Endişe nedir ve nasıl geçer?
Abone olEndişe ve kaygı neden olur? Endişe yüzünden uykusuzluk, mutsuzluk yaşıyor musunuz?
Endişeler, kaygılar hiç aklınızdan çıkmıyor, sizi yorgun ve
gergin yapıyorsa bu yazıyı mutlaka okuyun. Dr. Başak Demiriz'in
bizlere çok faydalı tavsiyeleri var...
Danışan: Son zamanlarda kendimi yorgun hissediyorum, bir türlü
dinlenemiyorum, bu da bende daha fazla gerginliğe neden oluyor. Bu
aralar çok fazla şey var kafamda. Bir sürü şeyi halletmem lazım,
biraz da kaygılı ve bıkkınım galiba. Nereden başlasam
bilemiyorum.
Dr. Başak: İsterseniz önce sizi en çok rahatsız eden
konudan veya sıkıntıdan başlayalım.
Danışan: Bu günlerde gelecekle ilgili çok kaygılarım var ve gece
uyumakta güçlük çekiyorum.
Dr. Başak: Gece uyumakta güçlük çekmenize sebep olabilecek
herhangi bir fiziksel rahatsızlığınız var mı? Bunu araştırmak için
bir hekime başvurdunuz mu?
Danışan: Evet, evet bu benim de aklıma geldi, ama tahlillerim
normal çıktı, psikolojik olduğunu düşünüyorum.
Dr. Başak: Genel endişeler, kaygılar uykusuzluğa neden
olabildiği gibi hüzün, mutsuzluk gibi depresif duygular da insanın
uykusunu kaçırabilir. Yaşadığınız duygulara odaklanırsanız
hangisini daha çok hissediyorsunuz? Endişe mi, hüzün
mü?
Danışan: Sanıyorum endişe... İşler pek iyi gitmiyor bu sıralar,
malum kriz de var. Bazen işin içinden nasıl çıkacağımı bilmiyorum.
Aslında aklımda çok güzel fikirler de var, ama bunları uygulayacak
enerjim yok.
Dr. Başak: Anladığım kadarıyla enerjinizi daha çok “Nasıl
yaparım, ya olmazsa, başarabilecek miyim, ya herşey daha kötüye
giderse” gibi düşüncelere harcıyorsunuz.
Danışan: Doğru, aklımdan bu düşünceler geçiyor, ama engel
olamıyorum. Galiba içimde bir korku var. Başarısız olma
korkusu.
Dr. Başak: İçinizdeki korkulara aslında aklınızdan geçen
düşüncelerin sebep olduğunu size göstermek istiyorum. İşinizle
ilgili düşünürken kendinize “Bu proje çok başarılı olacak” derseniz
ne hissediyorsunuz?
Danışan: Önce iyi hissediyorum, ama sonra ikinci ses hemen “Nereden
biliyorsun, ya olamazsan” diyor.
Dr. Başak: Çok iyi yakaladınız. Hepimizin aklından bu iki
ses geçer, hatta bazen aynı anda. Ama işin kötü tarafı genellikle
“Ya başarılı olamazsan” diyen sese inanmayı tercih ederiz. Şu anda
size sorsam, başarılı olup olamayacağınızı biliyor musunuz? Sizce
yüzde kaç başarılı olacaksınız?
Danışan: Tam bilemiyorum tabii, ama en azından yüzde 50 başarılı
olma şansımın olduğunu düşünüyorum.
Dr. Başak: Harika, yani yüzde 50 başarılı olma şansınız
var.
Danışan: Evet, belki biraz daha fazla aslında, ama neyse yüzde 50
diyelim.
Dr. Başak: Anlaştık. Öyleyse kendinize “Yüzde 50 başarılı
olma ihtimalim var” dediğinizde ne
hissediyorsunuz?
Danışan: Başarılı olma ihtimalimin olduğunu düşünmek hoşuma
gidiyor.
Dr. Başak: Ne zaman endişe hissediyordunuz hatırlıyor
musunuz?
Danışan: Evet aslında şimdi fark ettim ki ben daha çok “Ya
başarısız olursam” diye düşünüyorum.
Dr. Başak: Yani neredeyse kendinizi, başarısız olma
ihtimaline inandırdınız. Oysa bu ihtimal sadece yüzde 50’ydi. Bazen
yüzde 50 olan negatif düşünce bizi öyle bir içine alır ki biz onun
gerçek olduğuna inanmaya başlarız. Objektif olmaktan uzaklaşır,
negatif düşünceler içinde kayboluruz. Böyle zamanlarda iyi
hissetmek mümkün değildir.
