Rus büyükelçisini arkasından öldüren hain aslında sadece önemli
bir adamı öldürmedi.
O aynı zamanda meslektaşlarını da öldürdü.
O yüzden o polis; polis camiasına en az 15 Temmuz darbe
girişiminde bulunan FETÖ terör örgütü kadar zarar vermiştir.
Onun bu hainliği sonucu tüm polislerin hem kendi içlerinde, hem
de belirli çevrelerde güven sorunu daha da artacaktır.
Artık bir yere geldiklerinde ya da özellikle güven zinciri
oluşturulmuş bir yere girmek istediklerinde daha farklı gözle bakan
gözlerle muhatap olacaklardır.
En azından ve de öncelikli olarak yabancılar nezdinde…
Şimdi artık “ben polisim,” diyerek bir yere
girmekya da orada bulunmak isteyen tüm polisler; belli belirsiz bir
sıkıntının yanında, hak etmedikleri şüpheli gözlerinde muhatabı
olabileceklerdir.
İşte bu yüzden o tetiği çeken hain; yalnızca Rusya’nın Ankara
Büyükelçisini değil, tüm meslektaşlarını da arkadan vurmuştur.
İşte bu yüzden o hain; polisimize olan güven duygusunu da
arkadan vurmuştur.
Elbette bunun gibi densiz, kendini bilmez hainlerin yaptıkları
koca bir camiaya mal edilmez.
Elbette o kalleş kurşunu atan bir polis olduğu için tüm
polislere güvenilmez yaftası yapıştırmak da büyük yanlıştır ama ne
yazık ki yukarıda yazdığım sıkıntılar az veya çok mutlaka
olacaktır.
Biz memleketimizin çocuklarını elbet bu gibi hainlerden ayırıp
güvenimizi yitirmeyeceğiz ama yitirenler illaki olacaktır.
Tıpkı içimize giren bu ve benzeri hainler gibi…
Sırtımıza hain kurşun girmesin diye bugünden sonra korumalarını
çoğaltıp, koruma çemberini daraltan ya da daraltacak olan yabancı
misyonlar gibi…
Ki onlara lafımız ne yazık ki tükendi.
O hainin hainliği yüzünden…