Emine Erdoğan Esad'a patladı

Abone ol

Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Suriye'nin Banyas kentinde sivillere yönelik saldırıyı kınadı.

Emine Erdoğan, Suriye yönetimine "İnşallah insalıktan nasibini almayan yaratıklar bir an önce cezalarını bulurlar" sözleriyle tepki gösterdi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın himayelerinde yapılan "Gönül Elçileri" projesi kapsamında, Muradiye Kültür Vakfı’nın düzenlediği "Koruyucu Aile Tanıtım Programı" Ankara Rixos Otel’de gerçekleştirildi.

Yoğun katılımın olduğu program öncesi Sirkeli Şeyh Edebali Yatılı Kız Kur’an Kursu’nda öğrenim gören işitme ve görme engelli öğrenciler ezgi ve ilahiler söyledi. İşaret dili ile ilahi söyleyen işitme ve görme engelli koro Emine Erdoğan’ın hüzünlendirdi. Öğrencilere, salonda bulunan aileleri de işaret diliyle eşlik etti. Program, 13 yaşındaki minik hafız Bilal Taha Yalçın’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam etti. 7. sınıf öğrencisi Yalçın, Emine Erdoğan’ın yanına gelerek elini öptü. Erdoğan ise Yalçın’a içinde çeşitli hediyeler bulunan bir çanta verdi.

EMİNE ERDOĞAN: "BİZİM MEDENİYETİMİZDE KİMİ KİMSESİ OLMAYAN KADERİNE TERK EDİLMEZ"
Programda konuşan Emine Erdoğan, "Korunmaya, bakıma, şefkate, ilgiye muhtaç çocuklarımızın her birinin sıcak yuvalarına kavuşmasını temenni ediyor. Bu hayırlı faaliyetlerin artarak devam etmesini diliyorum" diyerek sözlerine başladı. 6-12 Mayıs tarihlerinin aynı zamanda Vakıf Haftası olarak kutlandığını hatırlatan Erdoğan, "Bizler öksüzü, yetimi, muhtacı, evsizi, yoksulu, koruyup kollayan, onları onurlarıyla oynamadan, insanlık gururlarına halel getirmeden yedirip içiren, giydiren bir medeniyetin temsilcileriyiz. Bizim medeniyetimizde kimi kimsesi olmayan, bakıma muhtaç hiçbir birey kendi başına bırakılmaz, kendi kaderine terk edilmezdi. Kadim geleneğimizde Osmanlı kurulan vakıflardan yalnızca çeşmeler, yollar, medreseler yapılmaz, sıkıntıya düşmüş herkesin elinden tutulurdu" şeklinde konuştu.

Osmanlı Devleti’nde vakıf geleneğini anlatan Erdoğan, "Devletin yetmediği, ulaşamadığı yerlerde milletimiz devreye giriyor. Kendi mahallesindeki öksüzün, yetimin, ihtiyaç sahibinin elinden tutuyor, onları da kendi ailesinden biri gibi görüp gözetiyordu. Böyle bir medeniyette, böyle bir toplumda aç ve muhtaç kalmaz. Temellerinde merhamet olan, şefkat ve sevgi olan böyle bir toplumda yetim ve öksüz kendi haline bırakılmaz. O nedenle bizim bu kadim medeniyetin temsilcileri olarak bugün bu anlayışa sımsıkı sarılmamız, bu insani hasletleri en güzel biçimde yaşatmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"PEYGAMBER EFENDİMİZ DE YETİM OLARAK DOĞDU"
Tarihin her döneminde öksüz ve yetim çocukların olduğunu ve hiç şüphesiz bundan sonra da olacağını belirten Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Peygamber efendimiz de yetim olarak doğdu. 6 yaşından sonra da öksüz kaldı. Bu yüzden öksüz ve yetimlere karşı ayrı bir ilgi gösterir, onları korur, sevindirir, başlarını okşardı. Bugün hem anne ve babasının ölmesi yahut birinin ölüp diğerinin evlenmesi nedeniyle bakılamayıp yurtlara verilen birçok çocuğumuz vardır. Çocukları boşanmalara, psikolojik rahatsızlıklara, ekonomik yetersizliklere bağlı olarak yurtlara teslim ediliyorlar. Kimse çocuğunu başkasına bir an için bile olsa vermek istemez. Ancak şartlar zorlayınca devletin şefkatli eline bırakılmaktan başka bir çare kalmayabilir. Devletimiz, kurumlarımız, kendilerine emanet edilen bu çocuklarımız için ellerinden geleni yapıyor, yapmaya da devam edecektir. Her türlü imkanı seferber edecek, o çocuklarımızı başka çocukların imkanlarından mahrum etmeyecektir. Yalnız şunu da kabul etmek durumundayız; bu kurumlarımızda ne kadar maddi refah, yeni, temiz, bakımlı kıyafet, eğitim imkanı verebilsek de anne merhameti, şefkati, ilgisi maalesef sunamayız. Ferah odalar, yeni oyuncaklar, oyun sahaları kursak da babalarının onlara vereceği dakikaları, zamanı, keyfi o çocuklarımıza sağlayamayız. Mutlaka kalplerinin bir köşesinde burukluk, hüzün ve acı duracak. Mutlaka başka çocuklara, ailelere baktıklarında tutmak isteyecekleri bir el, eteğinden yapışacakları bir anne, kendisini koruyacak bir baba hayali kuracaklardır."
"Çocukların bir aile içinde, bir sevgi yumağı içinde yetişmesi çok önemlidir" diyen Erdoğan, "Gönüllü Koruyucu Aile" projesinin bu kapsamda yurtlardaki çocukların sıcacık yuvalara ve şefkatli ellere kavuşması için başlatıldığını ve kısa bir sürede gereken ilgiyi gördüğünü vurguladı.

"SURİYE’DE ÇOCUKLARA YÖNELİK SOYKIRIM GİRİŞİMİNİ KINIYORUM"
Suriye’de 2 yıldır bir iç savaşın yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, "Maalesef bu süreci en yoğun şekilde yaşayanlar çocuklar, kadınlar oldu. Nice çocuk anne ve babalarının gözleri önünde can verdi. Nice anne yavrularının önünde hayata gözlerini yumdu. Çocuklar babalarının acı şekilde ölümüne şahitlik ettiler. Suriye’nin çocuklarında, o çocuk kalplerinde bir ömür boyu silinmeyecek yaralar açıldı" dedi.
Erdoğan, Suriye Banyas’ta sivillere yönelik yapılan saldırılara ilişkin, "Bu masum insanları katletmek yetmemiş bir de yakmışlar. İnsanlığın kabul etmeyeceği, kalbinde insanlıktan zerre taşıyan birinin yapmayacağı bir vahşete imza atılmış. Anne-babalarının, kardeşlerinin yanında çocuk katleden biri insan olamaz. Çocuklarının gözü önünde anne-babaları katleden biri inanın insan olamaz, insanlıktan nasip almış olamaz. Bu katliamı, bu soykırım girişimini şiddetle kınıyorum" diye konuştu. Erdoğan, Suriye’deki bu insanlık dışı zulmün bir an önce bitmesi temennisinde bulunarak sözlerini tamamladı.
Programın sonunda Emine Erdoğan’a, Muradiye Kültür Vakfı Başkanı Mustafa Kalfaoğlu tarafından deri üzeri oyma, alt zemini 22 ayar altın olan ve üzerinde Allah’ın 99 isminden birisi "Ya Vedut" yazılı tablo hediye edildi.

Günün Önemli Haberleri