Emin Çölaşan'dan haklı isyan
Abone olÇölaşan, bu tür yarışmaların Türkiye'yi yozlaştırdığını iddia ediyor ve televizyonlara öfke kusuyor.
Pop jüri TELEVİZYON kanallarında şarkı yarışmaları... Popstar,
Türkstar, Akademi Türkiye... Her birinde seçmece jüriler,
sunucular! Bunları izlemek ‘Türk milletini’ tanımak açısından
yararlı oluyor. Hele eleme aşaması muhteşem. İnsanların şarkıcı
olmaya nasıl umut bağladığı, jürilerin önüne hangi nedenle çıktığı,
ümidini yitirmiş kesimlerin bu işlerden nasıl medet umduğu,
ülkemize özgü bir çarpıklık. Binlerce kişi beleş ekmek kuyruğu gibi
sabah erkenden eleme kuyruğuna girmiş, sırasının gelmesini
bekliyor. İlginç, çoğu gariban, bazısı komik ve acınacak tipler!
Ağlayanlar, yalvaranlar, acındıranlar, yalancılar... İzlerken belki
gülüp eğleniyorsunuz ama ülkeniz adına üzüntü duyuyorsunuz. Türk
insanının ne durumlara düştüğünü, hangi umutların peşinde koştuğunu
görünce utanıyorsunuz. Tam bu aşamada Devlet İstatistik Enstitüsü
anket (!) yapıyor ve Türk milletinin yarıdan fazlasının mutlu
olduğunu resmen açıklayabiliyor! Demek ki devlet kuruluşuna göre bu
ülkede memur, emekli, işçi, öğrenci, ev kadını, polis, öğretmen ve
milyonlarca işsiz’in yarıdan fazlası mutlu! Yerseniz! * * * Pop
yarışmalarında büyük para var. Oylamalar telefon bağlantılarıyla
yapılıyor. Milyonlarca ‘mutlu’ insan şarkıcı adaylarına bedelini
ödeyerek oy veriyor. Kumbara çalışıyor! Her yarışmanın sponsorları
var. Araya alınan reklamlar dışında programda sergilenen sponsor
reklamlarından, ücretli telefon oylamalarından büyük paralar
kazanılıyor. Popçu kanallar memnun. Her programda milyonlarca dolar
dönüyor. Elenenlere ve kazananlara daha sonra kaset yaptırılıyor.
Oradan da para geliyor. Yarışmacılar artık isim yapmıştır, öteki
kanallarda magazin programları hepsine açık. * * * Bence bu pop
yarışmalarında görev alan bazı jüri üyeleri, pek çoğu acemi olan
şarkıcı adaylarından daha ilgi çekici. Yarışmalarda esas ilgiyi
jüri üyeleri çekiyor. Programlar onların üzerine kurgulanmış.
Aralarında danışıklı dövüş tartışmalar, popçuya bağırıp çağırmalar,
bazen hakarete varan küçümsemeler, aşağılamalar, bazı şarkıcı
adaylarının karşısında ağlamalar... Bu ülkede nice felaketler
yaşandı, nice insanlar krizlerde işsiz kaldı, açlığa mahkûm oldu.
Bugün de öyle. Onların ağlayanı hiç olmadı. Bu yarışmalarda jüri
üyesi olmak çok avantajlı! İsim yapıyorsun! Ünlü ve güncel
oluyorsun! Yitirdiğin ününe yeniden kavuşuyorsun! Ayrıca maddi
manevi her açıdan kazançlı çıkıyorsun. Köşe yazarı oluyorsun,
reklam filminde oynayıp para kazanıyorsun. Olacaksan pop
yarışmasında jüri üyesi olacaksın! Yakında bazı kanallarda ‘pop
çocuk’ yarışmaları başlarsa şaşmayın. Büyüklerin sırtından
kazanılan paranın belki daha fazlasını, çocukların sırtından
kazanmak mümkün. Onların da jüri üyeleri olur, onlar da ağlar
mağlar, reyting rekorları kırılır. * * * Televizyonu bir ‘öğrenme’
aygıtı olarak kullanmak Türk toplumuna ters geldi. Hepimiz magazine
koşullandık. Demek ki biz bunu hak ediyoruz. Televole egemenliği
döndü dolaştı, yerini pop yarışmalarına bıraktı. Bu işlerde iyi
para var. Yapan memnun, yaptıran memnun, izleyen memnun! Ekranlarda
neredeyse belgesel yok. Olanlar parmakla sayılacak kadar az. Bilgi
yarışmaları, öğretici programlar hemen hemen bitti. Haberler bile
cıvıdı, magazine döndü. Poplara ve dizilere endekslendik. Toplum
bir acayip oldu. Bir dizideki mafya babası rol icabı ölünce
gazetelere ölüm ilanları verildi, maçlarda saygı duruşu yapıldı.
Türkiye’ye bir şeyler oluyor. Türk toplumu ekranlardan, bir yerlere
doğru hızla koşturuluyor. Bunlar elbette durup dururken olmuyor.
Televizyon kanallarını yönetenler bu işi iyi çözdü. Onlar bizi,
bizden daha iyi tanıyor. Demek ki biz böyle istiyormuşuz. Bazı
değerlerimizi hızla yitirip yeni bir sürece balıklama atlamışız.
Biz bunlara layıkmışız. Çark hızla dönüyor. Şimdi getirisi en
yüksek, kendinden en çok söz ettiren şey jüri üyeliği! Şöhret,
reklamlarda oynama, büyük kazançlar, rol kesmeler, göstermelik
gözyaşları, köşe yazarlığı, bağırıp çağırma, aşağılama, falancanın
sevgilisi, filancanın torpillisi... Bu ortamda pop jürisi olmak
varmış!