Emin Çölaşan'a öyle bir cevap verdi ki
Abone olAt yarışlarında şike iddia eden Emin Çölaşan'a Jokey Süleyman Akdı, 'at gözlüğünü çıkar' diyerek cevap verdi
Bulduğu her fırsatta AK Parti Hükümetini ve icraatlarını
eleştiren Emin Çölaşan, bu kez Gazi Koşusundan yola çıkarak
atçılığı ve at yarışçılığını eleştirmeye kalktı. Usta jokey
Süleyman Akdı'dan cevap gecikmedi.
Jokey Akdı, şimşekleri üzerine çeken yazarı "Sayın Çölaşan, bizim atçılığımızda, “sadece önünü görsün diye, başka yere bakmasın diye” atlara “kapalı gözlük takılır”. Ama lütfen hiç olmazsa biz sizden “kapalı gözlüğünüzü çıkarmanızı ve atçılık camiasının, ülkemizin yurt dışında tanıtımı ve de ayrıca ülkemize olan ekonomik-sosyal katkılarını araştırıp”, düşüncelerinizi ondan sonra kaleminize dökmenizi beklerdik" sözleriyle vurdu.
Çölaşan'ın yazısına bildiriyle cevap veren Jokeyler Derneği Başkanı Süleyman Akdı, Çölaşan'ı içinde at sevgisi olan at yarışı tutkunlarına ve yarış severleri ile tüm emekçilere saygı duymaya davet etti.
ÇÖLAŞAN NE DEMİŞTİ?
Çölaşan büyük gürültü koparan yazısında "Sevgili okuyucularım,
bildiğiniz gibi at yarışları kumardır. Yanrışlar şimdi Türkiye’nin
dört bir yanında yapılıyor ve gidenlerin yüzde 95 i şans deniyor!
Parayı bastırmak için ille de hipodromlara gitmeye gerek yok.
Ülkemizin her yerinde binlerce ganyan bayii var. Oralara gidip
kumarınızı oynuyorsunuz. Atlar koşuyor, birileri kazanıyor,
çoğunluk kaybediyor. Ben hayatım boyunca at yarışına
gitmedim. Ama meraklılarından hep duyarım, yarışlarda şike
olduğunu, at sahipleri ile jokeylerin kendi aralarında
anlaştıklarını, şikenin sadece çok büyük ödül verilen Gazi
Koşusu’nda olmadığını söylerler. Doğru mudur, yanlış mıdır
bilemem!" ifadelerini kullanmıştı. Yazar daha sonra
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan adına düzenlenen koşuları
gündeme getirip eleştirmişti.
İŞTE AKDI'NIN KINAMA BİLDİRİSİ
Sayın; Emin ÇÖLAŞAN’ın, 26/07/2011 Tarihli,
Sözcü gazetesindeki “AMAN ATATÜRK OLMASIN”! başlıklı
yazısına, Derneğimizin“Bunları biliyor musunuz? başlıklı
kınama cevabımız…
Bunları biliyor musunuz?
Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal
Atatürk için atlar, o kadar güzel varlıklardır ki, Atatürk’ün
bu hayvanı sevmemesi hiç düşünülemezmiş. O kadar ilgi ve hayranlık
duyduğu bir hayvandı...
Bunları biliyor musunuz?
Bunun yanı sıra çok yakın arkadaşı “Fikriye hanıma” ilk
hediyesi attır ve bu atın adı “Zafer”dir. Latife
hanımla da evlendiği zaman ilk hediyesi attır. Hatta bu atların
İzmir’e gidişini de Mustafa Kemal’in yaveri Salih
Bozok sağlamıştır. Ve herkesin bildiği gibi üzerine titrediği
en çok değer verdiği atı da “Sakarya”dır.
Bunları biliyor musunuz?
Atatürk’ün özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında at yarışları
düzenlenmesini arzu etmesinin başlıca sebebi, ata zaten düşkünlüğü
bilinen bir milletin bir araya geldiğinde bazı söylemlerle
bilinçlenmesini istemesidir. O zamanlar yarışların düzenlendiği bu
yerdeki topluluklara kürsüden hitap ederek düşüncelerini aktarma
fırsatı bulurmuş. Yani Atatürk at yarışlarına 10 dakika önceden
gelip yarış bittikten 2 dakika sonra giden bir zihniyette değildi.
Aksine yarışlar başlamadan 3 saat evvel gelip, bittikten saatler
sonra gidermiş. Sebebi de oraya gelen toplumla birebir konuşmak,
ilişki kurmak ve dertlerini dinleyerek çözüm bulmaya
çalışmaktı.
