Emre'den 'Galatasaray' itirafı!
Abone olFenerbahçe'nin milli futbolcusu Emre, çocukluğundan başlayarak kariyerini anlattı, Galatasaray hakkında konuştu.
Fenerbahçe'nin milli futbolcusu Emre Belözoğlu,
kariyerinde attığı en önemli imzanın sarı-lacivertli takıma attığı
imza olduğunu, futbolu bıraktıktan sonra “Fenerbahçeli Emre” olarak
anılmak istediğini söyledi.
FB TV'de yayınlanan “1'e 1” programında çocukluğundan başlayarak
kariyerini anlatan milli futbolcu, hayatında “İyi ki yapmışım”
dediği şeyleri aktarırken, “İyi ki Fenerbahçe'ye gelmişim ve bazı
insanları ne kadar üzsem de bazı insanların kafasında kurmuş olduğu
bir hayali yıksam da iyi ki kendi hayallerimi gerçekleştirmişim.
İnşallah bir gün futbolu bıraktığımda en büyük arzum, insanlar
sokakta dolaşırken 'Bu Fenerbahçeli Emre' desinler. Bu da hayatımın
en büyük isteği, son arzusudur” dedi.
Programda Fenerbahçe ile buluşmasını, Türk filmlerinde sevenlerin
koşup, buluşmasına benzeten milli futbolcu, o dönemi şöyle anlattı:
“Buluşmalar bazen hayatta geç oluyor. Türk filmlerinde her seven
koşup buluşuyor ya, bizim de buluşmamız 2008 oldu. Galatasaray'a
hizmet etmiş olsam da her zaman içimde bir Fenerbahçelilik vardı.
Bu demek değil ki o dönem Galatasaray'a hizmet etmedim, elimden
gelen her şeyi yaptım. Ama bir gerçek var, çocukluğunda insanın
kurduğu hayal vardır. Benim de Fenerbahçe, Aykut, Rıdvan ve
Novak'dı, böyle devam etti. 28 yaşımda buraya geldiğimde
kariyerimin en kötü dönemlerimden bir tanesiydi. Yaşadığım
sakatlıklardan dolayı herkesin kafasında soru işareti vardı. Ben
bile bir özgüven problemi yaşıyordum. Gerek Aziz başkan, gerek Ali
Yıldırım'ın bana verdiği samimi teklif ve destekle Fenerbahçeli
oldum.”
Emre, Fenerbahçe'ye gelirken bazı tereddütler yaşadığını, ancak
gönlünün sesini dinleyip sarı-lacivertli takıma geldiği için çok
mutlu olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: “İnsanlara 'Çocukken
Fenerbahçeliydim' dediğimde 'bu da klasik futbolcu, böyle yapıyor'
diyecekler gibi düşündüm, ama gerçekleri bilenler vardı. Gönlümün
sesini dinlediğimde 'ölümlü dünya, Fenerbahçeli birisi olarak
dünyaya gelmişsen Fenerbahçe forması giyme şansım varsa neden
olmasın' dedim. Böylesine isteniyorsam, bunu kendi adıma çok büyük
şans olarak gördüm ve Fenerbahçe'ye imza attım. Geçen zaman öyle
şeyler gösterdi ki hayatımda vermiş olduğum herhalde, (Şimdi
hanımım alınır diye ikinci imzam demeyeyim) eşimle beraber vermiş
olduğum karar, imza dahil en doğru imzaydı. Böyle bir ortamla
karşılaşacağımı düşünerek gelmedim, ama en kötü zamanda beni
destekleyen insanlar, dostlar, taraftar vardı. Kimseye bir şey
ispat etmek zorunda hissetmeme rağmen çok mutluyum, o kadar
huzurluyum ki insanların beni dışarda gördüğünde verdiği tepkiler
ne kadar doğru bir karar verdiğimi yaşatıyor. Çok mutluyum, Allah'a
çok şükürler olsun.”
“GALATASARAY FORMASI DEĞİŞİK GELDİ”
Zeytinburnuspor'dan Galatasaray'a transfer olan Emre, çocukluğundan
beri Fenerbahçeli olduğu için ilk kez sarı-kırmızılı formayı
giydiğinde kendisine değişik geldiğini anlattı.
