Enerji içeceklerine 3. durdurma
Abone olDanıştay, enerji içeceklerinin tebliğ hükümlerinin yürütmesini durdurdu.
Danıştay, enerji içeceklerinin bileşiminde bulunan maddelerin oranını belirleyen tebliğ hükümlerinin yürütmesini durdurdu. Bir vatandaşın, 27 Ocak 2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği'nin iptali ve bu tebliğdeki 5. maddenin (c) ve (d) bentlerinin yürütmesinin durdurulması istemiyle açtığı davanın ilk aşaması tamamlandı.
Adli tatil nedeniyle Danıştay 10. Dairesi yerine davaya bakan Danıştay Nöbetçi Dairesi, söz konusu tebliğin 5. maddesinin (c) ve (d) bentlerinin yürütmesini oy birliği ile durdurdu. Dairenin kararında, dava konusu tebliğle, daha önce iki kez yürütülmesinin durdurulmasına karar verilen tebliğin yürürlükten kaldırıldığı anımsatıldı. Tebliğin 5. maddesinin (c) bendinde tebliğ kapsamında yer alan ürünlerde kafein miktarının 150 mg/L'den, inasitolün 200 mg/L'den, gukoronolaktonun 2400 mg/L'den taurin'in 4000 mg/L'den fazla olmaması gerektiğinin düzenlediği kaydedilen kararda, dava konusu bu tebliğle, yürütmesinin durdurulmasına karar verilen tebliğe göre kafein miktarının 320 mg/L'den 150 mg/L'ye indirildiği belirtildi. Kararda, diğer maddeler yönünden önceki tebliğde belirlenen oranların dava konusu bu tebliğde aynen korunarak yürütmenin durdurulması kararının gerekleri doğrultusunda herhangi bir düzenleme yapılmadığına işaret edildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğu belirtilen kararda, hukuk devletinin, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendine bağlı sayan, yönetenlerin her türlü işlem ve eylemlerinin yargı denetimine tabi olan devlet olduğu anımsatıldı. Kararda, şu tespitler yapıldı: ''Gerçekte de bireylerin devlete karşı güven duyabilmeleri, maddi ve manevi varlıklarını serbestçe, korkusuzca geliştirebilmeleri, ancak hukuk güvenliğinin sağlandığı bir sistem içinde olanaklıdır. Bu durum karşısında hukuk devleti ilkelerinin yaşamda tutulması amacının sağlanması için bağımsız yargı kararlarına uymak kaçınılmaz bir zorunluluktur. Yürütmenin durdurulması kararları idareler yönünden uyulması zorunlu, bağlayıcılığı olan kararlardır. Öte yandan, idarelerce yargı kararı gereğince işlem tesis edilmekle birlikte tesis edilen işlemle yargı kararı gereğinin yerine getirilip getirilmediğinin de denetlenmesi gerekir. Bazı durumlarda yargı kararının yerine getirilmesi idarelerce bir formalitenin yerini getirilmesi olarak uygulanmakta ve bu tür uygulamalarla idare, yargı kararını etkisiz kılmayı, onu yok saymayı amaçlamaktadır. Bu durum, şekil olarak ortada bir işlem bulunmasına karşın içerik olarak yargı kararının gereğinin yerine getirilmemesi şeklinde karşımıza çıkmaktadır.''
''YARGI KARARLARI ETKİSİZLEŞTİRİLİYOR''
Kararda, dava konusu uyuşmazlıkta ise enerji içecekleri yönünden bileşiminde bulunması gereken bazı maddelerin oranları konusunda Danıştay 10. Dairesinin verdiği kararlara karşın, idarenin, yürütmenin durdurulması kararlarında belirtilen gerekçeler doğrultusunda düzenleme yapmadığı vurgulandı. Kararda, idarenin, anılan kararların biçimsel olarak uygulandığını göstermek amacıyla küçük çaplı değişiklikler yaparak önceki tebliğlerdeki düzenlemeleri dava konusu bu tebliğle ayakta tuttuğuna işaret edildi. Kararda, şöyle denildi: ''Buna göre daha önce yargı yerince verilen yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne ilişkin kararların biçimsel olarak uygulanmasını sağlamak üzere ve anılan yargı kararlarını etkisizleştirmek amacıyla yürürlüğe konulan ve içerik itibariyle daha ence verilen yürütmenin durdurulması kararlarında belirtilen gerekçeler doğrultusunda düzenleme içermeyen tebliğin 5. maddesinin (c) ve (d) bentlerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.'' Davalı Tarım ve Köyişleri ve Sağlık bakanlıkları bu karara itiraz edebilecek. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.