Eski zamandan günümüze kadar at yarışları bir kumar değil, bir
heyecanı, kazanma azminin göstergesi ve farklı iki canlının
birlikte yaptıkları tek spordur. Amaç, bu tip faaliyetlerden
toplumun bazı kazanımlar elde etmesini sağlamaktı. O zamanlar bu
büyük toplulukları bir araya getirecek başkaca sosyal etkinlikler
futbol, basketbol maçları gibi faaliyetler yoktu. At yarışları bu
bakımdan topluma bir takım mesajlar vermek için imkânlar sunan
yerler olarak kabul edilirmiş.
Bunları biliyor musunuz?
Sizler çoğu insanlar gibi yataklarınızda uyurken, biz
jokeyler, seyisler ve antrenörler ve idman jokeyleri yaz, kış
demeden, her gün, sabahın 04.00 lerinde başlayan antrenmanlarda
atları yarışlara hazırlıyoruz. O nedenlerdir ki, jokeylik
mesleği, çok zor ve çok özveri isteyen ve de birçok meslek gurubu
gibi, hayati risk taşıyan bir meslek. Son on yılda 5 arkadaşımız
yarış esnasında üzücü kazlar neticesinde yaşamlarını yitirmiş,
birçok arkadaşımız ve kardeşlerimizin, sakat olarak yaşamlarına
devam ettiğini.
Altınızda bir canlı varlık ve altınızda rüzgar geçiyor ve Yaklaşık
54 ile 70 km hızla gitmektesiniz. Her an yıkılma
tehlikesi ile karşı karşıyasınız. Sakatlanabilir ve hatta ölümle
burun buruna kalabilirsiniz. Bunun yanı sıra olumlu veya olumsuz
hava şartlarını da düşünürsek, kolay kolay benim diyen insanın
yapabileceği bir meslek değildir… Jokey mesleği…
Bırakın sokaktaki vatandaşı, sizler gibi tecrübeli ve modern
düşünceli “yılların gazetecisi ünvanı”nı almış bazı
yazarların, aslı astarı olmadan ve de araştırılmadan başkalarının
duyumları ile şike var demek gibi basit ama tehlikeli bir kavramı
sarf etmeyi kendinize nasıl yakıştırabiliyorsunuz? .
Sizler, kış aylarında çoğu insan gibi paltolarınız ile dışarıda
üşüdüğünüz halde ve tribünde veya sıcak evinizde televizyon
karşısında otururken, biz jokeyler, incecik pantolonları ve incecik
formaları ile ne zaman olacağını bilemediğimiz rahat bir hayatın
hayali kurmanın heyecanı içerisinde olmuşuzdur.
Ayrıca her zaman,şeref ve onurlarımız ile bu kutsal
görevi yapmanın mutluluğunu kalplerimizde yaşamaktayız.
Öyle dediğiniz gibi veya sadece laf olsun diye düşünmeden
size söyleyen yakın arkadaşlarınızın dediği gibi, bizler at
sahipleri ile anlaşıp şike yapıyor olsak, sabahları neden sıcak
yataklarımızdan kalkıp atlarımızı yarışlara hazırlayalım ve neden
kazanmamak için koşalım. Hiç düşündünüz mü?
At yarışları ve jokeylerin hayatı; asla öyle düşündüğünüz veya
kafanızda kurduğunuz gibi hiç kolay değil… İçinde çok ama çok büyük
bir emek yatmaktadır.
Bunları biliyor musunuz?
Sizin sevdiğiniz kadar bizlerinde sevdiği ve saydığı ilkelerine
sahip çıktığımız Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu, Atatürk’ün
dediği gibi “ At yarışları modern toplumlar için sosyal bir
ihtiyaçtır. sözü de buradan hareketle söylenmiştir.
O nedenledir ki, sizin soru işaretli, ama düşünmeden yazdığınız
gibi veya öyle“Ben hayatım boyunca at yarışına gitmedim. Ama
meraklılarından hep duyarım, yarışlarda şike olduğunu, at sahipleri
ile jokeylerin kendi aralarında anlaştıklarını, şikenin sadece çok
büyük ödül verilen Gazi koşusunda olmadığını söylerler. Doğru
mudur, yanlış mıdır bilemem”! diye başlayan düşüncelerinizi,
gerçekten bilmeden yazdığınız belli.
Ayrıca, bilmeden de olsa, araştırmadan da olsa kaleminize almış
olduğunuz at yarışları ile ilgili düşüncelerinizi ve talihsiz
ifadelerinizi sizin gibi araştırmacı usta bir gazeteciye
yakıştıramadığımızı ve tüm meslektaşlarımız adına Jokeyler Derneği
olarak, kınadığımızı bilmenizi isteriz.
