En bomba FETÖ itirafı! Ali Bulaç her şeyi anlattı
Abone olKapatılan Zaman Gazetesi'nin yönetici ve yazarlarının ilk kez hakim karşısına çıktıkları davaya yazar Ali Bulaç'ın itirafları damga vurdu. İşte Ali Bulaç'ın o bomba sözleri...
Zaman Gazetesi'nin yazar ve yöneticilerinin yargılamaları başladı. Mümtazer Türköne, Şahin Alpay gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 31 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında yazar Ali Bulaç'tan bomba itiraflar geldi. Bulaç, FETÖ'nün bir silahlı bir terör örgütü olduğunu kabul ettiğini söyledi.
Mahkede yazar Ali Bulaç savunma yapmaya başladı. Bulaç, 15 Temmuz'a kadar FETÖ'nün terör örgütü olduğu yolunda bilgi/belge olmadığını anlatıp o dönemdeki açıklamalardan örnekler verdi.
Bulaç, “Bugün burada 'FETÖ Terör Örgütü'ne üye olmak' ve '15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne zemin hazırlamak ve bu yönde algı oluşturmak' suçlamasıyla yargılanıyorum. Benim için istenen ceza 15 yıl artı 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası. Demek ki idam kaldırılmasaydı yine 15 yıl artı 3'er kez idamla yargılanıyor olacaktım. Adalet denen sabır taşı çatlamıyorsa ilahi inayet sonucudur. Çünkü 6 yazısına yapılan atıfla bir yazar için istenen ceza ile 15 Temmuz'u planlayan ve 249 insanı şehit edenler içinde tamı tamına aynı ceza isteniyor" dedi.
“CEMAAT GÜÇ ZEHİRLENMESİNE UĞRADI"
14 aydır tutuklu ve 66 yaşında olduğunu söyleyen Bulaç 50 yıldır yazı yazdığını ve sağlık sorunları olduğunu belirterek , "Bence Gülen hareketi cemaatken iyiydi. Güzel hizmetlere imza atıyordu. Zaman içinde kötüye dönüştü. FETÖ oldu. Onu övenler, destek verenler suç ortakları değil, iyi vasıflarına hizmetlerine teveccüh gösterdiler, destek verdiler. Bir keresinde Cumhurbaşkanı şöyle sitem etmişti; 'Ne istediniz de vermedik?' doğru her istediklerini alabiliyorlardı. Çünkü istedikleri iyi şeylerdi. Fakat cemaat Allah rızasına dönük hizmet yolunda dev adımlar atarken güç zehirlenmesine uğradı. Hormonal büyüme onlarda kibre yol açtı. Her istediğimizi yaparız, yaptırırız vahmine kapıldı" diye konuştu.
“…HAFTALIK RÜYA SEANSLARI UYDURDULAR"
“İyi niyetle onlara bağlananlara 'Büyüğümüz bu hafta yine Hz. Peygamberi rüyasında görmüş' diye neredeyse haftalık rüya seansları uydurdular. Böylece sadık rüya haberini istismar ettiler" diyen Bulaç, kendilerine bağlananlara da darbe yapacaklarını söylemediklerini ve insanları mağduriyete uğrattıklarını belirtti.
“MEŞRU İKTİDARI VE SAYIN ERDOĞAN'I KORUDUM"
Hüküm kurarak 17-25 Aralık'ın 'rüşvet ve yolsuzluk' olduğunu yazmadığını belirten Bulaç, “AK Parti'yi yolsuzluk yapmakla suçlamadım. Genel üslubuma uygun ve gündemle ilgili tarihi, sosyolojik ve fikri değerini araştıran yazılar yazdım. Eleştirilerimi cemaat adına veya onlara paralel doğrultuda yapmadım. 2007 yılında verilen e-muhtırada Ak Parti'nin yanında durdum. 2008 yılında Ak Parti'nin kapatılmak istenmesine karşı çıktım. Sayın Erdoğan'ı hedef alan tek bir eleştiri yazım olmadı. Erdoğan'ın önerdiği Başkanlık sistemine karşı çıkmadım. Ak Parti'nin doğru bulduğum politikalarını destekledim. Gezi olaylarının başlamasından 2-3 gün sonra hükümete karşın kalkışmaya dönüştüğünü, şiddet ve terörün bu işe bulaştığını yazdım. Meşru iktidarı ve Sayın Erdoğan'ı korudum. 11 Nisan 2016'da 'Darbecilik alçaklıktır' diye yazdım. Darbeye zemin hazırlayan kişi böyle bir yazı yazar mı?" ifadelerini kullandı.
