Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Bakın Cumhuriyet tarihinde Cumhurbaşkanlarımız ile birlikte eşlerini de tanıdık…
Kuşkusuz her biri son derece değerli ve saygın birer hanımefendi olarak karşımıza çıktı..
Bazılarının az veya çok bu ülkede sosyal çalışmaları oldu…
Bazıları önemli izler bıraktı…
Ama bugün görüyoruz ki bir isim çok farklı…
İşte o isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
eşi Emine Erdoğan…
İdlib kampanyasına 57 briket ev yardımında bulununca bugüne kadar ki duruşu ile ilgili yazı yazmamak haksızlık olurdu…
Asla “First Lady” havasında olmadan dün neyse bugünde “Emine Hanım” yaklaşımı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında yürüyor…
Hiç işin görüntüsünde olmadı...
Toplumda en küçük 'Bu hiç olmadı' dedirten en küçük bir tavrı görülmedi...
Hep örnek oldu..
Neredeyse 18 yılı olağanüstü gelişmelerle geçiren bir Cumhurbaşkanının eşi olarak sınav vermek kolay mı?
Sessizce hep devreye girdi, duyulmasını istemediğini öğrendiğimiz bir çok sosyal olay karşısındaki duruşu ve çözüm üretişini kimseler bilmez...
Son derece vakur duruşunu takdir etmemek mümkün mü?
Ara sıra olmaz sözlere uğramasına rağmen asla medya da veya başka yerlerde asla İsminin kullanılmasına izin vermedi.
İlk zamanlarda askerin ve diğerlerinin takındığı tavıra rağmen son derece olgun davranmasını öğretti...
Hz. Mevlana’nın;
“Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde,
cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol”
sözünün hakkını veren bir Cumhurbaşkanı eşini konuşuyoruz..
Uzun yıllardır takip ediyoruz...
Mütevazı…
Şefkatli…
Merhametli…
Cömert…
Tevazu sahibi…
Kimsesizlerin kimsesi...
Olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan bir Cumhurbaşkanı eşi…
Ve en önemlisi toplum için ülkesi ve milletinin sağlıklı nesli için proje üreten bir anne o...
Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı döneminde de öyle örnek çalışmalara imza atarken onlara karşı bir gazeteci olarak kayıtsız kalmak mümkün değil…
İşte bu yazımın da nedeni de işte bu…
İşte başlı başına muhteşem bir proje “SIFIR ATIK…”
Altında Emine Erdoğan imzası var!..
Bu mücadeleyi o himayesine aldı...
Ve hep o mücadelenin içinde oldu...
Cumhurbaşkanı eşi olarak 2017 yılında himayelerine alarak başlattığı Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile adeta "Ana oğul " gibi mükemmel bir şekilde yürütüp halkın bilinçlendirilmesi noktasında önemli yol katettiği “SIFIR ATIK PROJESİ” başlı başına büyük bir olaydır…
Çevre adına...
Toplum adına...
Gelecek adına...
Daha yaşanabilir bir Türkiye adına...
Hayati bir meseleye el atarak son derece önemli bir sorunu ülke gündemine taşımakla kalmayıp çözüm üretti...
Emine Erdoğan'dan önce "SIFIR ATIK" bu ülkenin gündemine böylesine seferberlik başlatacak kadar var mıydı?
Son derece önemli bir sorunu gündeme taşımakla kalmayıp sorunu çözme noktasında dünyadaki bütün devlet başkanlarının eşlerine karşı da örnek oldu…
Öyle ki…
Türkiye’de “SIFIR ATIK” seferberliği başlatırken
BM Genel Kurulu kapsamında düzenlenen “Sıfır Atık'la İlgili
Ulusal Girişimler Neden Önemli?” başlıklı panele katılarak
görüşlerini bütün dünya ile paylaştı…
“Bilinçsiz tüketimden doğan kirliliği ve doğal kaynakları
tüketilmiş bir ülkeyi, çocuklarımıza miras bırakamazdık, sizde
bırakmayın” vurgusu yaparken çevre krizinin sadece
bir çevre kirliliği meselesi olmadığı, hayatın tüm yönlerini
etkileyen hatta insan neslinin devamlılığı ile konu
olduğunu anlattı..
Kullan-at, giy-at diye, büyük bir başarı gibi sunulan yaşam
tarzlarının, aslında ne kadar ilkel olduğu bu ülkede Emine
Erdoğan’ın böylesine önemli bir projeyi himayesine almasıyla fark
etmeye başladı bu ülke..
Bu sayede de Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın başlattığı,
'atık azaltma' girişimi dahi başlatıldı…
Yani Emine Erdoğan bir Cumhurbaşkanı eşinin “SIFIR
ATIK” gibi hayata bir proje ile neler yapabileceğini
kullanıp hemen atmamak, yeniden kullanmak, uzun süre giymenin
yeniden kazanmamız gereken refleksler olduğunu topluma
enjekte ettiriyor.
Emine hanım bu projeyi himayesine almasaydı toplumda “sıfır atık “ konusunda böylesine bir duyarlılık başlar mıydı?
Bunun cevabı “Daha önce neden yoktu?” sorusudur…
Emine Erdoğan hiç yerinde durmadı...
Görülüyor ki boşa vakit harcamadan eşinin yüküne sosyal sorumluluk projeleri ile el attı..
