Enerji devlerine savaş açan köy
Abone olÜstünde yaşadıkları topraklar yavaş yavaş yok olan köylüler, 24 dev enerji şirketine, küresel ısınmaya sebep oldukları için rekor tazminat davası açtı.
Alaska’daki Kivalina Köyü, küresel ısınmanın ilk kurbanı olarak
biliniyor. Üstünde yaşadıkları topraklar yavaş yavaş yok olan
Kivalinalılar, 24 dev enerji şirketine, küresel ısınmaya sebep
oldukları için 400 milyon dolarlık tazminat davası açtı.
Kivalina, Alaska’da, tam Bering Boğazı’nın kıyısında yer alan
ABD’ye bağlı minicik bir köy. 55 tane ahşap evden oluşuyor. Köyde
sadece 400 kişi yaşıyor. Fakat bu 400 kişi dünyanın gündemine
oturan bir davanın kahramanı oldular. Kivalınalılar, küresel ısınma
sonucu denize karışan köylerinin hesabını sormak için ABD’nin dev
enerji şirketlerinin karşısına geçtiler. Aralarında Exxon Mobil, BP
America, Conocco Philips ve American Electric Power’ın da bulunduğu
24 şirkete, küresel ısınmaya sebep oldukları gerekçesiyle dava açan
köylüler, bu şirketlerden, iklim değişikliğinin Kivalina’ya verdiği
400 milyon dolarlık zararın ödenmesini istiyorlar.
Küresel ısınma sonucu kutuba yakın bölgelerde buzlanmanın daha geç
başlaması, Kivalina için kötü günlerin başlangıcı oldu. Çünkü
Kivalina’yı her kış ve sonbaharda fırtınalara karşı koruyan buz
tabakası oluşmamaya başladı. Şiddetli dalgaların, toprak erozyonuna
neden olmasına engel olan buz kütleleri olmayınca, Kivalina
dalgalara karşı korunmasız kaldı. Şiddetlenen fırtınalar, aşırı
dalgalanma ve buzların olmaması bu küçük köyde hızlı bir toprak
erozyonu gerçekleşmesine neden oldu. Birkaç senenin içinde, 55
haneli köyün evleri denizin içinde kalıp, yıkılma tehlikesiyle
karşı karşıya kaldı. Köyde yeni bir ev yapacak kara parçası
kalmadı.
KÖY TAŞINACAK, AMA PARA BULUNAMIYOR
İki yıl önce, belki dalgaları tutar da erozyonu engeller diye deniz
kıyılarına, kum ve çakıl taşlarıyla doldurdukları plastik
torbalardan oluşan bir baraj kurdular. Fakat köyü vuran fırtınalar
o kadar güçlenmeye başladı ki, kum ve çakıl taşı ile dolu, her biri
2 metreküp hacminde beş bin plastik torbanın çoğu savrulup gitti.
Artık bu kara parçasında kalamayacakları anlaşıldığı için, Kivalina
köyünün, şu an bulunduğu bölgeye 12 km. uzaklıktaki yeni bir yere
taşınması söz konusu. Fakat bu işlem çok masraflı. ABD ordusunda
çalışan mühendisler ve ABD hükümetinin hazırladığı raporlar
gösterdi ki taşınma için 400 milyon dolara yakın bir bütçe
gerekiyor. Alaska eyaleti ile bu değişimin finanasmanı konusunda
anlaşamadıkları için, Kivalinalılar 15 yıldır köylerinin
ayaklarının altından kayıp gitmesini izliyor ve taşınma işi de
sürekli erteleniyor.
Bu yüzden Kivalinalılar, hayatlarını kökten değiştiren bu soruna
sebep olduklarını düşündükleri 24 enerji şirketine dava açtılar ve
zararlarının tazmin edilmesini istediler. Başta Exxon Mobil
Corporation olmak üzere 9 petrol, 14 elektrik ve bir kömür şirketi
hakkında dava açan köylüler, bu 24 firmanın yaydıkları sera gazının
büyük oranda küresel ısınmaya sebep olduğunu, bu durumun Kivalina
halkının varlığını tehdit ettiğini ve burada kamuya zarar
verildiğini iddia ediyorlar.
Dava 26 Şubat günü, Kaliforniya eyaletinin San Francisco şehrinde,
bir eyalet mahkemesinde açıldı. Kaiforniya’nın seçilmesinin nedeni
davada bahsi geçen firmaların hepsinin Kaliforniya’da
temsilcilikleri olması. Amerikan yasalarına göre, bir firma hakında
dava açabilmek için dava açtığınız eyalette firmanın temsilciliği
olmak zorunda.
