Emeklilik yaşı yükselmiyor
Abone olÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu bir sempozyumda konuştu. Emekli aylıklarından vergi kesilmesi ve emeklilik yaşının yükseltilmesinea cevap verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, emekli
aylıklarından vergi kesilmesi ve emeklilik yaşının yükseltilmesi
konularında herhangi bir çalışmalarının ve niyetlerinin olmadığını
belirtti. DİSK tarafından, Friedrich Ebert Vakfı'nın katkılarıyla
''Ekonomik ve Sosyal Temel Haklar Kapsamında Sendikal Haklar,
Sosyal Güvenlik ve Sağlık Hakkı'' adlı sempozyum düzenlendi.
Dedeman Oteli'ndeki sempozyumda konuşan Bakan Başesgioğlu, ekonomik
ve sosyal politikaların birlikte yürütülmesi gerektiğini
belirterek, hükümet olarak, bunu yapma kararlılığında olduklarını
vurguladı. ''Ayakta kalan kalır, yaşayan yaşar, gerisi bizi
ilgilendirmez. Küreselleşmenin gerçeği budur'' demek gibi bir lükse
sahip olunmadığını ifade eden Başesgioğlu, bunun, sorumluluk
anlayışıyla da bağdaşmadığını söyledi. Başesgioğlu, 2821 sayılı
Sendikalar ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt
yasalarında değişiklik çalışmalarının devam ettiğini belirterek,
buradaki değişikliklerin sendikaların beklentilerini
karşılamayabileceğini ifade etti. Değişiklik çalışmalarının sadece
bu taslakla sınırlı olmadığını söyleyen Başesgioğlu, uluslararası
standartlar çerçevesinde değişikliklerin ileride de
yapılabileceğini dile getirdi. Sendikaların yüzde 10'luk işkolu
barajı ile ilgili sıkıntı yaşadıklarını belirten Başesgioğlu, şöyle
devam etti: ''Aslında, şu anda verilen yetkilerin sanal olduğunu da
hepimiz biliyoruz. Bir sendikanın gerçek üyesine göre bir
yetkilendirme yapılsa, burada karşılaşılacak tablonun çok farklı
olduğunu biliyoruz. Bunu gidermek için de bakanlıkta teknik
altyapıdaki eksiklerimizi gidermek ve toplu iş sözleşmelerindeki
yetki konusunda sigortalı bildirimlerini baz alacak bir düzenlemeye
gitmek istiyoruz.'' Türkiye'nin önünde Avrupa Birliği'nin yol
haritası olduğunu belirten Başesgioğlu, 2821 ve 2822 sayılı yasalar
konusunda, bu yol haritasına uygun düzenlemeyi yapacaklarını
bildirdi. Bakan Başesgioğlu, sosyal güvenlik sisteminin yenilenmesi
konusundaki çalışmaların devam ettiğini vurgulayarak, ''Türkiye'nin
nüfusu genç. Bizim, bu genç nüfusa dayalı sosyal güvenlik
projeksiyonlarını gerçekleştirmemiz için, 20-25 yıllık süremiz
var'' dedi. Sosyal güvenliğin, sosyal devlet olmanın en önemli
enstrümanlarından biri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Gerçi, 'sosyal güvenlik sisteminin açığı', 'kara delik' gibi
kavramları da yeterince tartışmadığımız kanaatindeyiz. Bizim sosyal
güvenlik sistemimizi, salt sigortacılık mantığı içinde yönetmek ve
mali dengesini sürdürmek mümkün değildir. Sadece işçi ve işverenden
alınan primlerle hizmet sunmak ve bu sistemin açık vermemesini
öngörmek doğru değildir. Eğer, bir sosyal devlet anlayışı hakimse,
sosyal devletin, diğer ülkelerde olduğu gibi, bu sosyal güvenlik
sistemlerine de katkı vermesi gerektiğine inanıyorum.''
