Bazı çalışanlarda kıdem tazminatıma devlet tarafından el mi konacak diye bir korku bile var. Ne yapılmak isteniyor ve ortaya nasıl bir sonuç çıkabilir? Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan ekonominin yol haritasında bu yıl sonuna kadar çalışanlar için Kıdem Tazminatı Fonu kurulması yer alıyor. Kamuda çalışanları, serbest çalışanları ve ticaret kesimini toplam çalışanlardan çıkarsak dahi, yapılacak bu düzenleme 30 milyon istihdamın en azından 20 milyonunu ilgilendiriyor demektir.Bazı çalışanlarda kıdem tazminatıma devlet tarafından el mi konacak diye bir korku bile var. Gerçekte kıdem tazminatında ne olacak? Ne yapılmak isteniyor ve ortaya nasıl bir sonuç çıkabilir? Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım bu sorulara madde madde yanıt verdi. Çalışanları çalıştıkları sürece etkilemeyecek Öncelikle bir kaç konuyu aydınlatalım. -Birincisi halen çalışanların kıdem tazminatında bir değişiklik olmayacak. Bu tazminatlar çalışan, çalışmaya devam ettiği müddetçe işyerinde kalacak ve işyeri tarafından ödenecek. Hukukta kazanılmış haklar korunur ve geriye yönelik işletme olmaz.-Ancak ayrılma veya çıkarılma durumundan sonraki yeni bir işe girişlerde Kıdem Tazminatı Fonu devreye girecek. Ya da işe yeni girenlerin tazminatları fona tabi olacak. Maaştan her ay kıdem tazminatı için belirlenen oranda kesinti işveren tarafından yapılarak Fon’a yatırılacak. Dolayısıyla mevcut çalışanlar işyeri değişikliğinden sonra Kıdem Tazminatı Fonu ile muhatap olacaklar.-İşveren çalışılan her ay için Fona ödeme yapacak ve bu çalışan adına burada değerlendirilecek. Faize, menkul kıymete veya faizsiz yatırım araçlarına yatırılacak. Getirisi ana parayla birlikte çalışana ait olacak. Çalışan da hesabını izleyebilecek. Konulacak süre sonunda mesela 10 yıl sonra Fonda birikenler sahipleri tarafından çekilebilecek. Ya da çekilmeyip çalışma hayatının sonunda topluca alınabilecek.Tuzu kuru olanlar... -Mevcut sistemde bazı çalışanların tazminatlarını alamamaları Kıdem Tazminatı Fonu için en önemli gerekçe gösteriliyor. Ya işveren zor durumda, iflas etmiş ya da kötü niyetli ve tazminat ödememek için dolambaçlı yollara sapıyor. Bunun örneklerine sık rastlıyoruz.-Ama çoğunluğu da kıdem tazminatlarını ödüyor. En başta büyük şirketler, kurumsallaşmış olanlar, kar edenler bu edinimini yerine getiriyor. Getirmeyen olursa da hukuki yaptırımlarla karşılaşıyor. Mahkemeler genelde çalışanları haklı buluyor. İşverenler bu konudan sürekli yakınıyor. Bu tür şirketlerde çalışanlar mevcut durumun sürdürülmesinden yana. Çünkü kıdem tazminatı haklarında muğlaklık söz konusu değil ve ödenmesi konusunda endişeleri de yok. Bir anlamda tuzları kuru.Devlet neden fon istiyor? -İşçi ve işveren arasında doğrudan taraf olmasına karşılık devlet niye böyle bir fon kurmak istiyor? Tutarı 100 milyarlarla ifade edilen bir kaynağı yönetecek de ondan. Aynen toplam tutarı 125 milyar lirayı bulan İşsizlik Fonu gibi. Ya da toplam tutarı 90 milyar liraya geçen Bireysel Emeklilik Fonu gibi.-Bu fonların yanına şimdi bir de Kıdem Tazminatı Fonu gelecek. Kısa sürede de bu fonun büyüklüğü bir kaç 100 milyar lirayı bulacak. Berat Albayrak açıklamasında Bireysel Emeklilik Sistemi ile Kıdem Tazminatı Fonu’nun 5 yılda GSYH’nın yüzde 10’una ulaşacağını söyledi. Yüzde 10’un karşılığı 80 milyar dolar ve yaklaşık 500 milyar lira.İşsizlik Fonu'nun ve BES'in getirdikleri -İşsizlik Fonu’na kesintiler sürüyor ve Fon da büyüyor. Geniş bir kullandırım alanı da var. Sadece işsiz kalanlarla sınırlı değil. En önemlisi de Fon’un finansal kaynakları Hazine’nin borçlanma araçlarında değerlendiriliyor. Fonun yönetimi kamu kesiminin elinde. -Bireysel emeklilik sisteminde gözetim ve denetim devletin elinde. İşletimi finansal kesim yapıyor. Ancak fon işletimi sınırlandırmalara tabi. En başta Hazine kağıtlarına yatırım zorunluluğu bulunuyor. Türkiye’de finansal derinleşme ve sermaye piyasası gelişmişliği de olmayınca sektörün performansı düşük kalıyor. Bu nedenle sistem 2013 yılından beri devlet tarafından destekleniyor. -İşsizlik Fonu’nda, Bireysel Emeklilik Sistemi’nde finansal kaynakların değerlendirilmesinde getiri performansı düşük. Benzer bir tehlike Kıdem Tazminatı Fonu için de geçerli. Çünkü aynı ortamda faaliyet gösterecek. “Vermeyince Mamut neylesin Mahmut misali.”Sermaye piyasası olmadan olmaz -Bu açıdan öncelik ortamın düzeltilmesine ve gelişmiş bir sermaye piyasasına verilmeli ya da ikisi bir arada yürütülmeli. Sadece para piyasası araçları ve kamusal müdahaleler ile ulaşılan performans ortada, kimseyi memnun etmiyor. Kıdem Tazminatı Fonu’nda istenen sonuca ulaşmak için de mutlaka gelişmiş bir sermaye piyasası gereklidir. -Uzun vadeli fonlar ancak sermaye piyasasından temin edilir. Türk finansal sisteminin sağlıklı işleyebilmesi ve ekonomik büyüklüğü finanse edebilmesi için, mutlaka sermaye piyasası ayağı devreye girmeli. Aksi taktirde bütün yarışlara ve bütün yolculuklara tek ayakla katılmak durumunda kalırız.Kamudan uzak tutulmalı -Bu tür kamusal fonların yönetimi şeffaf olmalı ve mümkün olduğunca kamunun müdahalesinden uzak tutulmalıdır. Fonlar piyasa şartlarında yönetilmeli ve performansının da yine piyasa şartlarına göre olması hedeflenmeli. Sermaye piyasasını geliştirebildiğimiz ve siyasi müdahalelerden uzak tutabildiğimiz oranda ve ortamda bu tür kamusal fonlar pekala başarılı olabilir.