Emine Erdoğan, BM'nin Küresel Amaçlar Eylem Ödülü'ne layık görüldü
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi ve çevreye ilişkin diğer çalışmalara katkılarından dolayı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Ofisi tarafından bu yıl ilki verilen "Küresel Amaçlar Eylem Ödülü"ne layık görüldü.
Beştepe Devlet Konukevi'nde düzenlenen törende, BM Türkiye
Mukim Temsilcisi Claudio Tomasi, Sıfır Atık
Projesi'nin BM'nin "Sorumlu Üretim ve Tüketim" amacına yaptığı
önemli katkılarından dolayı UNDP Türkiye tarafından
verilen "Küresel Amaçlar Eylem Ödülü"nü Emine Erdoğan'a
takdim etti.
Emine Erdoğan, ödül takdiminin ardından yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Ofisi ile çok özel bir farkındalığın ortak dilini konuştuklarını belirterek çevre dostlarının yan yana ve hep birlikte olmasının büyük bir sinerji doğurduğunu hissettiğini söyledi. Bu kıymetli ödülü, hayat enerjisini doğanın sözcülüğüne adayan ve tüm güzel kalpler adına kabul ettiğini belirten Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ofisine şükranlarını sunduğunu dile getirdi.
İklim krizine değindi
Emine Erdoğan, görev süresi sona eren Tomasi'ye teşekkür
ederek yeni görevinde başarılar diledi ve Türkiye'yi evi
gibi görmesi gerektiğini vurguladı. İnsanın yaptığı
hataları temize çekmesi imkanının son nefesine kadar
bulunduğunu ve bu ümidin bugünün yanlışlarının yarının
doğrularına çevrilmesi için kullanılması gerektiğini anlatan Emine
Erdoğan, bilimin gerçeklerinin iklim krizi başta olmak
üzere karanlık bir geleceğin işaretini verdiğini aktardı.
"Doğanın tüm kaynaklarını fütursuzca
tüketmek asla kabul edilemez"
Emine Erdoğan, bilim insanlarının, bugün yaşayan neslin
çevreye yönelik tabloyu değiştirebilecek son nesil
olduğunu söylediğini bildirerek "İşte bu fırsatı
değerlendirmeli, geleceğe daha iyi bir dünya bırakmak
üzere daha çok çalışmalıyız. Çünkü doğanın tüm
kaynakları insanlığın hem bugününün hem de gelecek
nesillerinin ortak mirasıdır. Bu mirası, hakkından fazlasını
alarak fütursuzca tüketmek asla kabul edilemez." diye
konuştu.
"Özgün kültürel tecrübelerimizle katkı sunmak
istiyoruz"
Türk kültürü ve medeniyetinde yer
alan "çevrenin emanet olarak
görülmesi" yaklaşımına değinen Emine Erdoğan, şöyle devam
etti: Tabiatla kurduğumuz ilişki öylesine derindir
ki medeniyet tarihimiz doğa için kurulan türlü vakıflarla
doludur. Su kaynaklarının korunmasından sokakların temizliğine,
hastalanan göçmen kuşların tedavisinden leyleklerin
doyurulmasına kadar tarihimizde nice çevre vakfı
kurulmuştur. Sıfır Atık Projesi gelecek
nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğunun küçük
bir adımıdır."
Emine Erdoğan, doğanın insanlara emanet edilmiş bir dost olduğunu, insanın dostuna nasıl davranırsa tabiata da öyle davranması gerektiğini ancak tüm dünyada olduğu gibi sanayileşmenin etkilerinin bu anlayışı dönüştürdüğünü ifade ederek şunları söyledi:
"Tüketim toplumu genişledikçe çevre sorunları artmıştır. Modern insan tabiata karşı yabancılaşmış hatta üzerinde tahakküm kurma hadsizliğine yeltenmiştir. Bugün ihtiyacımız olan öteki haline gelen tabiat ile aramızdaki mesafeyi kapatmaktır, onun dostluğunu yeniden kazanmaktır. Birleşmiş Milletler gibi küresel çözümler sunan organizasyonların evrensel değerlerini paylaşıyoruz ve kendi özgün kültürel tecrübelerimizle katkı sunmak istiyoruz."
