Emil Lahud bu telefona ne diyecek?
Abone olHariri suikastinin ardından hazırlanan BM raporunda işaretler Suriye ve Lübnan'ı gösteriyor. Suikastten birkaç dakika önce Emil Lahud'un aranması dikkat çekti.
Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri'nin 14 Şubat'ta
öldürülmesini soruşturan BM'nin atadağı Alman Savcı Detlev
Mehlis'in raporunda ismine sadece bir kez atıfta bulunmasına
rağmen, suikastin arkasındaki ismin Suriye Devlet Başkanı Beşşar
Esad'ın kayınbiraderi Asıf Şevket olduğu iddia edildi. ABD'nin
saygın gazetelerinden New York Times, BM soruşturmasına yakın
diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde, Hariri suikastinde
bütün dikkatlerin Suriye'nin ikinci en güçlü adamı olarak tanınan
Şevket'e yöneldiğini ve Şevket'in suikastin ana şüphelisi olduğunu
yazdı. Gazeteye göre, bir diplomatik kaynak, soruşturma
müfettişlerinin Suriye Askeri İstihbarat Servisi'nin başında
bulunan Asıf Şevket'e odaklandıklarını söyledi. Şevket'in suikasti
düzenleyen grubun lideri olduğunu ileri süren bu kaynak,
soruşturmanın da bu yönde ilerlediğini belirtti. Kaynak, ''Kanıt
bolluğu var, ancak bulmacanın bütün parçalarını bir araya getirmek
için daha fazla zamana ihtiyaç bulunuyor'' dedi. Şevket'in
Suriye'nin ikinci en güçlü adamı olduğunu yazan gazete, Devlet
Başkanı Esad'ın iktidardan düşürülmesi durumunda yerine onun
geçeceğini öne sürdü. Esad'ın çevresindeki herhangi birinin
suikaste katılmış olmasının Suriye yönetimine ciddi bir darbe
olacağı görüşünü savunan gazete, diplomatın, ''Kesinlikle şüphe yok
ki, şüpheler doğrudan en tepeye gidiyor'' ifadelerine yer verdi.
ŞÜPHELİ TELEFON Lübnan'da eski Başbakan Refik Hariri'nin 14
Şubat'ta öldürüldüğü suikasti araştıran BM komisyonunun raporunda,
Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud aleyhinde de unsurlar çıktı.
Suriye ve Lübnanlı yetkililerin suçlandığı raporda, kilit bir
zanlının kardeşinin, suikastten birkaç dakika önce Lahud'u cep
telefonuyla aradığı belirtiliyor. Komisyonun internette yayımlanan
raporunda, söz konusu kilit şüphelinin Suriyeli yetkililerle
kuvvetli ve eski bağları bulunan Lübnan'daki İslami hayırsever
derneği El Ahbaş'ın seçkin üyesi Ahmed Abdül Al olduğu
kaydediliyor. Abdül Al'in gerçekleri gizlediğinden şüphelenen
soruşturma görevlilerinin dikkatini çektiği ve soruşturma
görevlilerinin diğer zanlılarla bağlantılı bu kişinin hesaplarında
inceleme yapılmasının gerekli olduğunu düşündükleri belirtilen
raporda, diğer zanlılar arasında özellikle, Hariri suikasti
sırasında Lübnan Devlet Başkanlığı muhafızlarının şefi olan Mustafa
Hamdan'a dikkat çekiliyor. Mustafa Hamdan'ın da, suikastten hemen
önce Devlet Başkanı Lahud'a telefon eden Abdül Al'ın kardeşi Mahmud
Abdül Al ile çok yakın ilişkileri olduğuna dikkat çekilen raporda,
El Ahbaş derneğinin aktif üyesi Mahmud Abdül Al'ın patlamadan
birkaç dakika önce saat 12.47'de Lahud'un cep telefonunu aradığı ve
saat 12.49'da da Lübnan askeri istihbarat başkanı Raymond Azar ile
konuştuğunun tespit edildiği belirtildi. Raporda, Abdül Al'ların
üçüncü kardeşlerinin de Devlet Başkanlığı muhafızı olduğu
kaydedildi. Lahud'un bürosu ise Hariri suikastinden hemen önce bir
şüpheliden Lahud'a telefon edildiğini yalanladı. Devlet Başkanı
Lahud'un görev süresinin Eylül 2004'te uzatılması, Refik Hariri ile
Şam makamları arasında ciddi krize neden olmuştu. SUİKASTE ESAD'IN
YAKIN ÇEVRESİ KARAR VERDİ Lübnan'da 14 Şubat'ta suikasta kurban
giden eski Başbakan Refik Hariri'nin ölümünü soruşturan BM'nin
raporunda, suikastı üstlenen Ahmed Ebu Adas'ın, saldırı gününden
önce Suriye'de kaybolduğu belirtildi. BM'nin internet sitesinde de
yayımlanan rapora göre, Ebu Adas'ın, saldırıdan sonra El Cezire
televizyonunda yayımlanan görüntülerde suikastı üstlenen ''En-Nasr
Vel-Cihad Fi Biled Eş-Şam'' (Suriye'de Zafer ve Cihat) adlı grubun
üyesi olduğuna dair hiçbir kanıt bulunamadı. Raporda ayrıca, bu
grubun ne daha önce, ne de şimdi var olduğuna yönelik kanıt
bulunduğu belirtildi. El Cezire'de gösterilen video kasetin
dışında, suikastta kullanılan bomba yerleştirilmiş otomobili Ebu
Adas'ın kullandığını gösteren başka bir kanıt bulunmadığı
belirtilen raporda, buna karşılık eldeki kanıtların, Ebu Adas'ın 16
Ocak 2005'te evinden kendi isteğiyle ya da isteği dışında
ayrıldığını ve bu tarihten beri kayıp durumda olabileceğini ortaya
koyduğu kaydedildi. BM komisyonunun raporunda, Hariri'nin hayatına
mal olan patlamanın meydana geldiği yerde Ebu Adas'a ait hiçbir DNA
izi bulunamadığı belirtilirken, bir tanığa göre, Ebu Adas'ın
suikasttan yaklaşık 45 gün önce silah zoruyla bu kaseti doldurmaya
zorlandığı ifade edildi. Hariri suikastından birkaç saat sonra El
Cezire kanalında yayımlanan video görüntülerinde, eylemi
''Suriye'de Zafer ve Cihat'' adlı şimdiye dek ismi duyulmamış bir
örgütün üstlendiği belirtilmişti.