Danışan: Doğru söylüyorsunuz, “Ya başarısız olursam” diye diye
önümü göremez oldum, bana eskiden heyecan veren projelerden
korkmaya başladım.
Dr. Başak: Dahası, tüm enerjinizi bu korku ve endişelerle
baş etmeye harcıyorsunuz ve aslında gerçek potansiyelinizi tam
kullanamadığınız için de başarısız olma ihtimalinizi
artırıyorsunuz.
Danışan: Bunu çok iyi anladım da uygulaması nasıl olacak?
Anlattığınız kadar kolay mı?
Dr. Başak: Elbette kolay değil, çünkü yıllardır alıştığınız
düşünce tarzınızı bir saatte değiştirmek mümkün değil. Ama adım
adım üstüne gidebilirsiniz.
Danışan: Ne yapmam gerek?
Dr. Başak: Kaygılarınızın arttığını hissettiğinizde hemen
kendinize sorun: “Kendime neler diyorum?” Olumsuz hissediyorsanız,
kendinize mutlaka olumsuz bir şeyler söylüyorsunuzdur. Örneğin
“Beni anlamayacaklar,” “Yetiştiremezsem rezil olurum” vs. Böyle
düşünceleriniz var mı?
Danışan: Olmaz mı! Her zaman var. Hiç susmuyorlar ki!
Dr. Başak: Bir örnek verir misiniz?
Danışan: Evet, mesela şimdi sizden çıkınca ya arabamı çekmişlerse.
Bunu düşünmek bile içimi sıkıyor.
Dr. Başak: Arabanızın çekilmiş olabileceğini
düşünüyorsunuz.
Danışan: Evet, tam bir felaket!
Dr. Başak: Bunu düşünmek sizi şu anda kaygılandırıyor. Yani
aslında şu anda arabanızın çekilip çekilmediğini
bilmiyorsunuz.
Danışan: Doğru; bilmiyorum, ama olabilir.
Dr. Başak: Kanıtınız var mı?
Danışan: Yok, ama yüksek ihtimal.
Dr. Başak: Yüzde kaç ihtimal?
Danışan: E, hadi buna da yüzde 50 diyelim. Anladım, diyeceksiniz ki
“Yüzde 50 de çekilmemiş olabilir.”
Dr. Başak: Öyle diyecektim, çünkü ben çekilmeme ihtimalini
de düşündüğümde kaygılanmadığımı biliyorum. Bu aslında kendimi
kandırmak değil. Eğer kendinizi kandırdığınızı hissederseniz başka
bir soru da sorabilirsiniz: “100 kere buraya park ettiysem, kaç
kere çekildi bu güne kadar?”
Danışan: (Gülerek) Aslında hiç çekilmedi.
Dr. Başak: Siz yine de endişeleniyorsunuz, ama sanırım şu
anda ne için endişelendiğinizi anladınız.
Danışan: Evet, sadece düşünce, hatta şimdiye kadar gerçekleşmemiş
bir düşünce.
Dr. Başak: Bu basit bir örnekti. Burada anlatmaya
çalıştığım şuydu: Çoğu zaman, aslında gerçek olması çok güç olan
olayları gerçek gibi algıladığımız için kaygılanırız. Yani hep bir
sonraki adımı düşünürüz, ama maalesef o bir sonraki adımın negatif
olacağı konusuna kendimizi öyle inandırırız ki bundan endişe
duymak, kaygılanmamak imkansızdır. Hemen hemen tüm korku ve
kaygıların altında buna benzer düşünceler yatar.
Sokakta yürürken karşı kaldırımda yürüyen bir köpekten korkan bir
kişi, örneğin, köpeğin kendisine saldıracağını hayal ederse çok
büyük bir kaygı yaşar. Oysa hayatında birçok kere köpek görmüş ve
köpek ona bir kere bile saldırmamıştır. Ama sadece olabilecek bir
‘tehlike’yi hayal ederek yoğun bir kaygı yaşar. Siz de yine endişe,
korku yaşadığınızı fark ettiğinizde kendinize sorabilirsiniz:
“Bunun olma ihtimali ne?” Kendinize verdiğiniz gerçekçi ve objektif
cevaplar sayesinde kaygınızla baş etmeyi
öğrenebilirsiniz.
Danışan: Bu soruları kendime sormayı hatırlayacağım. 1. Kanıtın var
mı? 2. Bunun olma ihtimali ne?
Dr. Başak: Aklınıza sağlık!
(Kaynak: )