Başesgioğlu, SSK'nın, başkalarının sağlık karnelerinin
kullanılmasıyla, hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmayan
vatandaşlara hizmet verdiğinin bilindiğini belirtti. Bakan
Başesgioğlu, ''Başka bir sosyal güvenlik kuruluşuna girme imkanı
bulunmayan insanlara, biz dolaylı bir biçimde, kurum sırtından
hizmet vermişiz. Biz bu hizmeti vermeseydik, bu insanlar sokakta
kalacaktı, sosyal devletin koruma şemsiyesinden yoksun kalacaktı.
Onun için SSK bu hizmeti verdi diye kurumu örselememiz, 'çok açık
verdi, bütçeye çok yük oldu' gibi eleştirilerde bulunulmasının
doğru olduğuna inanmıyorum'' diye konuştu. Eğer SSK'nın kaybı,
kaçağı varsa, hırsızlık, yolsuzluk suretiyle kurum kaynakları israf
edilmişse, bununla mücadele etmenin de herkesin görevi olduğunu
kaydeden Başesgioğlu, sosyal güvenlik reformu çalışmaları sırasında
bazı kaygılar dile getirildiğini kaydederek, emekli aylıklarından
vergi kesilmesi ve emeklilik yaşının yükseltilmesi konularında
herhangi bir çalışmalarının ve niyetlerinin olmadığını söyledi.
DİSK GENEL BAŞKANI ÇELEBİ DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de,
2821 ve 2822 sayılı yasalarda yapılacak değişikliklerin, taraf
tutulmadan, objektif kriterlere uygun olmasını istediklerini
belirtti. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve AB standartlarına
uygun düzenlemelerin ortaya konulmasını isteyen Çelebi, ''dengelere
göre düzenleme yapılmaması gerektiğini'' ifade etti. İş Güvencesi
Yasası'nın çıkmasıyla, buna ilişkin birçok düzenleme daha
yapılacağını düşündüklerini anlatan Çelebi, oysa her gün, sendika
üyesi olan birçok işçinin işten atıldığını dile getirdi.
Yargıtay'da bekleyen işe iade dosyalarının sayısının 7 bini
bulduğunu kaydeden Çelebi, ''Her biri 10 işçiyi kapsasa, 70 bin
işçi eder. Bu toplum örgütlü hale getirilmedikçe, AB ve ILO
standartlarında hiçbir şey yapılamaz'' diye konuştu. Türkiye'nin,
AB ile müzakerelerde başarılı olabilmesi için sürece sivil toplum
örgütlerinin de dahil edilmesi gerektiğini ifade eden Çelebi,
bunun, ülkenin demokratikleşmesi için yeni bir zemin oluşturacağını
söyledi. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrine karşı
olduklarını kaydeden Çelebi, bu yolla, uzun vadede sağlık
hizmetinin paralı hale getirileceğini savundu. Çelebi, ''SSK
bizimdir. Devredilmesine de asla izin vermemeliyiz'' dedi. ILO
Türkiye Temsilcisi Gülay Aslantepe ise, Avrupa Komisyonu'nun
İlerleme Raporu'ndaki çalışma hayatına ilişkin eleştirilerin
kendileri için hiç şaşırtıcı olmadığını belirterek, çalışma
hayatına ilişkin düzenlemelerin, tarafların beklentileri ve AB
standartları çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Çelebi, konuşmaların ardından verilen arada, Türkiye'nin AB'ye tam
üye olması halinde Türk işgücünün serbest dolaşımına kalıcı
sınırlamalar getirilebileceği yönündeki açıklamaları nasıl
değerlendirdiklerinin sorulması üzerine, böyle bir sınırlama
getirilmesine karşı olduklarını belirtti. Çelebi, AB'nin, sadece
sermayenin değerlerini değil, emeğin de değerlerini taşıdığını
ifade ederek, herhangi bir sınırlamaya karşı, uluslararası
çalışmalar yapacaklarını kaydetti.