Emin Çölaşan'a ilginç teklif
Abone olÖnceki gün gazetenin yemekhanesinde arkadaşlarıyla öğle yemeğinde biraraya gelen Emin Çölaşan'ın hayatta şimdiye kadar hiç alışık olmadığı bir teklifle karşılaştı.
Dün gazetenin yemekhanesinde arkadaşlarıyla birlikte öğle yemeği
yiyen Emin Çölaşan, şimdiye kadar hiç alışık olmadığı bir teklifle
karşılaştı. Çölaşan'ın "Göbek bağı" dediği yazısı
şöyle:
- DÜN öğlen gazetenin yemekhanesinde yemek yiyoruz. Saffet Korkmaz,
Nuray Babacan ve Yelda Ataç aynı masadayız. Benim kitaptan falan
söz ediyoruz.
İki masa öteye elinde tepsisiyle genç bir hanım geldi. Onu yüz
olarak tanıyorum da, kim olduğunu bilmiyorum. Bir ara o genç hanım
bizim masaya yöneldi.
‘Emin Bey, şimdi size bir şey söylemek istiyorum; ama lütfen tuhaf
karşılamayın, gülmeyin, ya da bana kızmayın.’
‘Ne kızarım, ne de tuhaf karşılarım. Nedir?’
‘Benim 10 aylık bir oğlum var. Onun göbek bağını izin verirseniz
sizin odanızda bir yere koymak istiyorum. Bir saksının içi
olabilir, başka bir yer olabilir.’
‘Niye ki?’
‘Bizde hoş bir gelenek vardır. Örneğin çocuk iyi okuyup adam olsun
diye göbek bağını okul bahçesine gömerler. Ya da doktor olsun diye
hastane bahçesine gömerler. Eşimle de konuştuk, oğlumuzun sizin
gibi olmasını istiyoruz. O yüzden sizden bu istekte bulunuyorum.
Bir sakıncası olur mu?’
‘Niye olsun ki.’
Ancak ben bu aşamada yine bir dangalaklık sergiledim ve sordum:
‘Parça çok mu büyük?’
‘Yok canım, minnacık bir şey.’
‘Tamam, anlaştık.’
Bu öneri çok ilginç ve çok hoş bir şeydi. Masadaki arkadaşlara
dedim ki, ‘Yeni bir kitap yazarsam, sizin de tanık olduğunuz bu
olayı aynen koyarım’.
Yemek sonrasında tepsileri götürürken yüz olarak tanıdığım, ancak
kim olduğunu bilmediğim genç hanımın masasına gittim.
‘Pardon, siz kimsiniz?’
Bizim Ankara Bürosu’nda seri (küçük) ilanlar birim sorumlusu Bahar
Aras imiş. İşe kısa süre önce başlamış. Böylece tanışmış olduk.
Yemekten sonra Bahar’ı odama çağırdım.
‘Bu olayı yazmak isterim. İzin verir misiniz? Yazıda sizin isminizi
de kullanabilir miyim?’
‘Elbette. Tek dileğim oğlumuz sizin gibi olsun.’
Bahar’a odamdaki saksıları gösterdim. Hangisine isterse
gömebileceğini söyledim.
Göbek bağını yarın getirecek, saksıya gömeceğiz ve işlem
tamamlanacak.
Ben de Bahar’ın 10 aylık bebeği Mert Murat Aras’ın adına yarın bir
kitabımı imzalayıp vereceğim. Büyüyünce bu yazıyı da okur, göbek
bağının nereye, nasıl ve neden gömülmüş olduğunu bilir.
Bazen öyle güzel şeyler yaşarsınız ki, tanıkları olmasa ve
anlatsanız, dinleyenler belki inanmaz. Bu da onlardan sadece
biri.
Yazı: Emin Çölaşan
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr