Emektar gazetecilerden basın kartı isyanı!
Abone olİlkokul mezunu olan emektar gazeteciler basın kartı için harekete geçti geçmesine ama önlerine büyük bir de engel çıktı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın direktifleri
doğrultusunda lise mezunu olmayan 3 yıl basın kuruluşunda çalışmış
ve halen çalışan basın mensupları için sarı basın kartı verilmesi
için çıkarılan af yönetmeliğini adeta hiçe sayan TGS ile TGF'nin
başkanları emektar gazetecileri isyan noktasına
getirdi.
Türkiye genelinde gazetecilik yapan ve uzun yıllar öğrenim yetersizliği nedeniyle "Sarı Basın Kartı" alamayan gazeteciler, kendileri için çıkarılan affa rağmen dosyalarının komisyonda görüşülmeden rafa kaldırılmasına isyan etti ve TGF 37. Başkanlar Toplantısı'nın sonuç bildirgesinin 4. maddesi hatırlattılar.
TGF 37. BAŞKANLAR TOPLANTISI'NIN SONUÇ BİLDİRGESİ 4.MADDESİ
"Mesleği uzun yılar yaptıkları halde öğrenim yetersizliği nedeniyle basın kartı alamayan meslektaşlarımız için düşünülen "ilkokul mezunlarına basın kartı" sağlanmasına yönelik tanınan fırsat önemlidir. Ancak ikinci bir fırsatın da tanınmasıyla birlikte, TGF'ye, bu konunun istismar edildiğine ilişkin bilgiler gelmekte ve gazetecilik mesleğiyle yakından uzaktan ilgisi olmayanların da basın kartı aldıkları görülmektedir. Bu konunun, mesleğimizde bir itibar sorununa yol açmadan sonuçlandırılması için mutlak surette meslek örgütlerimizden destek alınmalı, diğer bir deyişle, başvuru sahipleri için o kentteki meslek kuruluşundan teyit anlamında referans istenmelidir."
Bildirgeye bakıldığında masumane kelimeler ile konunun
kapatılmaya çalışıldığı apaçık ortadadır. Çünkü çıkarılan kanun ve
yönetmelikler son derece açık ve seçik bir şekilde izah edilmiştir.
Yönetmelik, haktan yararlanabilecek kimselerin basın kartı
verebilecek herhangi bir basın kuruluşunda gazeteci olarak
çalıştırılmasını şart koşuyor. Devamında belirtilen şartlara uyan
gazetecilerden ilgili diğer evraklarını eksiksiz bir şekilde
Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne teslim
edilmesi isteniyor.
"KASAPLARA VE MANAVLARA BASIN KARTI VEREMEM"
Basın Kartı Yönetmeliği'nde 29 Aralık 2011 tarihinde yapılan değişiklikle getirilen geçici 5'inci maddede lise mezunu olmayan basın mensupları için, basın kartı başvurularını değerlendirmek üzere 485 dosya komisyona gönderilmişti. Komisyonun ikinci gününde ele alınması gereken dosyalar TGS Başkanı Ercan İpekçi'nin "Kasaplara ve manavlara basın kartı veremem" çıkışıyla krizi başlatmış oldu. İpekçi ve beraberindeki 3 TGS yetkilisinin dosyaları komisyon üyelerine fırlattıktan sonra toplantıyı terk etmesi kararı heyecanla bekleyen gazetecileri adeta şok etti.
GAZETECİLERE İKİNCİ BİR DARBEDE TGF'DEN
İpekçi krizinin sancıları sürerken emektar gazetecilere ikinci bir darbede bu kez Türkiye Gazeteciler Federasyonu'ndan geldi. Eskişehir'de gerçekleştirilen TGF 37. Başkanlar Toplantısı'nın Sonuç Bildirgesi'nde şu cümlelere yer verildi:
BYEGM'NİN DOSYALARI EKSİKSİZ SUNMASINA RAĞMEN "EKSİKLİK" POLİTİKTİR
BYEGM, zaten evrakları tam ve eksiksiz olan gazetecilerin başvurularını teslim alıyor yani aksine eksik ve yanlış beyan olanlar zaten kabul edilmiyor. İl müdürlüklerinde ciddi bir titizlik hakim Öte yandan, BYEGM tarafından teslim alınan dosyalar aylardır inceleniyor olmasına rağmen içerisine sızmış olan ve Sayın İpekçi'nin tabiriyle "Kasap" ve "Manav"lar var ise.komisyon sırasında ret oyu verirsiniz Kaldı ki "Manav" ve "Kasap"ların zaten Sarı Basın Kartı Beyannamesi'ni vermesi mümkün değildir. Sayın İpekçi'nin iddiasını çürütecek farklı bir tartışma konusu şudur:
SAYIN İPEKÇİ BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Aslında Sayın İpekçi, Basın Kartı verebilecek basın yayın kuruluşlarını çok iyi bilmektedir. Sözde emekçi kimliği ile ilkeli duruş sergilemek isteyen İpekçi, acaba bir kameramanın sırtındaki 15 kiloluk kameranın, 6 kiloluk tripotun, 5 kiloluk 3G'nin, sırtındaki kilolarca ağırlıktaki sırt çantasının ağırlığını bilmekte midir?
Acaba bir muhabirin gece/gündüz, yağmur/çamur demeden, bir toplantıdan bir kargaşa ortamına, bir çatışmadan diğer bir can pazarının yaşandığı savaş bölgelerinde ölümle burun buruna koşuşturduğundan haberdar mıdır?
Yılbaşı kutlamalarını, 1 Mayıs'ları, Dini ve Resmi Bayramları sabaha kadar sokakta kamuoyu için takip ettiklerini bilmekte midir? Yeni doğan bebeğinin doğum haberini kilometrelerce uzaktan öğrenen, haberin kokusunu bebeğinin kokusuna eş değerde gören, meslek hayatının hiçbir gününde 8 saatten az çalıştığını hatırlamayan ve izin günlerinde bile evinden işe çağırılan bu meslektaşlarının ne çektiklerinden haberi var mıdır?
Sayın İpekçi, hiç tarafı ve alakası bulunmayan bir kargaşa ortamında mermi yediniz mi?, bıçaklanan bir tarafınız oldu mu?, yediğiniz tekme tokatlardan korunmak için yüzünüzü avuçlarınızla örttüğünüz oldu mu hiç? Hiç Ramazan iftarlarında iftarınızı çadırda bile açamayacak kadar yoğunlukta çalıştınız mı? Hiç eşiniz siz sabah çıkarken bir daha yüzünüzü göremem ihtimali ile veda niteliğindeki söylem ve dualarını aldınız mı?
SARI BASIN KARTLARI'NIN HAK ZAFİYETLERİ İLE UĞRAŞINIZ
Sayın İpekçi, bizim en doğal hakkımız olan kartlarımızla uğraşacağınıza sadece İETT otobüslerinde ücretsiz geçiş hakkı tanıyan ve başkaca bir özelliği de kalmayan Sarı Basın Kartları'nın hak zafiyetleri ile uğraşınız. Biliniz ki bu kartlarla bizim başımız ebetteki göğe ermeyecek. Sadece ve sadece ayaklar altına alınmak istenen onurumuzu ve mesleğimizi teyit edecek bir tanıtım kartıdır ve yine nihayetinde cepte bulundurulacak bir karttan ibarettir. Uğraşı alanınız kaybolan özlük haklarımız ve mesleki zorluklarımızın minimize edilmesi olmalıdır. Bu bağlamda, kaybolan mesleki değerlerimizin yeniden kazanılması için yeni politikalar üretmenizi temenni ediyoruz.