MÜCADELEMİZ TÜTÜN ÜRETİCİLERİNE KARŞI VERİLENE BENZİYOR
Aralarında Exxon Mobil, BP America, Conocco Philips, American
Electric Power, Chevron, Peabody Energy, Duke Energy ve Southern
Company’nin bulunduğu sekiz şirkete ise, sadece sera gazı yaymak
değil, bilinçli olarak küresel ısınma ile ilgili halkı yanlış
yönlendirmek suçundan da dava açtılar. Bu şirketleri, halkı ve
küresel ısınma kurbanlarını, küresel ısınmanın insan eliyle
gerçekleştirilmediğine ikna etmek için özel çaba sarfetmekle
suçluyorlar.
Davanın açılmasında önemli rol oynayan ve Kivalina’nın savunmasını
yürüten ekipte yer alan ‘Yerel Amerikalıların Hakları Fonu’nun
(NARF) basın sözcüsü Ray Ramirez, NTVMSNBC’ye yaptığı açıklamada,
“İklim değişikliği ve Alaska’da oluşan maddi zararlar arasındaki
bağlantı Kivalina davasında çok güçlü. Fakat büyük petrol
şirketleri insan eliyle gerçekleşen bu iklim değişikliğini örtbas
etmek için, özel çaba sarfediyor. Ve bu durum tütün endüstrisinin,
sigaranın zararlarını saklamak konusunda gösterdiği çabaya
benziyor. Yani sadece sera gazını yaymak değil, insanları yanlış
bilinçlendirmek de bu davanın konusu. Zaten enerji firmalarının,
küresel ısınma hakkında yayınladıkları yanıltıcı araştırmaları
hazırlayan bazı bilim adamları, eskiden tütün firmalarının yararına
da çalışıyordu” ifadelerinde bulundu.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ HUKUK GÜNDEMİNE OTURTACAĞIZ
Dava edilen şirketler enerji sektörünün devleri olduğu için,
hepsinin arkasında inanılmaz büyük hukuk büroları, hatta deyim
yerindeyse ‘hukukçusu ordusu’ var. Ancak Kivalina da bu davada pek
yalnız sayılmaz, çünkü tam altı hukuk bürosu ile ‘Yerel
Amerikalıların Hakları Fonu’ ve ‘Irk, Fakirlik ve Çevre
Merkezi’nden oluşan deneyimli bir avukat ve gönüllüler ekibi
Alaska’nın bu ufak köyünü savunuyor. Kivalina’yı savunanlar
arasında, çevre konularında uzman olan avukat Matt Pawa, Eskimo
hakları konusunda uzman olan NARF’den Heather Kendall Miller ve
1990’larda ABD’de tütün endüstrisine karşı hukuki bir savaş
yürütmüş Steve Berman ve Stephen Susman var.
NARF’den Kendall-Miller Kivalina’yı savunan ekibi şöyle
değerlendiriyor: “Irk, Fakirlik ve Çevre Merkezi ile oluşturduğumuz
ortak avukat ekibiyle dünyada ilk kez iklim değişikliğinin maddi
zararının tazmini için endüstri sektörüne karşı çalışmaya başladık.
Davada bizimle beraber olan özel firmalar iş gücü ve deneyim, biz
ise davayı açan kişilerle güçlü ilişkilere sahibiz. Böylelikle
iklim değişikliğini hukuk gündemine oturtmak istiyoruz.”
TÜTÜN DAVASINDA DERSİMİZİ ALDIK, ARTIK ROMANTİK ARGÜMANLAR YOK
Kivalina’yı savunan avukatlar, tütün endüstrisine karşı
savaşlarında derslerini aldıkları için bu davada daha gerçekçi
davrandıklarını ve dilekçelerinde romantik argümanlar kullanmaktan
kaçındıklarını söylüyorlar. Heather Kendall Miller bu davada daha
bilinçli davranmaya çalıştıklarını, Alman Spiegel dergisine şöyle
anlatıyor: “Davalının tek bir kişi değil, bir topluluk olması
lazım. Böylece dava konusu hakkında istatistiklere ulaşılabiliyor
ve genelleme yapılıyor. Yani bu durumda Kivalina hangi fabrikanın
ne kadar karbon saldığını hesaplamak zoruda değil. Sadece aradaki
bağı istatiksel olarak göstermek durumunda. Ayrıca bu davada
kültürün ve yaşam alanının yok olması gibi soyut zararladan
bahsetmiyoruz, gerçekten köy taşımanın somut masrafı için tazminat
istiyoruz” diyor.
Önümüzdeki günlerde dava edilen firmalar savunmalarını yazacak ve
mahkemeye teslim edecek. Mahkeme bunun ardından davayı kabul edip
etmeyeceğini açıklayacak. Zaten esas mücadele de bundan sonra
başlayacak. Yargı kararının ne yönde çıkacağı belli değil, ancak
Kivalina devlere karşı duran bir köy olarak tarihe şimdiden geçti.
Eğer Kivalina mücadelesinden başarıyla çıkarsa, onun gibi yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya olan 8 Alaska köyü daha hukuk
mücadelesine girişmeyi planlıyor.