Türkiye’nin en pahalı, dünyanın ise 4. pahalı evi olarak bilinen İstanbul Yeniköy’deki Erbilginler Yalısı, 100 milyon euroya Katarlı iş adamı Abdulhadi Mana A SH Al-Hajri’ye satıldı. Tapu kayıtlarına göre Yeniköy Köybaşı Caddesi üzerinde bulunan yalı ve köşkler, 295 ada 1 parsel ile 297 ada 11,12,13 parsellerde yer alıyor. Katarlı iş adamına geçen gayrimenkulde Erbilginler Yalısı’nın yanı sıra 2 ayrı köşk de bulunuyor. El değiştiren gayrimenkul toplam 4 parselden oluşuyor ve Köybaşı Caddesi’nin her iki tarafında da yer alıyor Forbes Dergisi’ne göre Türkiye’nin en pahalı yalısı unvanına sahip Erbilginler Yalısı, dünyanın en pahalı 4. pahalı evi olarak gösterildi. Forbes’un geçen temmuz ayında yayınladığı “Dünyanın En Pahalı 10 Evi” listesine dördüncü sıradan giren Erbilgin Yalısı. Bu sıralamayla bir anda gündemin üst sıralarına oturan yalı, sahiplerinin servetiyle daha da merak uyandırdı. Yalının sahibi Sani Müfit Erbilgin geçmişte “Barajlar Kralı” olarak tanınmış bir müteahhit. Üstelik Erbilgin sadece adı geçen yalıya değil, “Burhanettin Bey Yalısı ve Mahiyet Konutları” olarak anılan alanın tümüne sahip. Yeniköy’ün en gözde lokasyonu Köybaşı Caddesi üzerinde ve yalının tam karşısında yer alan bu arsa toplam 3 bin 600 metrekare. Erbilgin’in katlarını kiraya verdiği biri üç (900 metrekare), diğeri dört katlı (1200 metrekare) bu köşklerin şimdiki sakinleri arasında ise Sarar Giyim’in patronu Cemalettin Sarar ile Mahzar Alanson ve Nil Karaibrahimgil gibi sanatçılar var. Erbilgin Yalısı, tam anlamıyla Boğaz’ın serin sularıyla iç içe. Ahşap cephesinin yarattığı mütevazı görünümüne rağmen, İstanbul’un tüm şaşaalı güzelliğini barındırıyor. Bu zenginliğini de her köşesinde cömertçe sergiliyor. Üstelik Osmanlı döneminin izleri de her adımınıza eşlik ediyor. Yalı, köklü bir maziye sahip olduğu için bundan önce sırasıyla Burhanettin Efendi Yalısı ve Mısırlılar Yalısı olarak anılmış. 1785 yılına ait tapudaki ilk kayıtlarda saatçi Hacı Panayot ismine rastlanıyor. 1887 yılında Hariciye Bakanı Mahmut Münir Paşa’ya, onun vefatından bir süre sonra da Enver Paşa’nın annesi Ayşe Pervin ile Şükriye Ulviye Hanım’ın mülkiyetine geçtiği biliniyor. 1911 yılına gelindiğinde ise II. Abdülhamit, yalıyı çok sevdiği oğlu Burhanettin Efendi için satın almış. Cumhuriyetin kurulma aşamasında Osmanlı hanedanı elindeki mülkleri kaybederken o zamanki adıyla Burhanettin Efendi Yalısı’na da Mı- sırlı Ahmet İhsan Bey talip olmuş. Yalıyı 1984 yılında Erbilgin’e satan ise Ahmet İhsan Bey’in çocukları olmuş. Toplam 3 bin 633 metrekare kullanım alanı olan yalının toplam 64 odası bulunuyor. Boğaz’a bakan cephesinin uzunluğu ise 60 metre. Yani Boğaz’daki en uzun kıyıya sahip yalılardan biri. Yalının genel hatları ise sade ama görkemden uzak olmayan ‘ampir üslubu’ taşıyor. Girişteki büyük salon ise 650 metrekarelik alanıyla dikkat çekiyor. Boğaz’a ve yalının mavi çam, manolya, palmiye gibi ağaçlarla yeşillendirilmiş bahçesine bakan bu salonda, göze ilk çarpan ayrıntı altın varaklı süslemeler. Tabii bir de ipek halılar…