En masum 'fast-food' simit

Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nde görev yapan Prof. Dr. Yasemin Beyhan, "simit, ayran, peynir, sebze veya meyveyle tüketilirse, tüketildiği öğüne ve tüketim miktarlarına bağlı olarak bireyin besin gereksinimlerini karşılama açısından iyi bir besin'' dedi. Beyhan, 'fast-food'un, insanları tek yönlü beslenmeye ittiğini, bu tür beslenmenin, diğer besinlerle takviye edilmemesi halinde, sağlıklı yaşam için gerekli olan protein, vitamin ve mineral eksikliğine neden olabileceğini belirtti. Pişirme yöntemleri yönünden de olumsuzluklar bulunabileceğine değinen Beyhan, sağlıklı pişirme koşulları uygulanmadığında bu tür besinlerde kanser yapıcı moleküllerin oluşabileceğini söyledi. Özellikle proteinli ürünlerde, pişirme ilkelerinin sağlık açısından daha da ön plana çıktığını vurgulayan Beyhan, kanserojen risk açısından, kömür ateşine yakın yapılan döner ve köfte ile yanmış yağda kızartılan yiyeceklerin tüketilmemesi gerektiğini açıkladı. 'Tek başına tüketilmemeli' Geleneksel yiyeceklerden olan simitte, pişirme yöntemi açısından, yağda kızartma ve etlerin kömür ateşine yakın ızgara edilmesine kıyasla bir olumsuzluk bulunmadığını dile getiren Beyhan, simidin de tek başına tüketilmesi durumunda diğerleri gibi tek yönlü beslenmeye neden olabileceğine belirtti. Beyhan, "sadece çayla tüketilmesi halinde protein, vitamin ve mineral açısından eksikliğe neden olur" dedi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Diyet Uzmanı Seyhan İnce de ''bizde kızartmadan daha çok ızgara, fırında pişirme usulü yaygın. Batıda ise daha çok yağda kızartma yapılır" dedi. "Türk kültüründe 'fast-food' olarak döner, lahmacun, balık ekmek, simit ve tost sayılabilir" diyen İnce, "simit ise en zararsızı'' yorumunda bulundu. İnce, yapılan araştırmalarda, 40 yaş üzeri olan kalp krizi riskinin de çok sık tüketilen 'fast-food' yiyeceklerle 20'li yaşlara indiğini sözlerine ekledi.