Galatasaray altyapısına transfer olduğumda, orada çok arkadaşı
olduğunu kaydeden Emre, “Ama çocukluktan beri Fenerbahçeli olduğum
için ilk maça çıkacağım zaman Galatasaray'da üzerime formayı
giydiğimde bana şöyle bir değişik gelmişti. Çünkü çocukluktan beri
hayalini kurduğum başka bir şey var. O dönemde Galatasaray
altyapısında görev yapan Salih Bulgurluoğlu'nun babamın üzerinde
çok emeği olduğu için Galatasaray'a transfer olmuştum. 1 sene alt
yapıda oynadıktan sonra (A) takıma çıktım. Çok iyi bir takım vardı.
Takım ruhu oluşmuştu, ben de o takımın en küçük çocuğu olarak
çıktım ortaya. İyi dostlukların, iyi arkadaşlıkların neler
yapabileceğini bütün dünyaya gösterdi o takım.”
KARİYERİNDEKİ PİŞMANLIĞI
Emre, kariyerinde yaptığı için pişman olduğu olayın, şu anda takım
arkadaşı olan Yobo ile İngiltere'de yaşadığı tartışmanın ardından
ırkçılık ile suçlanması olduğunu söyledi.
İngiltere'de bir maçta saha içinde Yobo ile tartıştıklarını
kaydeden Emre, “Yobo ile çok kötü bir dialoğa girmiştik.
Kariyerimde 'keşke yapmasaydım' dediğim şey oldu. Orada o
tartışmayı yaşadım ve saçlarımın ilk beyazladığını gördüm. 3 ay
boyunca İngiltere'de Yobo'ya karşı ırkçılık yaptığım gerekçesiyle
suçlandım. Devamlı gazeteler yazdı, televizyonlar gösterdi. Keşke o
tartışmaya saha içinde girmeseydim, her ne kadar ırkçı bir ifadem
olmasa da öyle algılandı. Şimdi bile sokakta bana 'Irkçılıktan
suçlanmıştın değil mi diye' soruyorlar, kimsenin berat ettiğimden,
aklandığımdan haberi yok” şeklinde konuştu.
“KÜÇÜK YAŞTA MAHALLEDE POPÜLER OLDUM”
Emre, çocukluğunun geçtiği Yedikule'de mahalle maçlarında herkesin
kendisini izlediğini belirterek, “Çok küçük yaşta mahallede popüler
hale gelmiştim. 10 yaşındayım 17-18 yaşındaki ağabeylerim beni maça
çağırırdı. Annem 'oğlum boşver, oku, sporcu olacaksın da ne olacak'
diye telkinde bulunurdu. Geldiğimiz yeri düşündüğümüzde, iyi ki de
telkinleri işe yaramamış” dedi.
Zeytinburnuspor'un altyapısına girdiğinde Yedikule'den trenle
idmana gittiğini anlatan Emre, “Lisansım çıktığında, ilk maçımda
kontrol yapan federasyon görevlisi 'Bu çocuk çok küçük oynayamaz'
diye oynatmamıştı ve bir sene kaçırmıştım. Zeytinburnu'da alt
yapıdaki hocalarım, beni 3 yaş büyüklerle oynatıyordu” diye
konuştu.
İLK AŞKI İLKOKUL ÖĞRETMENİ
Yedikule'den 12 yaşında Zeytinburnu'na taşınınca annesinin okulunu
değiştirdiğini ifade eden Emre, “İlkokul öğretmenim ilk aşkımdı.
Taşınınca annem okulumu değiştirdi. Ama öğretmene olan aşkımdan ben
anneme söylemeden tekrar 10 gün aynı okuluma gittim. Annem zar zor
bizim kaydımızı aldı. Yedikule'de çok güzel bir çocukluğum oldu.
Orada oynadığım parka adımı verdiler, zaman zaman gidiyorum”
şeklinde konuştu.
Emre, babasının futbolcu olmasına rağmen altyapıdan beri maçlarını
izlemeye gelmediğini, Fenerbahçe'de bile sadece 3 maçını izlediğini
aktardı. Zeytinburnuspor'un yıldız takımında 1 sene oynadıktan
sonra genç milli takımına çağrıldığını ifade eden Emre, çocukluğunu
top oynayarak geçirdiğini, başka bir hayalinin olmadığını
vurguladı.
ODASININ DUVARINDA AYKUT KOCAMAN'IN
POSTERİ
Emre, çocukluk yıllarında hayranı olduğu Aykut Kocaman'ın posterini
odasının duvarına astığını da anlattı. Yıllarda 3 futbolcuya
hayran olduğunu dile getiren milli futbolcu, “Aykut hoca, Rıdvan
Dilmen ve Novak'a karşı bir hayranlığım vardı. Odamın duvarında
onların resimleri vardı. Top sürerken 3'ünden birinin ismi dilimde
dolanırdı” dedi.