“ALGI MÜHENDİSLİĞİ YAPMADIM"
Bulaç, “Ne yasa dışı bir fiilim oldu ne FETÖ ne de başka yasadışı örgüte üye oldum. Benim FETÖ tarafından üyeliğe kabul edilmem mümkün değildir. Gazetedeki köşemde ve yeri geldiğince konuşmalarımda Milli Görüş çizgisi ve Rahmetli Erbakan'ı savundum. Bu yapı ile bu çizgi arasında doku uyuşmazlığı olduğu herkesin malumu. FETÖ'nün beni örgüt üyesi yapması darbe teşebbüsünde bana rol vermesi hayatın olağan akışına aykırıdır. 50 yıl fikir ve yazı hayatımda her din, inanç, etnik grup, mezhep ve sosyal sınıftan insanların özgürce, ahlaki dürüstlük hak ve adaletle barış içinde bir arada yaşayabileceği idealini dile getirdim. Darbelere, askeri vesayete, ihtilallere, şiddete ve teröre, otoriter ve totaliter rejimlere karşı oldum. Yazılarımın tamamının hesabını vermeye hazırım. Tekrar ediyorum yazılarımda Recep Tayyip Erdoğan'ı, Ak Parti'yi veya bir başkasını yolsuzluk yapmakla suçlamadım. Algı mühendisliği yapmadım. Darbe sempatisi duymadım. Varsa delil iddia makamı göstersin" diye konuştu. Medya sektöründeki FETÖ içinde önemli sayılacak birçok kişinin aylar öncesinden pılını pırtını toplayıp yurt dışına çıktığını anlatan Bulaç, geriye amele hükmünde kullanılan, her şeyden habersiz kimselerin kaldığını iddia etti.
“HUKUKA GÜVENİYORUM"
15 Temmuz şehitlerine Allah'tan rahmet dileyen Bulaç, “Allah bize bir daha böyle bir musibet yaşatmasın. Darbeci katil örgütü lanetliyorum. Ben onlardan beriyim. Onlar da benden beri olsun.Kendime ve adalete güvenerek kaçmadım. 27 Temmuz 2016'da Vatan Emniyete teslim oldum. Hukuka güveniyorum" diyerek tahliyesini ve beraatini istedi. Duruşma sanık savunmalarıyla devam ediyor.
İşte Ali Bulaç'ın mahkemedeki sözlerinden bazıları ise şöyle:
- Bu örgütün silahlı terör örgütü olduğunu kabul ediyorum. Kaldı ki, terör örgütü olduğu bilinmediği dönemde dahi üyesi değildim.
- Soruyorum, ben hangi silahlı terör eylemine girdim? Hangi silahlı çatışmaya girdim, kime saldırdım?
- Görevi gereği bilmesi gerekenlerin ihmali hoşgörülürken, siyasilerin kavrama yetisine tahammül gösterilirken, ben niye suçluyum?
- Devletin izniyle yayın yapan bir gazetede yazdım diye suç işlemiş olamam.
- Ben Anayasa ve yasalara güvenerek ifade özgürlüğümü kullandım.
-İddianamede tutuklanmama gerekçe gösterilen yazı benim değil. Savcı bu paragrafı bana aitmiş gibi göstererek suçlama yapıyor.Sayın savcı 6 yazıma atıfta bulunmuş, ancak bu yazılarda hangi ifadelerin suç olduğunu belirtmemiş.
-Hakkımda tahliye kararı vermenizi talep ediyorum.