En iy futbolcu seyirci olacak
Abone olFormula 1 pistinden sahalara taşınan bu yeni teknoloji ile maçı futbolcu gözü ile izleyebileceğiz...
Digiturk, yakında futbolcuların üzerine mikro kamera
yerleştirerek, TV izleyicisine maçı en sevdiği futbolcunun gözünden
izletmeye hazırlanıyor. Bu teknoloji Formula 1 pistlerinden yeşil
sahalara taşınıyor. Hayal etmenin sonu yok. İşin en güzel yanı da
bu hayallerin bir bir gerçeğe dönüştüğüne tanıklık etmek. Digitürk
Genel Müdürü Ertan Özerdem'in anlattıklarını okuyunca ne demek
istediğimi anlayacaksınız. Sadece görüntü ve ses ileten bir
cihazdan olmaktan çıkıp, interaktif hale gelen ve izleyiciyi bilgi
bombardımanına tutan televizyon sayesinde, sporsever ya da
müziksever müthiş keyifli ve eğitici vakit geçireceğe benziyor.
Düşünsenize Fatih Terim fanatikleri, yakında isterlerse Galatasaray
maçlarını Terim'in gözüyle seyredebilecek! Tüm bunları bize
sağlayan da digital platform. Konuya uzak olanları da
yakınlaştırmak için size öncelikle digital platform'la ne denmek
istendiğini özetleyeyim. Örneğin Digitürk'ü ele alalım. Şirket, 15
uydudaki çeşitli kanallarla sözleşme yapıyor. Bu kanalları çeşitli
antenlerle alıp kendi binasında topluyor ve digitale çeviriyor.
Sonra da kendi özel kiraladığı uyduya çıkarıp, evlere sinyalleri
dağıtıyor. Aboneler de evlerine bir uydu alıcı koyarak, digital
yayına ulaşıyor. Böylece bu sisteme abone olan, televizyonunu
açtığında, ona ismiyle hitap eden, çeşitli sorular soran ve cevap
bekleyen, kumandayı kullanarak bin bir türlü bilgiye ulaşan bir
sistemin karşısında buluyor kendini. Peki bizleri ne sürprizler
bekliyor? İşte bu sürprizleri de Digitürk Genel Müdürü Ertan
Özerdem'den dinliyoruz. * Digiturk kullanıcısı olarak, şu anda ben
televizyonumla interaktif bir durumda olduğumu söyleyebilirim.
Televizyonumu her açışımda bana sürekli sorular soruyor. Geçenler
de televizyondan mesaj dahi geçtim. Bu iş nereye gidiyor? Digital
platformun gelecekteki sürprizlerini anlatır mısınız? Bu iş öyle
yerlere doğru gidiyor ki, şu anda sadece hayalini kurduğumuz şeyler
gerçek olacak. Yeni teknolojileri Digiturk olarak çok yakından
takip ediyoruz. İletişim teknolojisi GSM, digital teknoloji ve
internet olmak üzere üç bölüme ayrılıyor. Şu anda bu üçü birbirine
çok yaklaştı. Şimdi zaten cep telefonundan fotoğraf ve elektronik
posta göndermeye başladık. Biz neler yapacağız onlardan bahsedeyim.
Digiturk'de şu anda izlediğiniz bir kanalla ilgili bilgiyi zaten
hemen info'ya basıp alıyorsunuz. Üzerinde çalıştığımız projeleri
hayata geçirince, diyelim Mezzo kanalında bir klasik müzik konseri
izliyorsunuz. Bir kemancı dikkatinizi çekiyor. Onun daha önce
nerelerde çalıştığını, hangi konserlerde yer aldığın vs. merak
ediyorsunuz. Kumandanızı elinizi alıp, oku kemancının üzerine
tıklatacaksınız ve kemancı hakkındaki bütün bilgiler TV ekranına
dökülecek. Ya da adamın çaldığı kemanı kimin imal ettiğini merak
ettiniz. Yine aynı işlemi yapıp, keman hakkında bilgi alacaksınız.
* Televizyon tam anlamıyla eğitim kutusuna dönüşecek o zaman?
Babalar ve anneler bu işe çok sevinecek! Çocuğuyla birlikte
hayvanlar alemini seyreden bir baba var. Bir sözlü anlatım var ama
işte çocuk bununla yetinmiyor. Başlıyor sormaya, 'Baba bu aslanın
neden burda yelesi var? ' Çocuk aklına takılan herşeyi sıralıyor,
baba cevap veremiyor. İşte o zaman yine tıklayabilecek. Ekranla
interaktif olacak ve bütün bilgiyi bulacak. * Şu interaktif olma
konusu sanırım en çok futbol severlerin işine yarayacak. Onlar için
de düşünülen yenilikler var mı? Şimdi artık kameralar minicik.
