Emel Sayın'dan yenilere gönderme
Abone olMuğla Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencilerinin düzenlediği söyleşide konuşan TSM sanatçısı Emel Sayın, herkesin assolist olamayacağını söyledi.
Muğla Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi, TSM sanatçısı
Sayın’ın sesi ile çınladı. Sosyoloji Bölümü öğrencilerinin
düzenlediği ve gençlerin büyük ilgi gösterdiği söyleşide, Muğla
Valisi Hüseyin Aksoy ve Rektör Prof. Dr. Şener Oktik te eşleri ile
birlikte hazır bulundu.
Söyleşide unutulmayan şarkılarından bir kaçını da seslendiren Emel
sayın, ilk kez böyle bir etkinlikte bulunduğunu belirtirken,
“Doğrusu sahneye gelip oturmaya alışkın değilim. Yavaş yavaş bunada
alışacağız.” dedi.
Soru-cevap şeklinde gerçekleşen söyleşide, Devlet tarafından
“protokol sanatçısı” olarak yurt dışı konserlere “Sarışın olduğu ve
batılı imajı vermek istendiği için mi” gönderildiği ile ilgili
soruya “Niye ben tercih edildim bilmiyorum. Öyle düşünülmüş bile
olsa başarılı olmuş olmalıyım ki, çok ülkeye gönderildim. Bu benim
için hep onur oldu.” derken, gazino patronlarının “assolist”
yaratıp yaratmadıkları ile ilgili soruya, “Ben böyle bir şey
yaşamadım.
Patronlar assolist yaratamazlar. Assolist diye sunulanda o
özellikler varsa olur, yoksa kaybolur. Patron tarafından assolist
yapılan benim bildiğim bir kişi var, o da Bülent Ersoy. Tesadüfen
assolist oldu. Fahrettin beyin gazinosunda çalışan Gönül Alkor
‘gelmiyorum’ demiş, Fahrettin bey de bu kaprise kızıp, gencecik
genç Bülent Ersoy’u ‘sen assolistsin’ deyip sahneye çıkarmış. Tabi
çıkış o çıkış. Ersoy’da zaten bir şeyler varmış.” dedi.
Bir başka soru üzerine günümüz assolistleri ile zamanının
assolistlerini “Eski, yeni sanatçıların hepsi dostum. Çok korkarım.
Kimseyi kırmak istemem.” diyerek karşılaştırmak istemeyen sanatçı
Sayın şöyle devam etti: “Assolist her istediğini yaptırabilir;
patron ile işbirliği içinde olurdu. Masa düzeninden ışık düzenine,
mutfaktan sahneye kadar her şeye müdahale edebilirdi. Gazino içinde
saygınlığı vardı.
Eğitimi, sesi, dinleyici ile iletişim kurma yeteneği olması
gerekir. Bir de fiziği varsa iyi olur. Biz her gün sahneye
çıkardık.”
Assolist ile ilgili açıklamasına, “Kimse kravatsız gelmezdi. Çıt
çıkmadan dinlenirdik. İzleyici tekrar tekrar geliyorsa, repertuarı
değiştirirsiniz. İstenilen şarkıya bilmiyorum diyemezsiniz. Günümüz
sanatçılarından bütün bu anlattıklarıma oturan var mı?
Gazinolar bizim toplumumuza uygun eğlence mekanlarıydı. Saygın
yerlerdi. Maksim gibi markalaşmış olanlar vardı. Günümüzde aslında
assolist yok. Çünkü gazino da kalmadı. Gazinosuz olmaz. Çaba
gösteren gençler var.” dedi.
Haber; Beril Çuhadaroğlu
Kaynak: EGE GAZETESİ