Alınan tedbirlerin krediler, yurt içi
talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip
edilecek, Türk Lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı
veya yukarı yönlü ayarlanacaktır.
Ayrıca Kurul, finansal istikrarı desteklemek amacıyla, Türk Lirası
yükümlülükler için tutulması gereken zorunlu karşılıkların döviz ve
altın cinsinden tesis imkanına dair getirilen esnekliğin bir miktar
daha artırılmasını uygun bulmuştur. Kurul üyeleri, bu
düzenlemelerin sermaye akımlarında gözlenen aşırı oynaklığın yurt
içi piyasalar üzerindeki olumsuz etkisini sınırlandırmayı
amaçladığını vurgulamıştır. Ayrıca, önümüzdeki dönemde uygun
şartlar oluştuğunda Türk Lirası zorunlu karşılıklar için döviz ve
altın cinsinden tesis edilebilen oranların sırasıyla yüzde 60 ve
yüzde 30 düzeylerine kadar, kademeli olarak artan fazla bulundurma
katsayılarıyla yükseltilebileceği hatırlatılmıştır.''
''Faiz dışı harcamalar büyük ölçüde kontrol
altında''
Kurul'un para politikası stratejisini oluştururken maliye
politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiğinin altı
çizilen özette, yılın ilk yarısında iç talepteki yavaşlamaya bağlı
olarak vergi gelirlerinin artış hızı düşse de gelinen nokta
itibarıyla faiz dışı harcamaların büyük ölçüde kontrol altında
olduğunun gözlendiği belirtildi.
Mevcut para politikası duruşunun Orta Vadeli Program'da (OVP)
belirlenen çerçeveyi esas aldığı, dolayısıyla mali disiplinin
devamını öngördüğü kaydedilen özette, bunun yanı sıra, Nisan
Enflasyon Raporu'nda yer alan tahminler, yönetilen/yönlendirilen
fiyatlarda 2012 yılının kalanı için belirgin bir artış
öngörülmediği, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin
olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü
olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da
güncellenmesinin söz konusu olabileceğinin altı çizildi.
Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf
açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesinin,
Türkiye'nin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak
fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyeceği vurgulanan
özette, bu yönde atılacak adımların aynı zamanda para politikasının
hareket alanını genişleteceği ve uzun vadeli kamu borçlanma
faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal
refahı destekleyeceği, bu çerçevede OVP'nin gerektirdiği yapısal
düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımların
büyük önem taşıdığı ifade edildi.