Bunları biliyor musunuz ?
At yarışı sporunun organizasyonu için, TJK kadrolarında tüm
Türkiye'de yaklaşık 2 bin personelin görev aldığını, yarış atı ve
yetiştiriciliğinin, 30 binden fazla kişiye istihdam sağlayan
bir faaliyet olduğunu.
TJK' nın 2009 yılı cirosunun 2 milyar 2
milyon 908 bin lira ve ''2010 yılıcirosunun ise 2
milyar 233 milyon lira olduğunu ve 2010 yılında müşterek bahis
gelirinden devletimize aktardığımız vergi payı 619 milyon 606
lira olduğunu.
Elde edilen gelirlerin, kulübümüz için hiçbir zaman amaç olmadığını
ve kar amacı gütmeden, Gıda Hayvancılık ve Tarım Bakanlığının
himayesinde, at ırkının iyileştirilmesi ana misyonu ile faaliyet
gösteren bir kurum olduğunu. Türkiye Jokey
kulübünün asla Ticari bir kurum olmadığını. Elde
edilen gelirlerin, yine devletimize, milletimize döndüğünü ve
kurumumuza kalan kısmı da yine atçılığın geliştirilmesi için
yapılan yatırımlarda kullanıldığını.''
Bunları biliyor musunuz?
Türk insanının kanında ve kültüründe at sevgisi ve atçılığa ilgi
olduğunu, bu ilgi ve sevginin sonucu sektörün bugün bulunduğu ileri
seviyeye geldiğini.
Şunun da bilinmesini isteriz ki;
Ayrıca biz jokeyleri ve camiamızı kirletmeye ne sizin ne de bir
başkasının hakkı olmadığını belirtmek isteriz.
Yazınızın başlığı gibi “AMAN ATATÜRK
OLMASIN” değil. “AMAN ATATÜRK HER ZAMAN
OLSUN” diyoruz. Ve modern toplumların, modern yazarlarına ve
düşünürlerine şunu söylemek istiyoruz.
Bizler ve kurumumuz Türkiye Jokey Kulübü olarak,''Her fırsatta
atçılığın bir şans oyunundan ibaret olmadığını, oyun kısmının bu
işin finansmanı ve aracı olduğunu söylüyoruz. Her zaman bunun amaç
olmadığını vurguluyoruz. Atçılığın görsel ve sportif yönlerini ön
plana çıkarmak suretiyle sektörümüze ilgiyi ve sevgiyi artırmaya
çalışıyor, daha da önemlisi doğru algılanması için çaba sarf
ediyoruz.
Sayın Çölaşan, bizim atçılığımızda, “sadece önünü
görsün diye, başka yere bakmasın diye” atlara “kapalı
gözlük takılır”. Ama lütfen hiç olmazsa biz sizden “kapalı
gözlüğünüzü çıkarmanızı ve atçılık camiasının, ülkemizin yurt
dışında tanıtımı ve de ayrıca ülkemize olan ekonomik-sosyal
katkılarını araştırıp”, düşüncelerinizi ondan sonra kaleminize
dökmenizi beklerdik.
Ayrıca, bugüne kadar yapılmış tüm önemli koşularımıza,
gerek GAZİ koşusu, gerek CUMHURBAŞKANLIĞI koşusu,
gerek BAŞBAKANLIK koşusu ve gerekse ulusumuz ile ilgili
önemli savaşları ve kurumların adlarını taşıyan klasik
koşularımıza, müsait olduklarında, hem Cumhurbaşkanlarımız ve de
Başbakanlarımız teşrif edip onurlandırmışlardır. Ayrıca, bu önemli
koşuların yapıldığı aynı tarihlerde, ülkemiz adına daha önemli
konular ile çakışması halinde, durumu bildiren nazik telgraflarını
camiamız aracılığı ile halkımız ile her zaman paylaşmışlardır.
Şunu bilmenizi isteriz ki;
Siz hiç yarışlara gitmemiş olabilirsiniz… !!! Siz birçok sportif
müsabakalara da gitmemiş olabilirsiniz.
Saygı duyarız… Ancak, sizde düşünce olarak, içinde at sevgisi olan
at yarışı tutkunlarına ve yarış severlere, tüm emekçilerine lütfen
saygı duyunuz.
Tüm jokey, jokey yamakları ve at yarışlarının emekçileri adına;
Süleyman AKDI
Jokeyler Derneği Başkanı