Ödül, geri dönüştürülebilir malzeme kullanılarak
hazırlandı
Emine Erdoğan'a takdim edilen ve cam
sanatçısı Hande Erbük tarafından geri dönüştürülebilir
cam ve metal malzeme kullanılarak hazırlanan ödül,
dünyanın çok naif bir dengeye sahip ve kırılgan olduğunu
temsil ediyor.
Törende, Sıfır Atık Projesi'ne ilişkin faaliyetleri içeren video da gösterildi. Konuşmaların ardından Emine Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum ve diğer katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.
Sıfır Atık Projesi kapsamında ülke genelindeki
çalışmalar
Emine Erdoğan'ın himayesinde
yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında, Milli Eğitim
Bakanlığı ve TEMA ile iş birliği yapılarak okullarda dijital
ortamda eğitim verecek "Sıfır Atık Eğitim Portalı"
kuruldu.
Türkiye genelinde devam eden seferberliğe destek vermek amacıyla okullarda geri dönüşüm kumbaraları kuruldu ve 2019'un ilk yarısında 20 ildeki 252 okulda 77 bin 466 öğrenciye sıfır atık konusunda eğitimler verildi.
Projenin geniş kitlelere ulaşmasıyla çevre mevzuatında da önemli yenilikler ve değişiklikler yaşandı. Çevre Kanunu'nda geri kazanım katılım payı, plastik poşet ve plastik ambalaj kullanımının azaltılması, depozito uygulaması ve sıfır atık yönetim sistemi ile ilgili değişikliklerin yanı sıra 1 Ocak 2019'dan itibaren market, mağaza gibi satış yerlerinde taşıma amaçlı kullanılan plastik poşetlerin kullanımı ücretlendirildi.
Projenin daha ileriye taşınması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı olarak 2020'de kurulan Türkiye Çevre Ajansı, ambalaj atıkları için zorunlu depozito uygulamasına 2021 yılı itibarıyla başladı.
Sıfır Atık Mavi Hareketi ulusal kampanyaya
dönüştü
Türkiye denizlerini ve kıyılarını, atıklardan
daha iyi korumak için Haziran 2019'da başlatılan "Sıfır Atık Mavi"
hareketiyle ulusal deniz temizliği projesi öncülüğünde Türkiye'nin
önde gelen 760 kuruluşu denizlerdeki kirliliğiyle mücadele
ederken, tonlarca atık denizlerden temizlendi. Proje sayesinde
2019 yılına kadar 4 milyon 30 bin ton değerlendirilebilir atık
ekonomiye kazandırıldı.
Sıfır Atık Projesi ile 2017-2020 döneminde 397 milyon ton hammadde, 315 milyon kilovat saat enerji, 345 milyon metreküp su ve 50 milyon varil petrol tasarruf edilmesi sağlandı. Aynı dönemde 17 milyon ton kullanılabilir atık toplandı, 2 milyar ton sera gazı salınımı önlendi ve 209 milyon ağaç kurtarıldı. Bu eylemler sayesinde 17 milyar lira ekonomik kazanç elde edildi. Projenin hedefi ise 100 bin kişiye doğrudan istihdam ve yıllık 20 milyar lira tasarruf sağlanması olarak belirlendi.
Geçen yıl itibarıyla 76 bin kurum ve kuruluş binasında devreye giren Sıfır Atık Yönetim Sistemi ile projenin başında yüzde 13 olan geri kazanım oranı yüzde 19'a ulaştı. Sıfır Atık Projesi ile 2023'te geri dönüştürülen atıklarda geri kazanım oranının yüzde 35'e ulaşması amaçlanıyor.