Örneğin Hakan Şükür'ün formasına kamerayı takacağız. Şükür sahada
koşuyor. Kamera da onunla. Ekranda 'Hakan Şükür gözüyle Galatasaray
maçları' diye bir buton olacak. Ona bastığınız anda, Hakan Şükür'ün
gözüyle maç izleyeceksiniz. Şükür, sağa kaçıyor, sola kaçıyor, topa
vurmaya çalışıyor. Siz de onunla birlikte topu takip edeceksiniz.
Veya Fatih Terim gözüyle maç izlemek mümkün olacak. Şu anda zaten
biz üç farklı kameradan çekmeye başladık maçları. İsteyen istediği
kameradan izleyebiliyor. İsteyen kale arkasından, isteyen ana
kameradan ya da üçüncü kameradan seyredebiliyor. Diyelim siz
takımınızın sadece hücum yaparken ki pozisyonlarını izlemek
istiyorsunuz, o zaman kale arkası butonuna basıp, seçiminizi
yapıyorsunuz. Bu yeniliklerimizin daha ilk adımları. * Abone
sayınız ne oldu? 800 binlerdeyiz. Bu yıl 1 milyonu hedefliyoruz.
Abonelerimiz daha çok büyük şehirlerde şu anda. Çünkü pahalı
geliyor bir çok aileye. Biz de bu yüzden ucuzlatmanın yollarını
araştırıyoruz. * Nasıl ucuzlatabilirsiniz? Örneğin parçalara
bölüyoruz, daha da bölebiliriz. Anadolu'daki insan Mezzo kanalını
istemiyor ki. Ama İstanbul'da bir kesim var, bayılıyor. Kaç kişidir
bu? Belki 2 bin. Bu kanalın parasını kullanmayanlardan almamak gibi
projeler üzerinde çalışıyoruz. * Sizce aboneleriniz Digiturk'ü
sadece bir televizyon olarak değil, sürekli bilgi alabildiğin,
iletişim halinde olabildiğin, interaktif bir platform olarak
görüyor mu? Şu anda bunu fark edenlerin sayısı çok değil. Digital
görüntü elde ettikleri bir televizyon diye düşünenler çoğunlukta. *
Sanırım birden fazla kumanda kullanmak, tuşlar biraz korkutuyor...
Onun üzerinde de çalışıyoruz. Basit kumandalar çıkartacağız. Çok
basit, dört işlem yapan basit hesap makineleri gibi. İstemeyen
insanları 'illa teknolojiye alışmak zorundasınız' diye
zorlamayacağız. * Sistemi kırıp, para ödemeden Digiturk kanallarını
izleyenlere karşı ne yapıyorsunuz? Digiturk'ün standart paketini
alıyorlar. Sonra da 50 dolara aldıkları bir kartla, diğer kanallara
ulaşıyorlar. Teknolojimiz uydudan bu cihazları tespit edip,
çalışmayacak hale getirmeye muktedir, her ay öldürüyoruz. Niye hiç
durmuyor? Çünkü ayda bir cihazları ölenler bir daha almıyor ama
yeni müşteriler hiç bilmediği için alıyor ve ticaret böyle dönüyor.
Şu anda Lig TV'yi bir kişi bile bedava izleyemiyor. Bir hafta önce
bir operasyon yaptık ve durdurduk. * Legal olmayan yoldan sistemi
kullanan aboneyi tespit edebiliyor musunuz? Bütün bu illegal
kullanıcıların görüntüsü gitsin diye havadan bir sinyal
gönderiyoruz. 'Görüntü gidince, telefona sarılıp, bizi arıyorlar,
görüntüm gitti' diye. Tabii bizi arayınca, biz neden gittiğini
biliyoruz ve aboneyi tespit ediyoruz. Bir defasında bu abonelere
200 milyon lira ceza yazdık. Herkes de ödedi. 2 trilyona yakın para
topladık. Biz bununla mücadele ediyoruz. Şifreleme sistemini de
zaten 6 ay sonra yeniliyoruz ve bunu yaptıktan sonra 2 yıl
kırılması mümkün olmayacak. * Şimdi bir de Freetv çıktı. Digiturk'e
rakip olmuyor mu? Bizim açımızdan tehlikenin t'si yok. Çünkü
Freetv'de bir cihaz satıyorlar. Uydu alıcısı yani. Alın bu cihazı,
bütün kanalları seyredin diyorlar. Digital televizyonla bir alakası
yok. Bir de gazete ilanlarında bir çok kanalın adını yazıyorlar.
