Emekli Tuğgeneral Tanrıverdi: Darbenin amacı
Abone olEmekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, FETÖ’nün 15 Temmuz gecesi bir kalkışmanın yaşandığını belirterek değerlendirmelerde bulundu.
Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Onursal Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, FETÖ’cü örgütün ve bu örgütün başı olan Fethullah Gülen’in gözden çıkarılması sonucu 15 Temmuz gecesi bir kalkışmanın yaşandığını belirterek, “Darbe kalkışmasının amacı Türkiye’yi Suriye, Libya gibi ülkelerin durumuna düşürmek için DAİŞ militanları güneyden, Ermenistan doğudan girecek ve PKK’nın da farklı eylemleri olacaktı." dedi.
ASDER Onursal Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimiyle neyin amaçlandığını ve yaşanan tasfiyelerin TSK’yı nasıl etkileyeceği yönünde önemli açıklamalarda bulundu.
“FETÖ yapılanması gözden çıkarılmıştı”
Yaşanan darbe girişiminin FETÖ’cü örgütün gözden çıkarılmasının bir sonucu olduğuna dikkat çeken ASDER Onursal Başkanı emekli Tuğgeneral Tanrıverdi şunları söyledi:
“Darbe girişiminin nasıl olduğunu anlamak için niteliğine bakmak lazım. FETÖ dediğimiz çete dünyada hizmet adı altında 160 ülkede okulu bulunan ve bu ülkelerdeki zeki çocukları toplayıp eğitip organize eden bir sistem. Bu sistemin beyni Dünya hakimiyeti için uğraşan ABD gibi bir ülkedeyse o beynin o ülke tarafından kullanılmaması mümkün değil. Bu beynin de kullanıldığının farkında olmaması da mümkün değil. Dolayısıyla bu darbe girişimini ABD’de bulunan bir beyni kontrol edenler tarafından yapılmış bir eylem olarak değerlendirmek lazım. Bildiğimiz gibi 2013’ten itibaren bu örgütün milli olmadığı ve uluslararası çıkarların kontrolünde olduğu tespit edilmiştir. Bunun sonucu olarak başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere devletimiz bu örgütün tasfiyesi için yoğun çaba sarf ettiği biliniyordu. Yüksek Askeri Şura’da da TSK içerisindekilerin tasfiye edileceği öngörülüyordu. TSK’daki bu tasfiye safhasına girilmeden önce bu FETÖ yapılanmasını kullanan irade azami zararı vermek için harekete geçti. Çünkü bu yapı artık açığa çıkmış ve tasfiyeleriyle birlikte hizmet veremeyeceklerinden gözden çıkarılmışlardı.”
“Darbenin amacı iç savaş çıkarmaktı”
Yaşanan darbe girişimiyle ülkede iç savaş çıkartılmasının da amaçlandığını savunan emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, "Amaç Türkiye’yi belki Suriye, Libya, Mısır, Yemen gibi ülkelerin durumuna düşürmekti. DAİŞ’ten bazı elemanlar güneyden girecekler, Ermenistan’ın doğudan harekâtı başlayacak, PKK’nın farklı eylemleri olacaktı. Dolayısıyla yaşanan 15 Temmuz darbe girişimimin amacını hem siyasi liderlerin bertaraf edilmesi, hem de ülkenin istikrarının bozulmasını hedefleyen girişim olarak değerlendirebiliriz" dedi.
Emekli, Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, “Darbeler, ekonomik ve siyasi istikrarın bozulduğu, millete ters ideolojik kadrolaşmanın oluştuğu ve mevzuatın müsait olduğu dönemlerde başarılı olmuş. Mesela 70 ila 80 yılları arasında 12, 91 ile 97 yılları arasında ise 7 koalisyon hükümetleri gelmiş ve gitmiş. İkincisi TSK’da ideolojik kadrolaşma hakim olması lazım. Bugün TSK’da ideolojik kadrolaşma hakim değildi. Üçüncüsü ise mevzuat bakımından iç hizmet kanununun 35. Maddesi TSK’ya yetki veriyordu.Bu madde de değiştirildi. Dolayısıyla siyasi istikrar, ideolojik kadrolaşmanın yeterli olmaması ve mevzuat eksikliği böyle bir girişimin başarılı olmayacağını planlayıcılara göstermesi gerekirdi" ifadelerini kullandı.
“Cuntanın tasfiyesiyle TSK daha da güçlenecektir"
FETÖ'nün darbe girişimi engellendikten sonra kritik görevlerdeki generallerin tutuklanmasıyla TSK'da zafiyet yaşanabileceği yönündeki iddiaları da değerlendiren Tanrıverdi şöyle devam etti:
“Darbecilerden boşalan kadroların işin ehli subaylar tarafından en kısa sürede doldurulacağından kimsenin şüphe duymaması gerekir. TSK’da her rütbe sahibi kendinden iki üst rütbenin görevini yapabilecek tarzda yetiştirilir. Bu bakımdan üst rütbelerin tasfiye olmuş olması zafiyet meydana getirmez. Hiyerarşinin dışında emir komuta alan bir cuntanın, örgütlenmenin TSK içerisinde olması kabul edilemez. Bu cemaat ehlinin tasfiyesiyle TSK eskisine göre daha güçlü hale geleceği kanaatindeyim.”