Yetmedi…
Denizlerde de temizlik seferberliği
başlatıldı..
TURMEPA öncülüğünde yapılan bu seferberlikle, Türkiye'nin önde
gelen 760 kuruluşunun denizlerin kirliliğini önlemek için
‘Sıfır Atık Mavi Sözü’nü dahi aldı…
O nedenle Cumhurbaşkanı eşinin sadece bir Cumhurbaşkanı eşi
olmadığı ülkesinin sosyal sorunları için yeri geldiği
zaman sorumluluk alması ve takipçisi olması gerektiğini
anlattı bu topluma…
İsterse otururdu Külliye’ de böylesine duyarlılık
göstermez sadece işin havasında kalırdı!
Yapmadı…
Sadece sıfır atık mı?
Değil…
Bilmediğimiz bir çok hayır işinin içinde bizzat olduğu
söyleniyor…
Bakın…
Emine Erdoğan sadece görüntü veren Cumhurbaşkanı eşi olmaz iken
sessizce önemli çalışmaların altına imza attı.
Koronavirüsle mücadelede kayıtsız kalmayıp hiç kimsenin
yapmadığını yaparak dünya liderlerinin eşlerine 28 Nisan'da birer
mektup da gönderdi...
Türkiye'de bu sürecin erken dönemde alınan tedbirler ve sağlık
sisteminin güçlü altyapısıyla birçok ülkeye oranla daha az zayiatla
geçirildiğini vurgularken, ülkelere tıbbi malzeme yardımı
yapıldığını anlattı…
En önemlisi ders verdi..
Tüketim odaklı hayatların çevreye verdiği zarar ve iklim
krizinde tehlike çanlarının çaldığının tartışıldığını anımsatırken
COVID-19'da uygulanan kısıtlamalarla tabiatın son iki ayda
şaşırtıcı bir hızla kendine gelmeye başladığına da işaret
etti..
Bilim insanlarının kirlilikte ve karbon gazı salınımında ciddi bir
azalma olduğunu vurguladığından söz edip buna örnek olarak
yavaşlayan su taşımacılığı trafiği ile de İstanbul Boğazı'nda
yunusların daha sık görülmeye başladığını vurgulaması ders
gibi..
Emine Erdoğan bu ülke de Cumhurbaşkanı eşlerinin de
ülkesinin sorunlarına karşı sosyal projelerde
görüntü olarak değil icraat olarak sorumluluk alması
gerektiğini anlattı…
O nedenle Türkiye'de Cumhurbaşkanı eşi olmak
Emine Erdoğan’dan önce Emine Erdoğan’dan sonra diye
adlandırılacaktır diye düşünüyorum…
Emine Erdoğan bir Cumhurbaşkanı eşi olarak duruşu ve ortaya koyduğu sorumluluk alma duygusu ile bence milattır...
Çünkü sönmemesi gereken bir ışık vermiştir…
Tek başına “SIFIR ATIK” projesini bile tarih
yazacaktır ki bu tarih yazış, gelecek nesillerin sağlıklı
yaşamı için bir dua gibi karşımıza çıkacaktır…
Üstat İsmet Özel’in çok güzel bir sözü vardır…
Der ki;
“Ancak içinden aydınlanan, dışına ışık verir”
Emine Erdoğan hem duruşu hem duyarlılığı hem de sorumluluk alma
yürekliliği ile içinden aydınlanan ve dışına ışık veren bir
Cumhurbaşkanı eşi olarak karşımızdadır…
Belki görünmüyor ama kimsesizlerin de anası oluyor, mazlumların da, göçmenlerin de...
Bir çok Afrika ülkesinden "hayır duası" almak da yine o var..
18 yıldır ailece bütün belaları bertaraf edip milletine hizmet eden Tayyip Erdoğan'ın arkasındaki gücün hep bu hayır duaları olduğunu yazdım..
Emine Hanım'ın İdlib kampanyasına duyarsız kalmayıp 47 briket ev ile katılması ne kadar duyarlı olduğunu göstermedi mi?
Emine Erdoğan yüreğine dokunan, bütün kimsesizleri ve mazlumları kucaklamaya çalışacak kadar şefkatli bir anne olduğunu gösteriyor...
İnsanların acılarını umursayan, onları dinleyip, anlamaya çalışan, dayanak olan güçlü bir karakter o...
Biliyor ki;
İnsanoğlu güçsüzdür, bunca ağır yükü kimse tek başına kaldıramaz. Acıya düşmüş insanların çaresizlik, umutsuzluk girdabına sürüklenmelerine izin vermemek, Onların karanlık dünyalarına ışık ve umut olmak gerek!..
Takip ederken gördüğümüz Emine Erdoğan gerçeği bu...
Hiç tartışmasız Tayyip Erdoğan'ın en büyük şansı da o...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın
anlatmak için son sözü de Cenap Şehabettin’e
bırakarak yazımızı noktalayalım.
"Hakiki büyük adamlar güzel ağaçlara benzer. Dallarında
yuvalar kurulur, gölgesinde yorgunlar dinlenir, çiçeklerine
sürünenler güzel koku alırlar, meyvesiyle açlar doyar ve yaprakları
arasından dökülen güneş damlaları toprağa hayat
verir."
Allah onlara birlikte uzun ömürler versin...