Henüz anlaşma yapmadıkları halde. Her verdikleri ilana dava
açıyoruz. 1 trilyonluk dava açtık. Telekomünikasyon Kurumu'a ve
Rekabet Kurumu'na şikayet başvurusu yaptık. * Digital yayın
anlamına gelmiyor yani? Türkiye'de digital platform olmanın ilk
şartı Telekomünikasyon Üst Kurumu'ndan platform lisansı almak. Yok
böyle bir lisansları. Yani hepsi yalan. Bu iş çok büyük bir
fiyasko. Bizim her bir kanalla sözleşmemiz var ve hepsine para
ödüyoruz. Lig TV'yi almışım ben, senede 100 milyon dolar ödüyorum.
Bunu da tabii aboneden alacağım. Şimdi Lig TV'yi Allah bilir havada
çalmaya çalışacak ve sonra Lig TV bizde diyecekler. Şimdi bu
olmadı. Bilinen bir şirkete yani Doğan Grubu'na yakışmadı. Sansui
falan var ama Doğan Grubu açıklama yaptı, arkasında olduğunu
söyledi. Vestel geçen gün ilan verdi. 65 milyona ben de bu cihazı
veriyorum dedi. Aynı işi yapıyor yani. Demek istiyorum ki bu farklı
bir şey değil. Piyasada zaten bu cihazlardan vardı. Zaten
Türkiye'de ayda 100 bin tane digital uydu alıcısı satılıyor. Yeni
bir şey yok ortada. Hele digital platform hiç yok. Kendilerine
birazcık Digiturk'müş gibi göstererek dekoderleri satıyorlar. Biz
buna 'mış gibi' yapmak diyoruz. * Türkiye'de Digital Platformu ilk
başlatan şirket Digiturk mü? Şirket 1999'da kuruldu, 2000'de de
yayına başladık. Digital platformu Türkiye'de ilk kuran biziz ve şu
anda tekiz. Bir de Star Digital çıktı. Ama büyük yatırım
yapmamışlardı. Sonra vazgeçtiler. * Neden vazgeçtiler? Bir rekabet
ortamı oldu. Önce biz çıktık. Yüz milyonlarca dolar yatırım
yapmıştık. Bizim ödenmiş sermayemiz 220 milyon dolar. 200 küsür
milyon dolar da taahhütlerimizle birlikte, bu iş 450 milyon
dolarlık bir iş. Bir tarafta biz, diğer tarafta 15-20 milyon dolar
yatırmış bir firma var. Tabii ki öndeydik. Onlar abone alamadı, biz
aldık. * Rekabette tek kalmanız sizin için iyi ama tüketici için
birden fazla şirket olsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum... Ama
hiç öyle bir şey yok. Sizi düzelteyim. Bütün dünya tek platforma
doğru gidiyor. Önce onlar da bir platform, iki platform denedi ama
kaldırmıyor. İki platform yaşayamaz. Çünkü yatırım çok büyük ve
yatırımın geri dönmesi uzun zaman alıyor. Buna kimse dayanamıyor.
Tek olmanın tüketici açısından şu faydası var. İki şirket olsa,
ayrı ayrı kanallara gidip anlaşma yapacak. Fiyatlar yükselecek, bu
da tüketiciye yansıyacak. * Bir patronun dört yıl kâr etmeyeceğini
bildiği halde böyle bir yatırıma onay vermesi ilginç. Normal bir
patron davranışı gibi gelmiyor insana... Bizim patronun daha önce
bir Turkcell deneyimi var. Aynı tür bir yatırım. Beş sene beş kuruş
kazanamadı, feci paralar yatırmıştı üstelik. Sonradan kazanmaya
başladı. O zaman da büyük gruplara birlikte yatırım yapma
teklifiyle gidilmişti. Ama onlar gelecek göremedikleri için yatırım
yapmamışlardı. Turkcell tecrübesi yüzünden Çukurova Grubu
tereddütsüz girdi bu işe. Ama diğer büyük gruplar tereddüt etti.
Biz bu işe girerken, hepsine aklınıza gelecek bütün büyük gruplara
teklif götürdük. İncelediler, büyük yatırım, bu iş olmaz deyip
girmediler. Doğan Grubu'yla da önce ortaktık, onlar da sonra
ayrıldılar. * Niye gittiniz büyük gruplara? Tek olunca göze
batıyorsunuz. Biz tek olmak istemedik. Sonra zannediyorlar ki
burası acayip para kazanan tuhaf bir yer. Tek ya. Başarılı
görünüyor ya. Biz gruplara gidip, bu işin gerçeği şu. Dört-beş yıl
para kazanmak mümkün değil demeye başladığımızda vaz geçtiler.
Şimdi bunu yaptık biz. Şimdi işte Freetv falan çıktı...