Emine Ayna'dan tehdit gibi açıklama
Abone olBDP'li Emine Ayna, özerklik ilanıyla ilgili çok tartışılacak açıklamalarda bulundu
Emine Ayna çok tartışılan özerklik ilanını "artık talep
etmiyoruz yapıyoruz sözleriyle" değerlendirdi.
BDP'li Emine Ayna, özerklik ilanıyla ilgili çok
tartışılacak açıklamalarda bulundu.
Diyarbakır'da bağımsız milletvekili seçildikten sonra
BDP'ye geçen Emine Ayna, ilan ettikleri 'Demokratik Özerklik'in
tartışılma ihtimali olmadığını söyledi. Ayna, Kürtler'in "Artık
senden talep etmiyorum. Ben yapıyorum. Sana düşen; beni tanımaktır"
dediğini, ancak bunun Ankara ile ipleri koparma anlamı taşımadığını
savundu.
Uydu aracılığı ile PKK çizgisinde yayın yapan Roj TV'nin dün akşam
stüdyo konuğu olan Emine Ayna, 'Demokratik Özerklik' ilanı ve
TBMM'yi boykot kararlarını değerlendirdi. Emine Ayna, BDP'nin geçen
hafta Diyarbakır'da ilan ettiği 'Demokratik Özerklik' ile ilgili
şöyle dedi:
"BEN HAKKIMI KULLANIYORUM"
"Bunun anlamı; 'Ben senden artık talep etmiyorum. Ben yapıyorum,
sana düşen beni tanımaktır.' Şunun anlaşılması gerekiyor. Kürtler
birey değil, bir halktır. Doğal olarak kolektif özellikleri vardır.
Kürtlük; o topluluğun ortak tanımıdır. O tanıma sahip olanların
özellikleri vardır. Bunlardan biri dildir, diğeri yaşadığı
topraklardır. Yaşadığı topraklardaki kaynaklar hakkında söz söyleme
sahibi olmalıdır. Bunun görülmesi gerekiyor. Bunun yöntemi tarzı
ortak belirlenebilir. Sonuçta bu kolektif haklara diğer kolektif
haklar nasıl sahipse Kürtler de sahiptir. Bugüne kadar
kullanmalarına izin verilmemiştir. Şimdi de Kürtler diyor
ki; Ben senin iznini beklemeyeceğim. İznini de istemiyorum, bu
benim hakkımdır, kullanıyorum. Yapılan budur. 'Demokratik özerklik
ilanı ile bu benim hakkımdır. Ben hakkımı kullanıyorum'
diyor."
ÖZERKLİK NASIL İŞLEYECEK?
Emine Ayna ilan ettikleri 'Demokratik Özerklik' tanımı içerisinde
siyasal statünün bulunmadığını, siyasal bir tanımdan söz
ettiklerini belirtirken, şöyle devam etti:
"Kültürel haklar vs. bunlar tartışılabilir belki. Siyasal talep;
siyasal bir statüdür. Ben o yüzden 'Çıta dememek lazım' diyorum.
Bağımsızlığınızı ilan edersiniz de çıta oradadır. O gelir
federasyonu, özerkliği tartışırsınız. Bunun gerisinde bir siyasi
statü yok. Yapılan şey, kabul edilebilir, eşit değil; eşite
en yakın; Türkiye sınırları içerisinde özgür ve gönüllü
birlikteliğin temelidir. Eşit, özgür, gönüllü birliktelik. Bu
müzakere masasına da gelebilir, konuşulabilir, konuşulmalıdır da.
Bu noktadan sonra konuşulabilecek şey, demokratik özerklik nasıl
işleyecek."
Emine Ayna, DTP'ye geçen milletvekillerinin TBMM'yi boykotu ve
‘Demokratik Özerklik' ilanının birleşmesi üzerine kafa
karışıklıklarının derinleştiğini, 'Acaba Ankara bitti mi?'
denildiğini anlatırken şöyle konuştu:
"KOPUŞ DEĞİL"
"Demokratik Özerklik' projesini ilk tartışmaya başladığımızda
2007'de bunu dosya haline getirip, yazıya döktük, tüm aydınlarla
belli olgunluşma dönemine getirdik, ardından DTP tüzüğüne taşıdık.
Demokratik Özerklik alt başlıkları ile örnek model olarak yer
verdik. Ankara'dan bağımsız düşünüyor olsaydık, bunu
Ankara'da tartışmazdık. Demokratik özerklik bir kopuş, ipleri
koparma, yol ayrımı değil. Eşite en yakın özgür ve gönüllü
birlikteliktir. Yaptığımız budur. Hem demokratik kolektifleri
hayata geçirebileceğimiz, hem de diğer halklarla aynı ülke içinde
birlikte yaşam olanağı yaratmaktır. Bu Türkiye'nin ciddi bir
demokratikleşme hareketidir de. Ankara'dan kopuş değil, Ankara'nın
yükünü hafifletmeyi hedefleyen bir şeydir. Meclis'i
protesto etmemizle hiçbir ilgisi yoktur. Bizim Meclis'e ilişkin
yaklaşımımız sadece Hatip Dicle veya diğer 5 tutuklu arkadaşımızla
da ilgili değildir. Belediye başkanları, il genel meclisi, belediye
meclisi üyeleri dahil tutuklu 3 binin üzerinde arkadaşımız var. Biz
demokratik anlamda siyaset yapmayı hedefliyoruz. Terörle Mücadele
Yasası, Türk Ceza Yasası'ndaki maddeleri önümüze koyarak demokratik
politika yapmamızı engelliyorsunuz. Bu Meclis'in artık bu iradeyi
göstermeyi göstermesi gerek. Anayasayı bırak önce bunu değiştir.
Dicle'ye millletvekilliği verilir mi verilmez mi bu bağımsız bir
konu. Hele önce bunları değiştir. Bunları değiştirmezsen rolümüzü
milletvekili olarak oynayamayacağız, düşüncelerimizi ifade
edemeyecek, örgütleyemeyeceğiz demektir."