ABD Başkanı George Bush’un Irak ve Afganistan savaşlarının damga vurduğu 8 yıllık başkanlık dönemi bugün bitiyor. Bush’un başkanlığı 11 Eylül 2001 saldırılarının ruhsal sarsıntılarıyla başladı, 1930’dan beri görülen en derin ekonomik krizle noktalandı. Oysa o yaptığı her şeyden gurur duyuyor. Bush, “8 yılda neler verdiğimi biliyorum, popüler olmak için ruhumu satmadım. Evime dönmeye hazırlanırken, aynada kendime bakıyorum ve gördüğümle gurur duyuyorum” dedi. Bush en büyük başarısının ülkesini yeni saldırılardan korumak olduğunu açıkladı ancak Usame Bin Ladin hala saklanıyor. Bush, terör zanlılarını Guantanamo’ya kapatırken, zanlılarını konuşturmak için işkence denebilecek yöntemlere izin verdi. İzin almaksızın Amerikalıların telefonlarını dinletti. Bush’un Irak’a savaşı haklı çıkarmak için özgürlüğün yayılması gibi büyük ilkeleri ya da Saddam Hüseyin’in kitle imha silahlarına sahip olduğu argümanı ise boş çıktı. Ebu Garib cezaevindeki işkencelerin yarattığı skandal, savaşın başlamasından birkaç hafta sonra ülkenin iç savaşa sürüklenmesi de Bush’u haksız çıkaran diğer gelişmeler oldu. Newsweek dergisine “kimseyi dinlemeyen başkan” olarak kapak olan Bush hakkında, “Önceki başkanlardan Bush’un oğlu olmasaydı bir hiç olurdu” ya da “2000’deki seçim zaferini, Florida’daki oyların sayımındaki hileye borçlu gibi” sözler sarf edildi. Bazı demokratlar Bush’un tarihe “ABD’nin en kötü başkanı” olarak geçeceğini düşünüyor. Bush, uyarı alametleri karşısında iflas etti. Mali türbülans ve mevcut krize neden olan deregülasyonu teşvik etti. Clinton yönetiminden kalan bütçe fazlasını, Obama’ya milyarlarca dolarlık bütçe açığı olarak devrediyor. Bush, teröre karşı savaşın gerçek cephesi Afganistan’da görev yapabilecek kuvvetleri Irak’a göndermeyi tercih etti ve devirdiği Taliban’ın toparlanmasına olanak sağlamış oldu. Ama ABD, 25 milyon Afganlıyı “özgürleştirdi.” Bu yaz ABD Afganistan’daki askeri birliklerin sayısını ikiye katlamaya hazırlanıyor. Kyoto protokolünü onaylamayı reddederek ve atmosfere sera gazı etkisi salımı kotalarını uygulamayarak Bush, kötüyü kötüleştirdi. İSRAİL-FİLİSTİN CEPHESİ Bush, 2007’de bu meseleye sırtını döndü ve büyük müttefiki İsrail’in çıkarlarına hizmet etti. Yönetimi, Hamas’ın Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirmesine olanak sağlayan seçim sonuçları konusunda yanıldı. Ama Bush, İsrail ile birlikte var olan bir Filistin devletinin kurulması için çağrıda bulunan ilk ABD Başkanı oldu ve bu fikrin bölgede güçlenmesini sağladı, müzakereleri başlattı İRAN ABD’nin gerçek bir diyalogu reddetmesiyle İran uluslararası topluma meydan okumayı ve aşırı hassas nükleer faaliyetlerini sürdürdü. Ama Bush, uluslararası ittifakı oluşturdu ve İran rejimine artan baskı olanakları bıraktı. ORTADOĞU Bush, istikrarsızlığı ve uyuşmazlığı ile aşırı uçları ve İran’ı güçlendirdi. Ama Irak ve Lübnan’da demokrasi davasını ilerletti, İran karşısında ABD müttefiklerini güçlendirdi.